Ertuğrul Özkök'ten 'vay şerefsiz' manşeti açıklaması: Ahmet Kaya'nın mezarına gittim, daha ne yapayım?

Ertuğrul Özkök'ten 'vay şerefsiz' manşeti açıklaması: Ahmet Kaya'nın mezarına gittim, daha ne yapayım?
Özkök, kendisine yöneltilen eleştirilere yanıt verirken "Andıç olayı devletin bana attığı en büyük kazıktır. O günden itibaren askerlerle bütün ilişkimi kestim" dedi.

20 yılı genel yayın yönetmeni olmak üzere 35 yıl aralıksız çalıştığı Hürriyet gazetesinin kasım ayında yollarını ayırdığı Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, kendisi hakkında süren tartışmaları değerlendirdi. Ahmet Kaya için attığı 'vay şerefsiz' manşetine ilişkin konuşan Özkök, "Ben Ahmet Kaya'nın mezarına gittim, daha ne yapayım? Ali Tatar'a o manşetleri atanlardan bir tanesi onun mezarının başına gidip 'Ben kötü bir şey yaptım' deme cesaretine sahip mi?" ifadelerini kullandı.

T24 gazetesinden Hazal Özvarış'ın söyleştiği Özkök, Ahmet Kaya için attığı 'Vay şerefsiz' manşetine değinerek şunları anlattı:

'AHMET KAYA'NIN MEZARINA GİTTİM'

"Dünyanın en ciddi gazetesi Le Monde'un hatalarının yüzde 1'ini yapsam beni bu memlekette asarlardı. Kimse samimiyetime inanmıyor. Şunu yazmayı unutma, en azından bir konuda hakkımı ver: Geçmişle hesaplaşma konusunda benden daha cesur kimse yok bu ülkede! Öbür gazetecilerin de gücü başkalarını sorgulamaya yetmiyor. Ben Ahmet Kaya'nın mezarına gittim, daha ne yapayım? Ali Tatar'a o manşetleri atanlardan bir tanesi onun mezarının başına gidip 'Ben kötü bir şey yaptım' deme cesaretine sahip mi?"

Özkök, Özvarış'ın "Medya tarihine geçen tüm hatalar için geçerli bir soruyu siz Hürriyet örneği üzerinden yanıtlar mısınız: Oktay Ekşi'nin 'Alçakları Tanıyalım' başlıklı yazısı ardından gelen Andıç Skandalı'nda, 'Vay Şerefsiz' veya 'Hayata Dönüş' adı verilen operasyon için atılan 'Devlet Girdi' gibi gazetecilik açısından sorunlu haber aktarımlarında, bir gazete için gerekli olan ortak akıl yazı işlerinde hangi noktada sekteye uğradı?" şeklindeki sorusuna da şu yanıtı verdi:

'DEVLETİN BANA ATTIĞI EN BÜYÜK KAZIKTIR'

"Bakın, Andıç olayı devletin bana attığı en büyük kazıktır. O günden itibaren askerlerle bütün ilişkimi kestim. Zaten bir ilişkim yoktu ama sonrasında ne askere ne polise güvendim. Bu da beni Ergenekon olayları sırasında korudu, çünkü bana getirilen kâğıtlarla ilgili 'Ben bir kere andıçtan kazık yedim, bu devletten bir daha kazık yemem' dedim. O yüzden Hürriyet, Ergenekon davalarına girmedi diye çok eleştirildi. Yayın yönetmenliğinden ayrılıncaya kadar da hep temkinli gittim. Bu iyi sınavı niye kimse anlatmıyor?"

1998'de yakalanan PKK'nin üst düzey yöneticilerinden Şemdin Sakık'ın soruşturma zabtına, yalan ifadeler eklenerek basına sızdırılması, Türk medya tarihine 'Andıç skandalı' olarak geçti. Bu ifadeler, 25 Nisan 1998 tarihinde Hürriyet ve Sabah gazetelerinde iki gün boyunca yayımlandı. Çevik Bir ve Erol Özkasnak'ın gönderdiği sahte belgede Sakık ifadesinde bazı gazetecilerin ve sivil toplum kuruluşlarının 'para karşılığı PKK’ye destek verdikleri' iddia edildi.

Bazı medya patronları adı geçen gazetecilerin işine son verdi. 'Bu gazeteciler arasında Kürt sorununda devletin resmi politikasına uyum göstermediği' ileri sürülen Cengiz Çandar, Ahmet Altan, Mehmet Altan, Mehmet Barlas, Mehmet Ali Birand gibi gazeteciler bulunuyordu. Daha sonra bu belgenin Çevik Bir ve Özkasnak tarafından 'Andıç' adı verilen bir yazıyla hazırlandığı anlaşıldı.

Öne Çıkanlar