Ergun Özbudun: Altılı mutabakata 'beş benzemez' yakıştırması yanlış

Dünyanın ve Türkiye’nin gündemi Ukrayna-Rusya krizi ve bunun ekonomik ve siyasi yansımaları. Türkiye’de tüm bu krizin ortasında umut verici bir gelişme de yaşandı ve altı parti bir masa etrafında bir araya gelerek Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Modeli’ni kamuoyuna ilan etti. 

CHP, İYİ, Saadet, DP, Gelecek ve DEVA’nın genel başkanlarının imzalamasıyla duyurulan metin farklı kesimlerin demokratik siyaset için biraraya gelmesini gösterdiğinden genel olarak memnuniyetle karşılandı, destek buldu.

Gündemin Gerçekleri’nde savaştan fırsat yaratıp hukuk konuştuğumuz bir açıkoturum günüydü. Üç hukukçu konukla altı partinin mutabakata vardığı metnin detaylarını konuştuk. 

Programın katılımcıları duayen anayasa profesörü, aynı zamanda Gelecek Partisi Siyasi Söylem Kurulu üyesi olan Ergun Özbudun, DEVA Sözcüsü İdris Şahin ve CHP Gençlik Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen’di.

'BAZI MADDELERE İTİRAZIMIZ OLABİLİR'

Ergun Özbudun, mutabakat metnindeki bazı maddelere itirazlarını olabileceğini söylerken bu girişime büyük destek verdiğini de açıkladı. Örneğin Cumhurbaşkanı seçilen kişinin bir daha seçilmemesinin doğru ama "siyaset yapamaz" maddesini koymanın gereksiz olduğunu belirten Özbudun gene de bu itirazların teferruat sayılması, ağaçlara bakarken ormanı görmeyi unutmamız gerektiğini vurguladı. 

Özbudun, bu girişimin Türkiye siyasete çok nadir yaşanan bir gelişme olduğunu ifade ederken iktidar çevrelerinin ve bazı analistlerin bu partileri "beş benzemez" diye adlandırmasına karşı çıktığını da belirtti.

"Çok haksız, çok yanlış bir saptama" diyen Özbudun durumu şöyle gerekçelendirdi: "Çünkü üzerinde ittifaka vardıkları ve millet önünde gerçekleştireceklerini söyledikleri alan gayet kapsayıcı. Bu sadece basit bir hükümet sistemi değişikliği değil. Dolayısıyla, bu sıfat yakışıksız."

'TÜRKİYE’DE BİRÇOK KESİM ÖTEKİLEŞTİRİLİYOR'

Gökçe Gökçen de metne destek verdiğini ve bu mutabakatın "yarının Türkiyesini" kurmak için yol gösterici olduğunu söylerken İstanbul Sözleşmesi’nin önemine de değindi. CHP’nin kadın hakları konusunda İstanbul Sözleşmesi’nden taviz vermesinin mümkün olmadığını belirtirken DEVA Sözcüsü İdris Şahin de şayet DEVA iktidara gelirse ilk yapacakları işlerden birinin İstanbul Sözleşmesi’ne dönmek olduğunu söyledi. İdris Şahin, uluslararası sözleşmelerden bir tek imzayla çıkılabilmesinin yolunu kapatacaklarını da sözlerine ekledi.

Gökçe Gökçen, kamu kurumlarında işe alınacak kadın sayısının artırılması, kadına yönelik şiddette uluslararası hükümlerin etkin bir şekilde uygulanması gibi maddelerde ortaklamış olmanın çok önemli olduğuna değinirken bütün ötekileştirilenleri kapsayan bir hukuki zemine ihtiyaç olduğunu söyledi. LGBTİ’ler, Kürtler, Aleviler… "Türkiye’de ne yazık ki birçok kesim ötekileştiriliyor," diyen Gökçe, birçok kesime yönelik çok ciddi insan hakları ihlallerinin de gerçekleştirildiğini ifade etti.

DEVA Sözcüsü İdris Şahin ise mutabakat metnini "ülkenin son dönemde yaşadığı sıkıntıları ortadan kaldıracak bir imza" olarak nitelendirdi. "Bu sadece Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem çalışması değil; güçlü, özgürlükçü, demokratik, adil bir ülke inşa etme çalışmasıydı," diyen İdris Şahin, o günkü toplantıda herkesin kutuplaşma yerine istişare ortamını görmekten büyük mutluluk duyduğunu aktardı.

'BURHAN KUZU BİLE BU SİSTEMİ İSTEMEDİ'

İdris Şahin, çok çarpıcı bir açıklama da daha bulunarak Burhan Kuzu’nun dahi bu sistemi istemediğini, Başkanlık derken bugünkü modelini asla kast etmediğini şahitler göstererek söyledi:

"Hiçbir literatürde karşılık bulmayan, ucube bir sistemi bu topluma dayattılar. OHAL şartlarında. Bu iş için en fazla çalışanlardan birisi, o dönemlerde birlikte çalıştığımız Burhan Kuzu’ydu. Ona sorduğumda, ‘Hocam senin istediğin sistem bu muydu?’ dediğimde, o bile ‘elbette bu değildi, bunu sen de biliyorsun!’ diye yanıtlamıştı."