Ev işçisi Sultan Karasu: Daha fazla emek isteniyor ama daha fazla ücret verilmiyor

Ev işçisi Sultan Karasu: Daha fazla emek isteniyor ama daha fazla ücret verilmiyor
COVİD-19 salgınından belki de en çok onlar etkilendi. Onlar yoksul mahallelerden kentin çeperlerine çalışmaya giden ‘gündelikçi’ olarak bildiğimiz ev işçileri.

Sultan Eylem KELEŞ


ARTI GERÇEK- Türkiye’de tahmin edilenlere göre 2 milyona yakın ev işçisi var. Tahmin ediliyor, kesin bir rakam verilemiyor çünkü ev işçilerinin ezici çoğunluğu kayıt dışı çalıştırılıyor. Tüm dünyayı etkisi altına alan, yoksulları, işçileri, emekçileri herkesten daha fazla etkilediği malum olan Coronavirus salgını zaten güvencesiz çalışan ev işçilerini daha da güvencesiz bir alana itmiş oldu. 

‘KARIN TOKLUĞUNA DEĞİL, KART BORCUNA ÇALIŞIYORUZ’

Sultan Karasu 22 yaşından beri ev işçiliği yapıyor. Pandemi nedeniyle 3 ay boyunca çalışamadı. Coronavirus nedeniyle çalışmak için gittiği yerlerden, ‘Artık gelme’ denilerek döndürüldü. Bir ofisin temizliğine gidiyordu, ofis pandemi nedeniyle kapatıldı. Devlet kendisini ‘işçi’ statüsünde görmediği için, işsizlik maaşı ya da kısa çalışma ödeneği de alamadı. Bu süreçte yaşadığı ekonomik zorlukları şöyle anlattı: ‘’Dipteydik daha da dibe indik. Çalışmadığımız, herkes evde olduğu için giderlerimiz arttı. Faturalarımızı ödeyemedik. Ne devletten ne işverenden destek gördük. Mecburi ihtiyaçlarımızı hep kartla aldık. Şu anda karın tokluğuna bile değil, kart borcuna çalışıyoruz’’

DAHA FAZLA İŞE, DAHA FAZLA ÜCRET YOK 

Ev işçilerinin belirli bir iş tanımı yok, bu yüzden ev işçileri patronun insafına göre birçok işi yapmakla mükellef tutulabiliyor. Evin temizliğinden evdeki evcil hayvanın, çocukların ve yaşlıların bakımına kadar… İş tanımlarının olmayışı ev işçilerini sömürüye daha açık bir hale getiriyor. Karasu, herkesin hijyen kaygılarının arttığı pandemi sürecinde, çalışmaya gittiği evlerdeki iş yükünün arttığını fakat bu durumun yevmiyeye yansıtılmadığını aktardı: ‘’ Çamaşır suyunu daha ağırlıklı kullanmamı, daha sık kullandıkları kapı kollarını ve devamlı oturdukları yerleri daha hijyene uygun hale getirmemi istediler. Bizden daha fazla emek isteniyor ama daha fazla bir ücret vermediler’’

‘BİZİM CORONAViRUS BULAŞTIRMAMIZDAN KORKUYORLAR, İŞVERENLER SANKİ ÇELİK ZIRH GİYİYOR’

Karasu’yu bu süreçte en çok yıpratan, üzen şey, kendisine ‘cüzzamlı gibi’ davranılması olmuş. Karasu, yakınlarından birinin Coronavirus testinin pozitif çıkması sonrasında kendisi de tedbir amaçlı karantinaya girmiş ve işverenlerine de bunu bildirmiş. Sonrasında karşılaştığı muamele en çok canını yakan durumlardan biri olmuş. Karasu, "İşe gittiğim gün beni resmen sorguya çektiler, başıma dikildiler. Sanki ben cüzzamlıymışım, ben gitmişim onlara virüs bulaştıracakmışım gibi yaklaştılar. Sürekli ‘Pozitif misin?’, ‘Test yaptırdın mı?’ gibi sorular sordular. İş kıyafetlerimi giymemiş olsaydım çantamı koluma alıp çıkacaktım. Ben gittiğimde onlar evden çıkıyordu, ben işimi bitirdiğimde onlara telefon ediyordum. Karşılaşmıyorduk, görüşmüyorduk. Herkes bizim Coronavirus bulaştırmamızdan korkuyor. İşverenler sanki çelik zırh giyiyor! Bizim de insan olduğumuzun farkında değiller, biz onların işlerini yapmakla yükümlü birer makineyiz. Bunlara maruz kalmak insanı psikolojik olarak çok etkiliyor" diye konuştu.

