Güldem Atabay: Dolar/TL'de yeni rekor neden şimdi ve sonra ne olacak?

Güldem Atabay: Dolar/TL'de yeni rekor neden şimdi ve sonra ne olacak?
TL/dolarda bugün öğlen saatlerine doğru 10,24 ile yeni bir zirve oluştu. Temel nedenler neler?

TL/dolarda oluşan yeni zirve sonrası Güldem Atabay, bunun temel nedenlerine dair bir değerlendirme kaleme aldı:

"TL/dolarda bugün öğlen saatlerine doğru 10,24 ile yeni bir zirve oluştu.  Temel nedeni, artan enflasyon ve bu artışı körükleyen TL’nin değer kaybına rağmen 18 Kasım perşembe günkü PPK toplantısında merkez bankasının faiz indirmeye devam edeceği beklentisi.

Merkez bankası yeni bir para politikası deneyi içinde.  Düşük TL’nin artan rekabet gücü sayesinde ihracat artışı ile cari fazla yaratacağını, bunun döviz bolluğu üzerinden TL’ye istikrar getireceğini ve bu sayede enflasyonun düşeceği iddiasıyla politika faizini düşürerek TL’yi değersizleştirmekte. Perşembe günü de genel beklenti %16’da bulunan politika faizinin 50-100 baz puan daha indirileceği.  Sene sonunda %15 civarına inecek para politikası faizinin bahar aylarında muhtemelen %12-13 seviyelerine kadar geri çekileceği.

Bu arada TÜFE enflasyonu %20’de ve TL’de son haftada hızlanan değer kaybının eşliğinde %25’e doğru yönelecek.

Hazine ve Maliye bakanı Lütfi Elvan’ın bu sabahki "Enflasyonda maalesef arzuladığımız seviyede değiliz. Her bir kurumun, kendi görev alanı kapsamında üzerine düşeni yerine getirmesi önemli" sözleri ekonomi politika yapıcıları arasında kalan son sağduyu kırıntıları.  Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın para politikası deneyini gerçekleştiren Kavcıoğlu bu görevi yerine getirmede istekliyken, doğru olandan bahseden Elvan’ın da pozisyonunu ne kadar koruyabileceği zaten bir süredir tartışma konusu.

Diğer yandan, ihracata yarayacağı beklenen TL’nin değer kaybı sadece hane halkına enflasyon baskısı ve hayat pahalılığı sorunları yaratmıyor.  İhracat talebinin artmasıyla yatırımların da artarak arz yönlü bir enflasyon mücadelesi içinde olduğu görülen hükumete, OSTİM Sanayici ve İş İnsanları Derneği (OSİAD) Başkanı Süleyman Ekinci’den gelen uyarılar da önemli:

"Dövizdeki artış nedeniyle yatırımdan korkuyoruz. Tabiri caizse Avrupa’ya mal üretmeye başladık ama başta enerji olmak üzere girdi ve ham madde maliyetlerindeki artışlar gibi bir açmazımız var. 35 yıllık sanayiciyim, hayatımda hiç bu kadar para kazanmadım. Hayatımda hiç bu kadar işlem hacminin yüksek olduğu sezon yaşamadım, büyük tonajlar yaptık, büyük para kazandık. İnanılmaz vergi veriyoruz. Hem TL hem döviz bazında hem de tonaj olarak ciro inanılmaz. Ancak hiç hayatımda bu kadar borçlanmadım. Dolar bazındaki girdilerimizin maliyeti çok yükseliyor. Hem TL karşılığı hem dolar cinsinden. Ana metal sektöründe girdilerin neredeyse yüzde 80’i ithal. " (Kaynak: Dünya Gazetesi) 

Merkez bankası sanayi üretimini ucuz TL ile destekleyerek para politikasında devrim yaratmakla meşgul oladursun, sanayi sektörünün kalbinden helen bu önemli uyarıları göz ardı ediyor.  Japonya hariç neredeyse tüm merkez bankaları artan küresel enflasyonla daha sıkı para politikası ile mücadele ederken ve Fed’de bu trene atlamak üzereyken, artan faizlerle beraber dış talep yumuşadığında Türk sanayicisi artmaya devam eden maliyetler ve borçla boğuşmaya dönecek.  Yatırım yapmaktan şimdiden imtina eden sanayi sektörü, ters bir dalgaya yakalanarak çok daha zorlayıcı bir sürece ilerleyecek.

Ağırlaşan enflasyon yükü le ezilen diğer sektörler açısından işlerin zaten yeterince zorlu olduğunu da eklemek gerek.

TCMB bu hafta ne yapacak sorusunun cevabı, muhtemelen faizi indirmeye devam edeceği.

TL’nin hızlı değer kaybından çekinerek bu hafta faiz indirimlerini yapması gerektiği gibi durdursa bile TL açısından fazla bir değişim gerçekleşmeyecek.  Çünkü yüksek enflasyona rağmen düşük faiz deneyine odaklanmış, Başkanlık sistemi ile eline geçen kontrolsüz gücünü tamamen test eden Erdoğan açısından özellikle seçimlere daha düşük faizle girmek kritik önemde.  Bu da faiz indirimlerinin kasımda dursa bile- ki durması beklenmiyor- ilerleyen aylarda yeniden devreye sokulacağını anlatıyor.

Faiz artışı ile TL’yi kısa vadede hızlı şekilde korumak; enflasyon ivmesini kesmek ve başka ekonomi politikalarıyla daha büyük finansal istikrarı hedeflemek ise ne Erdoğan’ın ne de merkez bankasının gündeminde değil.

Sonuç olarak elimizde üç önemli gerçek var:

Faiz indirimleri durmayacak, faiz artışı yapılmayacak.  Faiz indirimlerinin nereye kadar devam edeceğini Cumhurbaşkanı’ndan başka bilen de yok.

TL’de değer kaybı devam edecek.  TL/dolar 10,24 bugünlük zirve olsa da  2022 boyunca yeni zirveler görülecek. Hedef vermek doğru değil.  Bir taraftan dünyada Dolar Endeksi değer kazanırken, bir taraftan yanlış TCMB para politikasının etkileşimi sonrası TL’nin sakinleşmesi mucizevi olur.

TÜFE ve ÜFE enflasyonu yeni bir artış döngüsüne girecek. 2022’de resmi TÜİK enflasyonu verisi için dahi %25’in altı artık gerçekçi değil. Üzeri ise çok olası.

Yaşananlar, yaşayacaklarımız garantisi.

Öne Çıkanlar