Evren Devrim Zelyut: Erdoğan'dan dolara ikinci operasyon geliyor

Evren Devrim Zelyut: Erdoğan'dan dolara ikinci operasyon geliyor
Zelyut, 'Bütün bu çılgınlık bittiğinde geriye kalan Erdoğan'ın iktidarda kalmak için swap kanallarıyla yaptığı milyarlarca dolarlık dev borçlar ve satılmış Türkiye kıymetleri olacak' dedi.

ARTI GERÇEK - Yeniçağ gazetesi yazarı Evren Devrim Zelyut, bugünkü yazısında, "Erdoğan bütün bu taktik manevralarına rağmen, sadece 100 olmamış ama 80-90 civarında can yakan bir enflasyonla seçim bölgesine girecek. Bu da geçmişte tek hanelere alışmış seçmen kitlesinin kendisinden kopması anlamına gelecek" dedi.

Zelyut, "Bütün bu çılgınlık bittiğinde geriye kalan, Erdoğan'ın iktidarda kalmak için açtığı swap kanalları ile yaptığı milyarlarca dolarlık devasa borçlar ve satılmış Türkiye kıymetleri olacak" ifadelerini kullandı.

Zelyut, yazısında şu değerlendirmelerde bulundu:

"İlk önce şunu ortaya koyalım: Erdoğan'ın faizi indir ki enflasyon düşsün tezi iflas etti. Bakın hemen bir grafik yardımı ile gösterelim.

Ağustos ayında faizler inmeden önce TÜFE yüzde 19 ancak faizler inmeye başladıktan sonra ne oldu? Gördüğünüz gibi enflasyon yüzde 36,1 oldu.

Bunun böyle olacağı belliydi. Erdoğan ve ekibi de durumu biliyordu ama yine de göle maya çalarak belki yoğurt olur hesabını yaptılar. Koskoca milleti deney tahtası gibi kullandılar. Faizler enflasyonun altına indikçe kur 18'e dayandı. Ondan sonrası ise malum. Nas'a uygun faizle kur 13'e geriledi. Lakin ekonomiye saplanan 18 cm'lik bıçağı 5 cm geri çekince işler düzelir mi? Zira 13 cm içeride durmuyor mu? Bu seviye bile ekonominin kan kaybından gitmesine neden olmaz mı? Gelen son veriler yüzde 80 ÜFE ile firmalarımızın ne kadar kan kaybettiğini ortaya koymadı mı?

İşin özeti şu: Erdoğan faizi indirip deney yaparken ya da dini duyarlılığı yüksek seçmenlerinin gözüne girmek isterken enflasyonu patlattı.

Peki bundan sonra ne olacak? Erdoğan yüksek enflasyonun kendisine seçimleri kaybettirmesini uslu bir çocuk gibi oturup izleyecek mi? Elbette ki hayır. Bu nedenle Erdoğan TL'deki değer kaybını kontrol altında tutarak enflasyonu dizginlemeyi deneyecek.

Yılbaşı zamları ile Ocak-Şubat enflasyonu 45'lere çıkacak. Bu da dolara ivme sağlayacak. Bunu engellemek için Erdoğan Suudileri ziyarete gidecek. Şubat ayındaki ziyaretle Erdoğan Türk mallarına uygulanan Suudi ambargosunu kaldırtacak ve bir swap hattı kuracak. Buradan gelecek nakit ile enflasyonun yaratacağı kur etkisini kontrol altına almaya çalışacak. Ancak bu planını nisan-mayıs gibi Fed'in faiz artırımları bozacak.

Amerika enflasyonu kontrol altına almak için salgında bastığı toplamda 8,8 trilyon dolar olan parayı geri çekecek. Bunu da faiz artırımları yolu ile yapacak. İşte bu mekanizma Erdoğan'ın taşıma suyla döndürmeye çalıştığı Lira değirmenini oldukça sıkıntıya düşürecek.

Dolar/TL'de Suudi parası ile Fed etkisi kafa kafaya tokuşacak. Erdoğan Fed artışlarından sıyırabilirse yazın turizmden gelecek dolarlar ona nefes aldırabilir. Ancak işin özünü kaçırmamak gerek. Türkiye dışa bağlı sisteme bağlı olarak mal ürettikçe döviz açığı hiç bitmeyecek. İthalatın yarattığı sürekli açığı dışarıdan getireceğiniz paralarla telafi etmeniz çok zor. Ayrıca gelen paralar kuru düşürmek için değil sadece yerinde tutmaya yarıyor. O zaman kura bağlı oluşan enflasyonun düşmesini beklemek imkansız. Özetle bugün 80'lerde hissedilen enflasyon hayatımızda kalacak.

Erdoğan bütün bu taktik manevralarına rağmen, sadece 100 olmamış ama 80-90 civarında can yakan bir enflasyonla seçim bölgesine girecek. Bu da geçmişte tek hanelere alışmış seçmen kitlesinin kendisinden kopması anlamına gelecek.

Bütün bu çılgınlık bittiğinde geriye kalan, Erdoğan'ın iktidarda kalmak için açtığı swap kanalları ile yaptığı milyarlarca dolarlık devasa borçlar ve satılmış Türkiye kıymetleri olacak…"

Öne Çıkanlar