Eğitim-Sen Genel Başkanı Kurul, Milli Eğitim Bakan'ı Selçuk'la görüştü

Eğitim-Sen Genel Başkanı Kurul, Milli Eğitim Bakan'ı Selçuk'la görüştü
Eğitim-Sen, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'la bir görüşme yaparak eğitim emekçileri, öğrenciler ve velilerin sorunlarına yönelik bir dosya teslim etti.

ARTI GERÇEK- Eğitim-Sen Genel Başkanı Prof. Nejla Kurul, Genel Sekreter İkram Atabay ve Genel Örgütlenme Sekreteri Ramazan Gürbüz, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’la eğitimde yaşanan sorunlara dair görüştü.

Cuma günü yapılan görüşmede salgınla birlikte eğitimde yaşanan sorunlarla, eğitim ve bilim emekçilerinin sorunları Bakan Selçuk’a iletildi.

Eğitim-Sen heyeti Selçuk’a sundukları dosyada salgın döneminde uzaktan eğitim politikasının yürütülemediğini ve öğrenciler arasında fırsat eşitsizliği yaşandığını belirtti. Dosyada, "Özellikle sosyoekonomik durumu iyi olmayan düşük gelirli velilerin çocukları, kız çocukları, tarım işçisi çocuklar, anadili farklı olan çocuklar, engelli çocuklar ve dezavantajlı gruplar uzaktan eğitime ulaşamamış, sistemin dışında kalmışlardır. İnternet erişimi olmayan, akıllı telefon, tablet ve bilgisayarı olmayan öğrenciler uzaktan eğitime dahil olamamışlardır" denildi.

Öte yandan MEB’in yönetmelik değişikliği ile uygulamaya geçirdiği uzaktan eğitimde  "not verme" çalışmasının adil bir uygulama olmadığı eleştirisi yapılarak, vazgeçilmesi istenildi.

Eğitim-Sen ana sınıfı ve köy okullarının açılmaya başlanılması gerektiğini iletirken, uygulama için ortaokulların küçük yaş gruplarının sayılarının bölüştürülerek kullanma önerisi getirildi. Ayrıca küçük yaş grupları öğretmenlerine aşılama sürecinde öncelik verilmesi talep edildi.

Eğitim-Sen salgınla birlikte öğretmenlerin iş yükünün de arttığını kaydederek, "COVID-19 salgını ile birlikte öğretmenlere yönelik sekiz saatin üzerinde çalıştırma uygulamalarına yenileri eklenmiştir. Öğretmenlerin ‘geçici görevlendirme’ adı altında filyasyon ekiplerinde ve çağrı merkezlerinde görevlendirilmek istenmesi Anayasa ve yasalarımıza aykırıdır; bu nedenle vazgeçilmelidir" dedi.

‘LAİKLİK İLKESİNİ İHLAL EDEN UYGULAMALAR ORTADAN KALDIRILMALIDIR’

Eğitim-Sen’in ilettiği taleplerden biri ise okullarda verilen dini eğitimler ve MEB’in çalışma yürüttüğü dini vakıf ve derneklerdi. Eğitim- Sen, "Cemaatler ve tarikatlarla yapılan protokoller, dinden özerk yaşam süren velilerimizi ve öğretmenlerimizi ciddi biçimde endişelendirmektedir. Yine Din Öğretimi Genel Müdürlüğünün, il ve ilçe milli eğitim yöneticileri ile okul yöneticilerini öğrencilerin dini içerikli dersleri seçmeleri konusunda yönlendirdiği şikâyetleri sendikamıza sıklıkla iletilmektedir. Seçmeli derslerin ilgi, yetenek ve merakları doğrultusunda öğrenciler tarafından seçilmesi için gerekli özen gösterilmelidir. Öğrencileri dini içerikli dersleri seçmeye yönlendiren eğitim yöneticileri ve okul yöneticileri uyarılmalıdır. Bu konu basında da yeterince yer almıştır. Anayasa ve eğitimle ilgili yasalarda yer alan laiklik ilkesi, Türkiye’de çoğul bir ortak yaşamın güvencesidir.  Bilimsel ve laik eğitim ilkesinden vazgeçilmemelidir" dedi.

