Eski istihbarat ajanı Enver Altaylı'dan Sedat Peker'e mektup

Eski istihbarat ajanı Enver Altaylı'dan Sedat Peker'e mektup
Eski istihbaratçı Enver Altaylı, suç örgütü liderliğinden hüküm giyen Sedat Peker'e mektup yazdı. Mektup, Altaylı'nın ailesi tarafından kullanılan Twitter hesabından paylaşıldı.

Sedat Peker, yayınladığı videolar ve sosyal medya açıklamalarıyla iktidar hakkında dikkat çeken iddialarda bulundu. Peker'in gündemi sarsan açıklamalarının ardından dikkat çeken bir gelişme yaşandı.

Gülen Cemaati üyeliğinden cezaevinde bulunan istihbarat ajanı Enver Altaylı, Sedat Peker için bir açık mektup kaleme aldı. Dikkat çeken ifadelerin yer aldığı mektup Altaylı'nın ailesi tarafından yönetildiği belirtilen sosyal medya hesabından paylaşıldı.

Altaylı'nın Peker'e yazdığı mektupta şu ifadeler yer aldı:



"Sözüm Sedat Peker'e. Hepimiz zamanı geldiğinde Mahkeme-i Kübra' da elbette hesap vereceğiz. Sen de, ben de. Allah ininde kim makbul, Kendisi bilir. Ne kendimi temize çıkarırım, ne de başkasını suçlarım. Şimdi gördüğüm şudur. Açıklamaların ülkenin, devletin temizlenmesi için bir fırsattır ve ifşaatın millete yapılan hizmettir. Bu hizmetin karşılığını Rabbim sana versin.

Ben sana şunu yap, bunu yapma, şunu açıkla, şunu açıklama demeyeceğim: Sevdiklerinden, vatanından uzaksın. Etrafında insanlar olsa da yalnızsın. Ben  de dört yıldır cezaevinde tehlikeli tutuklu olarak 10 metrekarelik bir hücrede sosyal temastan tecrit edilmiş olarak Rabbim"in huzurundayım. Ne casusum ne de terör örgütü üyesiyim. Rabbim bilir masumum.

Bu dönem benim için bir tefekkür ve arınma dönemidir. Bu dönem, senin için de bir tefekkür ve arınma dönemi olsun. Ben sana şunu yap, bunu yapma, şunu açıkla, şunu açıklama, demeyeceğim. Güzel bir abdest al, iki rekat namaz kıl, Rabbinin huzurunda iki rekat namaz kıl ve Rabbin huzurunda ağla. Rabbinden yardım iste. O sana. Ne yapacağını gösterecektir. Rabbim yardımcın olsun.

Feridüddin Attar'ın Tezkiretül Evliyasını oku. Fudayl bin İyaz isimli mübarek bir zat vardır. O Allah sevgilisini kendine örnek al. Bir zaman namlı bir eşkiya iken, Rabbim onu ahde vefa sahibi, cesur ve yüreğinin derinliklerinde Allah'ına olan imam olduğu için sevdiği kullarının arasına kattı.

Fudayl'ın Öyküsü Allah'a inanır, çadırında çok namaz kılardı. Ama haramilerin reisi idi. Kervanları soyar, kadınlara dokunmaz, gariplere yardım ederdi. Bir gün adamları bir kervanı bastı. Kervanbaşı on bin altını ile kervandan ayrıldı.

Yolu Fudayl'ın çadırına düştü. Altınları ona emanet bıraktı. Fudayl "koy şuraya, dursun. Sonra alırsın" dedi. Kervana döndü. Herkes bağlanmış ve talan edilmişti. Fudayl'ın çadırına döndü. Anladı ki Fudayl eşkıya başıdır. "Yandım, altınımı elimle eşkiya başına teslim ettim" dedi. Fudayl ona "emanetin şuracıkta, al git" dedi. Kervancı hayretle. Fudayl "bizde emanete hıyanet yoktur" dedi.

Yine bir kervan soyacaktı. Kervanda bir kişi, şu ayeti okuyordu. Fudayl işitti:

"İman edenlerin, Allah'ı anmak ve Haktan inen gerçeği düşünmekten dolayı kalplerinin saygıyla yumuşaması hâlâ gelmedi mi? (Hadit Süresi, 16)

Fudayl der ki, "Bu ayet benim içimi okundu. Yüreğime dokundu." Başını secdeye koydu. Tövbe etti. Uzun uzun ağladı. Herkesle helalleşti. Fudayl'ın Halife Harun Reşid'e yaptığı nasihat önemlidir. Attar'ın Tezkiretül Evliya isimli kitabında Harun Reşit ile görüşmesi anlaşılır. Fudayl'ın hayatı hepimize örnek olsun."

Öne Çıkanlar