Figen Yüksekdağ ve tutuklu kadın siyasetçilere yeni soruşturma

Figen Yüksekdağ ve tutuklu kadın siyasetçilere yeni soruşturma
Soruşturma kapsamında, 4 yılı aşkındır Kandıra Cezaevi’nde tutuklu bulunan seçilmiş siyasetçilerin koğuşlarında arama yapıldı. Dosyada gizlilik kararı bulunuyor.

Derya OKATAN


ARTI GERÇEK - Kocaeli Kandıra Cezaevi’nde HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ dahil kadın siyasetçilerin koğuşlarında yapılan aramanın mahkeme kararıyla gerçekleştiği ortaya çıktı. Avukatlar, koğuşlarda arama kararı veren hâkim hakkında HSK’ya şikâyette bulunacak.

Kocaeli Cumhuriyet Savcılığı’nın başlattığı bir soruşturma kapsamında, Kocaeli 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararıyla Kandıra Cezaevi’nde bulunan kadın siyasetçilerin koğuşlarına 27 Kasım’da baskın yapıldı.

TÜM KÂĞITLAR İLE BİLGİSAYAR HARD DİSKLERİNE EL KONULDU

HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eski eş başkanı Gültan Kışanak, DBP eski eş başkanı Sebahat Tuncel’in de aralarında olduğu seçilmiş siyasetçiler ile bazı siyasi tutuklu kadınların koğuşlarına yapılan baskında; mahkemelere sunulan savunmalar, SEGBİS çözümleri, cezaevi idaresinin kontrolünden geçen mektupların üzerinde "görülmüştür" damgası olmayan sayfaları, bilgisayar çıktısı ve el yazması tüm kâğıtlar ile tutukluların kullandığı bilgisayarların hard disklerine el konuldu.

SORUŞTURMADA GİZLİLİK KARARI BULUNUYOR

Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturmada gizlilik kararı bulunduğu için şüphelilerin kimler olduğu ve soruşturmanın içeriği bilinmiyor.

Arama ve el koyma tutanağı ile karar numarası ve soruşturma numarası da avukatlara verilmedi.

AVUKATLAR İTİRAZ ETTİ, HSK’YE DE BAŞVURU YAPILACAK

Siyasetçilerin avukatları, arama kararına karşı bir üst mahkemeye itirazda bulunarak, el konulan eşyaların iadesini talep etti. Ayrıca dosyadaki kısıtlama kararının kaldırılması için de Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı'na dilekçe verildi.

Konuya ilişkin Artı Gerçek’e açıklama yapan Avukat İlknur Alcan, aramanın Kocaeli 2. Sulh Ceza Hakimliği’nin 26 Kasım tarihli kararına dayandığını söyledi.

Alcan, yaşananları şöyle anlattı: "Arama sırasında seçilmişlere bir mahkeme kararı olduğunu önce söylemiyorlar. Müvekkiller rutin bir arama olarak düşünüyor. Mahkeme kararı olduğu daha sonra ortaya çıkıyor. Arama kararı müvekkillere gösteriliyor ama tebliğ edilmiyor. Gizlilik kararı olduğu söyleniyor.

"Tüm seçilmişlerin odasında arama yapılıyor. Onlar dışındaki bazı müvekkillerimizin odalarında da arama yapılıyor. Ama soruşturmada gizlilik kararı olduğu için şüphelilerin kimler olduğunu bilmiyoruz. Eşyalarına el konulanlar arasında şüpheli olmayan iki kişi var. Ama tüm evrakları topluyorlar, o kadar karışmış ki, şüpheli olmayanların evraklarını sonra ayıramıyorlar.

‘DELİL ELDE ETME YÖNTEMİ HUKUKA AYKIRI’

"Tıpkı mahkeme kararıyla yapılan bir ev araması gibi davranıyorlar, ama el konulan evrakların tamamı tutanağa geçmiyor. Üst üste yığılmış evrakların kamera görüntüsü alınıyor sadece. Oysa el konulan her eşyanın teker teker tutanağa işlenmesi gerekirdi. Hangi eşyanın kime ait olduğu da bilinmiyor. Tutanak müvekkillere verilmiyor.

"Hukuka aykırı bir arama işlemi gerçekleştirilmiştir. El konulan eşyalar tutanaklara işlenmediği için bu evraklar arasına bir sayfa eklenmeyeceğini nereden bileceğiz? Ya da bilgisayar hard disklerine bir dosya koymayacaklarını nereden bileceğiz? Müvekkillerin bilgisayar odasında çalıştıkları bilgisayarın hard diskleri bunlar. El konulan hard diskin bir kopyasının avukatlara verilmesi gerekirdi.

"Böyle bir delil elde etme yöntemi hukuka aykırı. Mahkemenin arama kararına ilişkin bir üst mahkemeye itiraz ediyoruz ve kararı veren 2. Sulh Ceza Hâkimi hakkında HSK’ya şikâyette bulunacağız." 

Öne Çıkanlar