Öğretmenler arasında kadrolu, sözleşmeli ya da ücretli öğretmen ayrımı yapılmasının doğru olmadığını belirten Eğitim-Sen mevcut uygulamaların kaldırılması gerektiğini söyledi. Sendika genel idari, teknik ve yardımcı hizmetlerde çalışanların da özlük haklarının iyileştirilmesini istedi.

MEB’in 2014 yılında1709 şube müdürü atadığını fakat İdare Mahkemesi ve Danıştay’ın atamaları iptal ettiğinin hatırlatıldığı dosyada karara rağmen herhangi bir adım atılmadığı belirtildi. Selçuk’tan atamaların geri çekilmesi istenildi.

'SÖZLÜ SINAV YÖNTEMİNDEN VAZGEÇİLMELİ'

Eğitim-Sen, "15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında, tüm kamuda olduğu gibi eğitim alanında da, liyakati yok sayarak sözlü sınav/mülakatlarla, kadrolu ve sözleşmeli öğretmen ve yönetici atamaları yapılmaya başlanmıştır. Türkiye’de siyasal kutuplaşmalar eğitim alanına da yansımakta, sözlü sınavlar özellikle iktidar konumları için farklı olanı eleme mekanizmasına dönüşmektedir. Sözlü sınavlar ayrımcı uygulamalar için kullanıldığından bu yöntemden vazgeçilmelidir" talebini de iletti.

OHAL Komisyonu’nun incelediği 16 bin dosyanın bin 200’ünde sendika üyelerinin olduğunu ifade eden Eğitim-Sen üyelerinin dosyalarına bilinçli bir tercihle bakılmadığını belirtildi. Sendika, Bakanlığın bu konuda inisiyatif alması gerektiğini vurgularken, " KHK ek listelerine konularak işlerine son verilen eğitim ve bilim emekçilerinin görevlerine dönüşü sağlanmalıdır" dedi.

‘SENDİKAL EYLEMLERİ NEDENİYLE AÇIĞA ALINMASI VE SÜRGÜN EDİLMESİ UYGULAMALARINA SON VERİLMELİDİR’

Eğitim-Sen, sendikal faaliyetleri nedeniyle bin 190 üyesinin 2017-2018 eğitim öğretim yılında sürgün edildiğini ve eğitim emekçilerinin tayin konusunda seslerini sosyal medyada duyurmaya çalıştığını belirterek, isteğe bağlı iller arası yer değişikliği ve il içi yer değişikliği eşitlik, adalet ve yasalara uygun biçimde yapılmalıdır" talebini iletti.

Üyelerinden ek ders ücretlerinin verilmediği şikayeti aldığını söyleyen Eğitim-Sen ücretlerin ödenmesini istedi. Öte yandan 3600 ek gösterge düzenlemesinin seçim vaadi olarak kaldığını belirtilen dosyada, grekli düzenlemenin yapılmasını talep etti.

ORTAK BAKIM ÜNİTELERİ VE KREŞ TALEBİ

Selçuk’a iletilen dosyada ebeveynlere yönelik taleplerde yer aldı. Eğitim- Sen; "Çalışan kadınlara doğum öncesi 8, doğum sonrası 16 hafta olmak üzere toplam 24 hafta ücretli doğum izni verilmelidir. Doğumdan sonra babaya 10 iş günü ücretli izin verilmeli, sezaryenle veya erken doğum halinde bu izin ücretli olarak 15 güne çıkarılmalıdır. Bunun için; 0-6 yaş grubu çocuklar için, 50 ve üzerinde çalışanı olan bütün iş yerlerinde kreş açılmalıdır. 50’den az çalışanın bulunduğu işyerlerinde ise çalışma alanlarına yakın ortak bakım üniteleri ve kreşler açılmalıdır" dedi.

Öne Çıkanlar