Eeeeey Savcılar, nerelerdesiniz

Bu kadın çok açık bir biçimde nefret suçu işliyor, yaptığı o korkunç konuşmayı da videoya çektirmiş, muhtemelen kimse bana ilişemez diye de sirkülasyona sokmuş bir biçimde.

Hukuk bu kadar taraflı uygulanır ise o ülkeden hayır gelmez.

Cumhurbaşkanına getirilen yaklaşık her sert eleştiri için davalar açılıyor.

Binlerce kişi bu nedenden ya hapse atılıyor ya da tazminat ödemeye mahkûm ediliyorlar.

Türkiye’nin birinci sınıf bir ülke olma iddiası varsa, hiç de emin değilim bundan, Türkiye’nin hukuk çizgisi de evrensel hukuk çizgisi ile aynı olacak.

Başka çözüm yok.

Çağdaş, medeni bir batı ülkesinde bu eleştirilerin hiç biri (binde biri belki) ceza kanunu kapsamına alınamaz.

"Biz virüsten değil, bu düzen nedeniyle öleceğiz" diyen bir TIR şoförü gözaltına alınabiliyor.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da bu gözaltı işlemini konjonktüre bağlı olarak savunabiliyor, Allah hepimizin akıl sağlığını korusun.

Dün (Pazartesi, 30 Mart) sosyal medyaya bir video düştü.

Zekiye Çomaklı isimli bir hanımefendi var videoda, yaşını başını da almış bir kadın, oğlu Anadolu Üniversitesi (Eskişehir) Rektörü imiş, internetten merak ettim baktım, AKP’ye çok yakın bir kadın, Erzurumlu, şiir kitapları var, şiirlerini okumadım.

Bu kadın çok açık bir biçimde nefret suçu işliyor, yaptığı o korkunç konuşmayı da videoya çektirmiş, muhtemelen kimse bana ilişemez diye de sirkülasyona sokmuş bir biçimde.

Zekiye Hanım, nedendir bilemiyorum, İzmirlileri hiç sevmiyor.

Bir bölge, bir şehir insanı için böyle genellemeler yapmak çok saçmadır, Erzurumlular iyidir, İzmirliler kötüdür gibi ama artık o kadarını, o düşünce sofistikasyonunu beklemiyoruz Zekiye Çomaklı Hanım’dan.

Zekiye Çomaklı Hanımefendi İzmirliler için şu ifadeleri kullanıyor:

"Siz namussuz gavurlarsınız, dedelerinizi denize döktük, sizi de dökeceğiz, İnşallah hepiniz de korona virüsten ölürsünüz."

Mealen böyle söylüyor Zekiye Çomaklı.

İzmirlilere neden kafayı takmış bilmiyorum ama söylediklerinde mutlaka çok sıkıntılı bir ruh hali var, işin bu tarafını ruh hekimlerine bırakalım ama söyledikleri çok açık bir nefret söylemi, hem bizim iç hukukumuza hem de evrensel hukuka göre.

Bakalım savcılarımız AKP’ye çok yakın, oğlu Anadolu Üniversite Rektörü bu hanımefendi için bir girişimde bulunacaklar mı?

İçişleri Bakanımız ekranlarda "Bu sıkıntılı günlerde bu bölücü konuşmayı yapan kendini bilmez kadın da kimdir, böyle şeylere izin veremeyiz?" diyebilecek mi, çok merak ediyorum.

Meselenin bir de başka boyutu var.

Yukarıda belirttim, Zekiye Çomaklı’nın oğlu Anadolu Üniversitesi rektörü imiş.

Malum bizim kültürde, önemli ölçüde başka yerlerde de, oğlan çocuklarının yetişmesinde anneler çok önemlidir.

Anadolu Üniversitesini büyük ölçüde eski Akademinin Maliye Bölümü kurdu, aynı üniversiteden değildik ama kamu maliyecileri bir aile gibi idik, görüşürdük, senede birçok güzel sempozyumlar düzenlerdik, bu nedenden kurucu kadroyu, başta Prof. Yılmaz Büyükerşen olmak üzere tanırım, o üniversitenin nasıl doğduğunu, o güzel kampüsün nasıl yapıldığını bilirim.

Bugün aynı üniversitenin başında Zekiye Çomaklı Hanımın oğlunun rektör olarak bulunması da içimi biraz burktu doğrusu; umarım, gerçekten umarım, oğlu dünyaya bakış itibariyle annesine benzememiştir.

Bu mesele Zekiye Çomaklı Hanım ile ilgili bir mesele değildir.

Bu video ile ilgili bir soruşturma açılmaz ise Türkiye bırakın hukuk devleti olmayı devlet olmaktan vazgeçmiş olacaktır.

Videoyu buraya koyuyorum, hukuk fakültesi öğrencileri nefret söylemi ne demektir, öğrenmek isterlerse, izlesinler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Eser Karakaş Arşivi