'Dünyanın her yerinde köprü var, Türkiye'dekiler neden çöküyor?'

'Dünyanın her yerinde köprü var, Türkiye'dekiler neden çöküyor?'
Ordu'da dün hayatı felç eden taşkın ve yıkımların nedenlerini 'Karadeniz'i Anlamak' kitabının yazarlarından, Ordu Üniversitesi Öğretim Üyesi Deniz Yıldırım'la konuştuk.

Rıfat DOĞAN


ARTI GERÇEK- Ordu'nun ilçelerinde etkili olan sağanak dolayısıyla köprüler yıkılmış, çok sayıda kişi mahsur kalmıştı. Doğal afetin nedenleriyle ilgili Artı Gerçek’e konuşan Ordu Üniversitesi Öğretim Üyesi Deniz Yıldırım, dere kenarındaki yapılaşma nedeniyle dere yataklarının daraldığını ve yağmur sularının denize ulaşmakta sorun yaşadığını belirterek "Bölgede yerleşim planı yeniden yapılmalı" dedi.

İLGİLİ HABER: ORDU'DA KÖPRÜLER VE YOLLAR YIKILDI: 500 BİN KİŞİ ETKİLENDİ

Ünye'de şiddetli yağışların meydana getirdiği taşkın sonucu dört köprü yıkılmıştı. Köprülerin ardından Karadeniz Sahil Yolu trafiğe kapanarak ulaşım çift taraflı durmuştu. Selin ardından bir tekstil fabrikasında 165 kişi, Demirci Mahallesi'ndeki 150 fındık işçisi ve Eskimadendüzü mevkinde bulunan 400 mevsimlik tarım işçisi mahsur kalmıştı. Sel felaketinde can kaybı yaşanmazken, 5 kişinin yaralandığı bildirilmişti.




HES’LERLE BİRLİKTE DOĞAL DENGE BOZULDU

Rize’de de geçtiğimiz günlerde de sağanak sonrasında benzer görüntüler oluşmuş, dereler taşmış ve önüne kattığı araçları sürükleyip götürmüştü. Karadeniz bölgesinde son zamanlarda yaşanan bu sel baskınlarını Ordu Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Deniz Yıldırım ile konuştuk.

Yıldırım’ın ilk tespiti şu: Çarpık kentleşme ve özellikle HES’lerle birlikte bozulmaya başlanan doğal denge. Yıldırım’a göre Karadeniz bölgesinde derelerin, yağmur suyunun denize ulaşmakta sorun yaşaması. Yani yukarıdan akan su denize ulaşırken bir takım setler çıkması nedeniyle ister istemez önüne çıkanı katıp götürüyor.

Yıldırım "Doğal bir afet olmanın yanında Karadeniz’in doğasına ve coğrafi iklimine uygun olmayan yapılaşma planı bu olumsuzlukları tetiklemiş görünüyor" dedi.

"DERELERE İNSANİ MÜDAHALE BU SONUCU YARATTI"

Yaşanan afette Karadeniz Sahil Yolu’nun etkisinin de olduğunu söyleyen Yıldırım, insan eliyle yapılan müdahaleye dikkat çekerek şunları söyledi:

Ulaşım Ünye kesminden itibaren çevre yolu üzerinden şehrin dışında devam etse de halen Ordu ve Fatsa’da sahil kesminden devam ediyor. Benim gördüğüm kadarıyla asıl yıkıntının olduğu ve köprünün yıkıldığı yer Ünye’nin çıkışındaki Cevizdere kısmında köylerin olduğu bölge. Orası adı üstünde dere ve dere üstünde çok fazla yerleşim yeri ve köy var. Dolaysıyla sel, buradaki köprünün ayaklarını aşınıdırıp götürmüş ve yıkmış. Yine Fatsa girişindeki büyük ırmağın denizle birleştiği yerde köprü de yıkılmış. Buradaki temel mesele yapılan yolun adının ne olduğu değil, temel mesele burada denizle sağlıklı buluşan dereye bugüne kadar insani müdahalede bulunulmuş olması.

"DÜNYANIN HER YERİNDE DERE ÜZERİNDE KÖPRÜ VAR, TÜRKİYE’DE NEDEN ÇÖKÜYOR?"

Yıldırım, dünyada her yerde derelerin üzerine yollar ve geçitlerin yapıldığını belirterek şu noktaya dikkat çekiyor: Bu yeni bir durum değil. Ama acaba neden Türkiye’de sel olduğunda bu kadar kolay bir şekilde köprüler çöküyor? Demek ki burada hem bir yapılaşma hem de derelerin denize kavuşmasında yeterli ve doğru bir planlama yapılmadı. Doğal bir afetin yanında insani bir hata olduğu çok açık.

"YENİ BİR YERLEŞİM PLANINA İHTİYAÇ VAR"

Yıldırım, suyun denize kolaylıkla ulaşmasını sağlayacak yeni bir yerleşim planına ihtiyaç olduğunu belirterek çözüm önerileri hakkında şunları söyledi:

Burası Karadeniz bölgesi ve özel bir yağış iklimine sahip. Bu yağış iklimine uygun doğayla uyumlu hale getirilmiş yerleşme planı lazım her şeyden önce. Tüm Türkiye’de olduğu gibi Karadeniz’de de muazzam bir yapılaşma furyası var. Dolayısıyla bu inşaat ve imar rantına-affına dayalı büyüme modeli yerine Karadeniz’de bir afet planına dayanması gerekiyor. Bu sel taşkınlarıyla ilgili sürekli aynı bölge için aynı uyarılar yapılıyor. Örneğin Fatsa ile ilgili sürekli bu uyarı yapılır. Demek ki buraların sorunlu olduğu ve sel baskını riski taşıdığı biliniyor. Yani ne yapılabilir? Dediğim gibi bir afet planı oluşturulabilir. Bu bölgedeki yerleşim planı değiştirilebilir.

YAĞMUR SUYU DENİZLE RAHATLIKLA BULUŞABİLMELİ

Öncelikle alt kat veya tek katlı evlerin olduğu yerlerde evlerin boşaltılması yoluyla ve sosyal konutlar aracılığıyla devlet telafi edici bazı mekanizmalar geliştirebilir ve bu sayede dere yataklarının genişleyebileceği ve yağmur sularının rahatlıkla toplanabileceği, önündeki malzemeleri kata kata götürerek denize ulaşabileceği yerleşim planı oluşturulabilir. Böyle tedbirler alınabilir. Bu saydığım tedbirlerdeki temel mesele dağlık tepelik bölgeden toprakla birleşen yağmur sularının denize kolayca ulaşabilmesini sağlamak.

Öne Çıkanlar