Feminist Dava Takipleri: Taciz soruşturma birimleri kurulsun

Feminist Dava Takipleri: Taciz soruşturma birimleri kurulsun
HDK ve Ankara Kadın Meclisleri'nin ortak düzenlediği online atölyede feminist dava takipleri konuşuldu.

 Seda TAŞKIN


ARTI GERÇEK- Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve Ankara Kadın Meclisleri feminist davaların takibine ilişkin online atölye düzenledi. Moderatörlüğünü Yasemin Özgün’ün yaptığı atölyeye Avukat Betül Çetin ve Avukat Perihan Meşeli konuşmacı olarak katıldı. Feminist Dava takiplerinin nasıl yapılacağı, tarihçesi ve geçmişten bugüne nasıl yürütüldüğüne dair konuların konuşulduğu atölyeye çok sayıda kadın katıldı. 

Mor Kadın Vakfı’nda gönüllü avukatlık yapan Avukat Perihan Meşeli, erk şiddetine maruz kalan kadınların uğradığı şiddetin bütün kadınlar için tehlike yarattığını söyledi. Yargılamalarda erkekleri koruyan kararlar ile kadınlara mesaj verilmek istediklerini belirten Meşeli, "Geçmişte kadın cinayetleri yaygındı ancak yeteri kadar gündeme gelmiyordu" dedi. 

‘İLK DAVA TAKİBİ 2007 YILINDA BAŞLADI’

Kadın cinayetlerinde ‘kadının adı’ yok diyen Meşeli, "Kürdistan’da töre cinayetleri olarak isimlendirilerek yargılamalarda indirim uygulanıyordu. Sonra buna ‘namus cinayeti’ dediler. Ancak biz kadın cinayeti dedik. Gördüğünüz gibi kadının adı yok" dedi. Kadın cinayetlerinin ilk dava takibi olarak 2007 yılında İstanbul Üsküdar’da oy kullandıktan sonra evine dönen Sevim Zarif’in avukat olan eşi tarafından öldürülmesi ile başladığını belirten Meşeli sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tarihsel olarak ilk bu davayı takip ettik. Öldüren kişinin avukattı. Özellikle 2010 yılına kadar ki süreçte cinsiyetçi yaklaşıma çok fazla yaşanıyordu. Kadınlar tayt giydiği, eşine meyve suyu getirmediği gibi ‘sebeplerle’ öldürülüyorlardı. Mahkemelerde erkekler ceza almamak için her türlü şeyi yapıyorlardı. Hatta kampanyalar dahi düzenliyorlardı. Bu süreçle birlikte sonrasında birçok kadın cinayeti dosyalarını takip etmeye başladık" 

‘FEMİNİST DAVALARI TÜM KADINLAR TAKİP EDİYOR’

Feminist dava takiplerinin sadece avukatlar tarafından değil, tüm kadınlar tarafından takip edildiğini söyleyen Meşeli, "Biz avukatlar olarak tüm kadınların sözünü mahkemeye taşıyoruz. Müdahillik talebinde bulunarak, dayanışmayı büyütmek istiyoruz. Kadın cinayetleri dosyası bütün kadınları ilgilendiren bir mesele ve hepimizin sözü ortak" dedi. 

‘TÜM BİRİMLER EĞİTİM ALMALI’

Kolluk güçlerinin ve yargı mercilerinin kadını koruma noktasında yetersiz kaldığını söyleyen Meşeli, "Babası tarafından azmettirilen ve oğlu tarafından öldürülen bir kadın cinayetinde babanın ifadesinin ardından serbest bırakıldığını biliyoruz. Defalarca koruma kararı isteyen kadın adliyenin ön kapısından çıkartılarak öldürülmesini engelleyemedi. Biz bu davalardan devletin kadın koruması noktasındaki perspektifini çok iyi görüyoruz. Bu noktada polislerin ve diğer tüm birimlerin toplumsal cinsiyet noktasında eğitim alması gerektiğini düşünüyoruz" 

‘ÖLMEMEK İÇİN ÖLDÜREN KADINLAR VAR’

Feminist dava takiplerinde özellikle kadın beyanı esas olduğunu ve ispatı erkeklerin yapması gerektiğini söyleyen Meşeli, bu ilkenin hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi. Erkek şiddeti ve tecavüzüne uğrayan kadınların ölmemek için erkekleri öldürmek durumunda kaldığını belirten Meşeli, "Canına tak eden kadınlar var. Biz hayatına sahip çıkan bu kadınların tahliye edilmesini istiyoruz" dedi. 

