Erdoğan, kazancı olmayan esnaftan vergi almayacakmış...

Erdoğan’ın konuşmasını dinlerken bikaç konu dikkatimi çekti. Bunlardan birincisi 850 bin esnaftan artık kazanç vergisi alınmayacağıydı.

Bugün Recep Tamam Erdoğan’ın ekonomi paketini dinleme mazoşistliğini gösterince, anladım ki ben ekonomiyi kendisinden daha iyi yönetirim. En azından insanlarla dalga geçmem, alay etmem, bu işi çok iyi bildiğine inandığım 10 kişiyi alır ve bana açıklamalı neler yapılması gerektiğini danışır ve anlattırırdım. Erdoğan’ın yanında büyük olasılıkla 10’dan fazla danışman vardır ama onlar onun saçmalıklarını dinleyip, baş yada el kaldırıp, indirmekten başka bişey yapmıyorlar.

Erdoğan’ın konuşmasını dinlerken bikaç konu dikkatimi çekti. Bunlardan birincisi 850 bin esnaftan artık kazanç vergisi alınmayacağıydı. Bunu dinler dinlemez bir gülümseme belirdi yüzümde, esnafları gözümün önüne getirdim ve sevinçten halay çekmek için nasıl sabırsızlandıklarını düşünmeye başladım. Nasıl halay çekmesinler ki, o esnafın büyük bir kısmı zaten pandemi nedeniyle kapalıydı ve aylardır kazançları yoktu ama olsun du, kazanamadıkları kazancın vergisini vermeyeceklerdi. Kimin aklına gelmiştir bu dahiyane düşünce diye düşünmeye çalıştım ama gerek kalmadı, Erdoson ampülü çaktı hemen gözümün önünde. Açan dükkan esnafının da aylardır siftah yapmadığını okusak da farketmez, olmayan kazancın vergisini nasıl ödeyeceğini düşünmekten kurtuldular en azından. Böyle bişey olur mu diye düşünmeyin sakın, sabit vergi diye bişey var çünkü.

Paketin benim açımdan ikinci önemli kısmı devletin istihdam yaratacak olmasıydı. Evet onu da oldukça iyi açıkladı Erdoğan, şu kurumu kurup kendine, bu kurumu kurup yardımcısına, o kurulu kurup başka yardımcısına bağlayacağını söyledi. Doğal olarak, o-şu-bu (Çin şirketi gibi oldu, bu Perinçek’in işi olsa gerek) kurumlarını kurmak yetmiyor, onlara istihdam gerekiyor tabi ki, kaç kişi alırlar, onu bilemeyeceğim ama sanırım önce o kurumların kurulması için kurul kurmaları gerekiyor.

Üçüncü önemli konu Erdoğan gibilerinin paketlerinde hiç olmaması gereken konular, o da işçi sınıfının, memurun nasıl geçineceğiydi. Kazancı olmayan esnafın kazanç vergisini düşünen Erdoğan’ın aklına asgari ücretlinin vergisini yok saymak asla gelmedi mesela.

Aklımda kalan dördüncü konu, yine kendi döneminde tek rakamlı haneye düşürdüğü enflasyon oranını nasıl %30’lara çıkararak Erdoğan öncesi olan % 100’lerden aşağı çektiğiydi. Yanlış anlamadınız ama bu sayılarla kafanız karışırsa sorunuzu bana değil ağabeyim Ali Nesin’e sorun. Ama sorarken zorlanmamanız için size 3 rakam vereyim: Erdoğan öncesi 2001 yılında enflasyon %68,5. Arkasından Erdoğan iktidarı geliyor ve 2012 yılında enflasyonu %6,16’ya düşürüyor. Aynı Erdoğan dünkü konuşmasında enflasyonu %100’lerden %30’lara düşürdüğünü söylüyor ama 2012 ile 2021 arası ülkeyi kimin yönettiğini ve nasıl tekrar yükselme başladığını söylemiyor.

Bu yazıyı yazmadan ve paket hakkında henüz çok fazla kimse konuşmamışken youtube kanalıma bir program yaptım ve orada TÜSİAD’ın açıklamaların çok önemli olacağını söylemiştim. Hemen açıklama yapmış TÜSİAD başkanı Simone Kaslowski ve "Özellikle bütçenin disipline edilmesi ve harcamaların kontrol altına alınmasına yönelik adımları olumlu buluyoruz" demiş.

Şimdi bütün bu açıklamalardan aklımda kalan soruyu sormak istiyorum, Erdoğan sizce ekonomi konusunda Berat Albayrak’tan da beter değil mi, yoksa bana mı öyle geldi!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet Nesin Arşivi