MESLEKTAŞLARINA SENDİKAYA KATILMA ÇAĞRISI

Sultan Karasu hem ev işçiliği yapıyor hem de sendikal mücadele yürütüyor. Karasu, pandemi sürecinde yaşadığı bir haksızlık ve çözümü üzerinden tüm ev işçisi arkadaşlarına sendikal mücadeleye katılma çağrısı yaptı: "Üç gün çalışmaya gittim, patron üçüncü günkü yevmiyemi vermedi. Durumu sendikadaki arkadaşlarıma bildirdim. İşverenle görüştüler, 5 dakika içerisinde para hesabıma yattı. Hakkımızı vermiyorlarsa sendikamız var. Ev işçisi kardeşlerim emeğinin karşılığını patrona pazarlık ettirmesinler, sendikaya üye olsunlar."

İmece Ev İşçileri Sendikası, 2001 yılında kurulmuş bağımsız bir sendika. ‘Kadınların İMECE’si, özgür yarınların güvencesi’ sloganıyla yola çıkan İMECE, ilk önce bir dayanışma derneği, sonra bir sendika girişimi olarak devam etmiş. En sonunda da ev işçilerinin kendi ceplerinden kendi sigortalarını ödeyip yasal zorunlulukları çözerek resmi bir sendika haline gelmiş. Şimdi ev eksenli çalışan göçmen ve Türkiyeli ev işçisi kadınların mücadele örgütü olarak yoluna devam ediyor. 

İmece Ev İşçileri Sendikası Gönüllüsü Tülay Korkutan ise ev işçilerinin yaşadığı sorunların yeni olmadığını, pandeminin sadece bu sorunları derinleştirip katmerlendirdiğini ifade etti. Ona göre, en temel sorun ev işçilerinin iş yasası kanununda olmaması, iş sağlığı, iş güvenliği ve sigortasız çalıştırılmaları, standart iş tanımlarının yapılmaması… Korkutan, en öncelikli mücadele başlıklarının bunlar olduğunu ifade etti.

Sendika gönüllüsü Korkutan, salgın süresinde ev işçilerinin yaşadıklarını değerlendirdi, sendikanın yaptığı çalışmaları, hazırladıkları raporun detaylarını aktardı. 

‘İŞVERENLERİN İŞÇİLER ÜZERİNDEKİ KONTROL VE DENETİMİ ARTTI’

Korkutan, pandemi döneminde üyelerinin çoğunun işinden olduğunu, işinden olmayanın da çeşitli zorluklara katlandığını söyleyerek, "İşverenler çalışanları evinden alıp evine bıraktılar ya da taksiyle gönderildiler. Normalde yol parası, taksi parası istesen vermeyecek işverenler taksi parası verdi. İşverenlerin işçiler üzerindeki kontrol ve denetimi arttı" dedi.

Ev işçilerinin hem içeride hem dışarıda iş yükünün arttığına dikkat çeken Korkutan, "Dışarıda zaten mesaileri ve iş yükleri artmışken bir de evdeki yeniden üretim sürecini tümüyle kadınlar göğüsledi, tüm kadınların maruz kaldığı gibi… Evdeki aile bireylerinin pandemiden, hastalıktan korunması, evin ve ev halkının hastalıktan korunması gibi sorumluluklar ev işçisi kadınların yükünü iyice arttırdı" diye konuştu.

YEREL YÖNETİMLER DE DESTEK OLMADI

Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş, pandemi nedeniyle işini kaybedenler arasında yer alan ev işçilerine bir seferliğine destek de bulundu. İmece Sendikası birçok büyükşehir belediyesinden, çalışamayan ev işçilerine gıda ve nakit yardımında bulunmasını talep etse de henüz bir sonuç alınabilmiş değil. Korkutan, işçilerin bu yardımlara sınırlı olarak ulaşabildiğini ifade etti, sendikanın dayanışma çabalarını anlattı.  İmece Ev İşçileri Sendikası, üyesi olduğu IDWF (Uluslararası Ev İşçileri Konfederasyonu) ile birlikte Türkiye’de yaklaşık 100 ev işçisine bir miktar nakdi yardımda bulundu. IDWF’nin hazırladığı destek fonu, dünyadaki tüm ev işçilerine bölüşüldü. 

İmece Ev İşçileri Sendikası’nın 60’tan fazla kadınla görüşerek COVİD-19 salgını döneminde ev işçilerinin yaşadıklarına ilişkin bir rapor hazırladı. Raporda, ev işçilerinin bu süreçte yaşadığı işinden olma, temel ihtiyaçları karşılayamama, ekonomik zorluk çekme, iş yükü ve mesai saatlerinin artması gibi sorunlar yer aldı. Sendika, ayrıca sorunların çözümü için taleplerini sıraladı:

İşsizlik yardımları, ev işçilerini kapsayacak biçimde genişletilmelidir.

Sosyal koruma kapsamı, kayıt dışı ev işçilerini de kapsayacak şekilde genişletilmeli.

Ev işçilerine ev işlerine gittikleri vakit; koruyucu gereç ve salgınla ilgili yeterli bilgi sağlanmalıdır.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Öne Çıkanlar