‘MAHKEME SALONLARI CİNSİYETCİ BAKIŞ AÇISINA SAHİP’

Daha sonra konuşan Kadın Dayanışma Vakfı’nda gönüllü avukatlık yapan Avukat Betül Çetin ise mahkemelerde hakimlerin cinsiyetçi bakış açısıyla karşılaştıklarını söyleyen Çetin, takip ettiği bir davada eşinden şiddet gören bir müvekkiline hakimin ‘kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin’ dediğini belirtti ve ekledi:

"Hakim ve savcılar tarafından bu tür söylere maruz kalıyoruz. Müdahil taleplerimiz hala reddediyor. Ceren Damar duruşmasında özellikle kadınların dayanışmayı büyütmesi noktasında çağrılar yaptık. Kadınların baskısı davanın seyrini değiştirebiliyor. Feminist dava takibi dediğimiz tüm kadınları kapsıyor. Sadece işin hukuki yanı değil. Eril zihniyet sadece mahkemelerde değil, her yerde karşımıza çıkıyor. Zorlandığımız süreçler oluyor ancak kadın dayanışması ile aşmaya çalışıyoruz."

Çetin, feminist dava takiplerinde avukatların normal savunmalardan ziyade feminist savunmalar yaptığını söyleyerek, "Hâkimlerin erkeklere iyi hal indimi yapmaması konusunda ciddi bir baskı oluşturuyoruz. Çeşitli gerekçeler ile erkeklere uygulanan iyi hal indirimlerinin önüne geçmeye çalışıyoruz." dedi. 

‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİ UYGULANMIYOR’

Tekrar söz alan Avukat Perihan Meşeli, "Kısmen de olsa kazanımlar elde ettik. Evin reisi erkektir anlayışını kısmen de olsa değiştirdik ama hala çok ciddi bir cinsiyetçi bakış açısı mevcut. Ve bu cinsiyetçi bakış açısı mahkemelerde ve karakollarda kendini gösteriyor. Mesela uzaklaştırma kararı noktasında ciddi sorunlar yaşıyoruz. Bir ülkenin cumhurbaşkanı kalkıp şort giydiği için şiddet gören bir kadın için ‘mırıldanarak söyleseydi’ diyor. ‘Kadın erkek eşitliği fıtratımızda yok’ diyor. Biz bu zihniyetler ile mücadele ediyoruz. Defalarca dile getirmemize rağmen İstanbul Sözleşmesi uygulanmıyor" diye konuştu. 

‘SİSTEMATİK ŞİDDETİ GÖRÜNÜR KILIYORUZ’

Hayatta kalmak için eşlerini öldürmek zorunda kalan kadınların duruşmalarında hakimlerin sadece olayın yaşandığı anı sorguladığını söyleyen Meşeli, "Cinayet anlık bir şey değildir. Sistematik şiddete maruz kalan, darp edilen, tecavüze uğrayan kısımları görünür kılmaya çalışıyoruz" dedi. 

‘STAJYER AVUKATLAR TACİZE UĞRUYOR’

Kadın cinayetleri davalarında dayanışmanın büyük önem taşıdığını söyleyen Meşeli, "Dava takiplerinde feminist örgütlenmeye ihtiyacımız var. Biz avukatlar olarak da kendi aramızda kadın avukat ağı kurduk. Özellikle bizim meslekte stajyer avukatlara yönelik taciz yaşanıyor. Birçok kadın tacize uğruyordu ama söylemiyordu. Biz bu dokunulmayan alana da dokunduk" dedi. 

‘BİRİM KURULSUN’

Yeniden söz alan Avukat Betül Çetin, Ankara Barosu üzerinde kadınların zorlayıcı bir mekanizma olduğunu söyleyerek, "Düşünün baro bile eril. Önce kendimize en yakın yerden başlayıp bu zihniyet ile mücadele edeceğiz. Tacize uğrayan arkadaşlarımız için bir birim kurulsun istiyoruz. Bu konuda hazırlıklarımız var.

Öne Çıkanlar