Ferit Şenyaşar: Pazarlık yok, tek talebimiz adalet

Urfa'nın Suruç ilçesinde 14 Haziran 2018 tarihinde AKP Urfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın koruma ve yakınları tarafından eşi ve iki oğlu katledilen Emine Şenyaşar ile katliamdan yaralı kurtulan oğlu Ferit Şenyaşar’ın Urfa Adliyesi önündeki Adalet Nöbeti 465’inci gününe girdi. Anne ve oğlu sabah erken saatlerde Urfa Adliyesi önüne gelerek eylemine başladı. "Şenyaşar ailesi adalet köşesi" olarak adlandırılan alana "Suruç Devlet Hastanesi'nde 14.06.2018 tarihinde baba ve 2 oğlu herkesin gözü önünde katledildi. Anne, hukuksuz olarak tutuklu bulunan ve katledilen çocukları için adliye kapısında adaleti bekliyor. Herkes için adalet" yazılı pankart asan anne ve oğlu, adliyeye yolu düşen yurttaş ve avukatlara adalet mücadeleleri hakkında bilgi verdi.

Annesiyle birlikte 9 Mart 2021’den bu yana kesintisiz Adalet Nöbeti tutan Ferit Şenyaşar, basında bugün ailenin adalet arayışına dair yazılanlara dair konuştu.

4 YILDIR GERÇEKLER İÇİN MÜCADELE VERİYORUZ, AİLECEK KATLİAMA UĞRADIK'

"Annem ile birlikte 4 yıldır bir hakikat mücadelesi veriyoruz" diyerek başlayan Şenyaşar, Urfa Adliyesi önünde 465 gündür devam eden Adalet Nöbeti’nin zulüm altında sürdüğünü kaydetti. Adalet mücadelesi verirken MHP dışında bütün siyasi partilerle görüşmeler yaptıklarını belirten Şenyaşar, "Milletvekilleriyle konuşuyoruz. Zaman zaman adalet arayışımızı Ankara’ya da taşıyoruz. Ankara’ya gittiğimizde de MHP hariç bütün siyasi partilerin genel merkezleriyle görüştük. Ailece katliama uğradık, katliamdan sonra iftiraya maruz kaldık, bundan dolayı hukuk işlemedi. Biz de hakikatin ortaya çıkması için herkesle görüşüyoruz. Davamız insani bir davadır, parti üstü bir durumdur. Hiç kimseye bu mücadele boyunca kapımızı kapatmadık" diye konuştu. 

‘KARDEŞİM PAZARLIK KONUSU DEĞİL'

Elazığ Cezaevi'nde 4 yıldır tekli hücrede tutulan kardeşi Fadıl Şenyaşar’ın "pazarlık konusu" olmadığının altını çizen Şenyaşar, "Hukukun, adaletin sağlanması için herkesten destek istiyoruz. Ortada büyük bir hukuksuzluk var. 3 insanımız katledildi. Hala dava açılmadı. Kardeşim tek kişilik hücrede tutuklu. Adalet sağlanmadan biz hiçbir uzlaşıyı kabul etmiyoruz. Kardeşim 4 yıldır üstünlerin talimatıyla tutuklu. Meşru müdafaa kapsamında yargılanması gerekirken tutuklandı. Adalet sağlanırsa kardeşim bırakılır" ifadelerini kullandı.

‘TALEPLERİMİZ HUKUKİ, ARTIK ADALET SAĞLANSIN’

Adalet Nöbeti’ne iki taleple başladıklarını hatırlatan Şenyaşar, şunları söyledi:

"Kardeşim hukuksuz yere tutuklu, serbest bırakılsın, sorumluluğu bulunan herkes yargılansın dedik. Türkiye bir hukuk devleti ise hukuk işlenirse özgürlüğüne kavuşacak. Bazı gazeteciler köşe yazılarında bizim adalet arayışımıza dair yazılar kaleme alıyor. Biz kimseye kapıları kapatmadık. Herkesle görüşüyoruz. Sadece bir parti ile değil, vicdan sahibi olan STK, insan hakları savunucusu herkesle görüşme halindeyiz. Ortada büyük bir hukuksuzluk var. Bu hukuksuzluk giderilmeden mücadele etmekten geri adım atmayacağız. Taleplerimiz hukukidir. Yargı erki, devlet erkanı, hükümete ve herkese sesleniyorum; du davayı herkes çok iyi biliyor. Biz kurban seçildik. Artık adalet sağlansın, kardeşim serbest bırakılsın, biz de normal hayatımıza dönelim."

NE OLMUŞTU?

Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Terkoğlu bugün köşesinde kaleme aldığı "AKP Genel Merkezi’ndeki ahlaksız teklif" başlıklı yazısında AKP’nin Şenyaşar ailesine ‘anlaşma’ teklifinde bulunduğunu, ailenin ise bu teklifi ahlaksız bularak reddettiğini yazmıştı. Terkoğlu, "Kendilerinin tek beklentilerinin adaletin işlemesi, suçluların cezalandırılması, yargının bunun için çalışması olduğunu söylemişler. Kısacası "temiz sayfa" niyetiyle başlayan görüşme, anlaşmazlıkla bitmiş. Yargının bakması gereken dosyalar, neden bir partinin genel merkezinde çözülmeye çalışılır? Üç ferdi linç edilerek öldürülen bir ailenin, dört yıldır tutuklu üyesi, neden rehine pazarlığı konusu yapılır? Devlet hastanesinde, polisin gözü önünde katledilen üç cinayetin davası, dört yıldır neden açılamaz? Elbette bir taraf AKP milletvekili olduğu için! Hukuk etkisini zayıfların değil, güçlülerin üzerinde gösteriyorsa adalet imkânı vardır. Saray’da da olsa cübbe de giyse, gücün emrindeki yargı, yalnızca zorbaların sopasıdır" ifadelerini kullanmıştı.