Hakan Atilla da muhtemelen itirafçı oldu

Hakan Atilla da muhtemelen itirafçı oldu
AKP Saray medyasının iki kalemşörü de Atilla'nın itirafçı olduğunu yazdılar, Türkiye'ye kesilecek cezanın da 53 milyar 700 milyon dolar olacağı öngörüsünde bulundular.

Armağan KARGILI


ABD'nin New York bölge mahkemesinde jüri tarafından suçlu olduğuna karar verilen Hakan Atilla'nın itirafçı olduğunu Takvim yazarı Ergün Diler, 12 Ocak 2018 tarihli köşe yazısında bir ihtimal olarak ortaya attı. Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak da Ergün Diler'in yazdığından hiç habersizmiş gibi, 13 Ocak tarihli köşe yazısında, "Hakan Atilla, itirafçılar listesine dahil olmuş olabilir" dedi.

Bu iki yazar aynı kaynaktan mı haber aldı ya da Dilipak, kaynak göstermeden Diler'in yazısından kopya mı çekti bilinmez ama her ikisinin de benzer iddiayı dile getirmesi, Hakan Atilla'nın itirafçı olduğu ihtimalini güçlendiriyor.

Diler ve Dilipak'ın yazısındaki benzerlikler bununla da sınırlı değil. Her ikisi de ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı'nın (CIA) Orta Asya Masası'nın Türkiye'de sıkışan 53 milyar 700 milyon dolarlık paranın peşinde olduğunu ifade ettiler. ABD'nin Türkiye'de 6 ya da 9 bankaya keseceği rakamın da 53 milyar 700 bin doları bulacağını yazdılar. İki yazarın yazısında da küsüratıyla birlikte aynı miktarın dile getirilmesi Türkiye'ye kesilecek cezanın miktarının belirlendiği ihtimalini güçlendirdi. Yani en az 6 bankaya ceza geleceği ve bu miktarın da 53 milyar dolar düzeyinde olacağı akla geliyor.  

Ergün Diler, "Tiyatro" başlıklı yazısında bu konuyu şu ifadelerle dile getirdi:

"15 Temmuz darbe girişimi başarılı olsaydı, Türkiye bugün Pentagon'un en önemli müttefiği (!) olacaktı. CIA da Türk istihbaratı ile ortak operasyonlara imza atacaktı. Tabii onların istediği şekilde. Darbe başarılı olmadı, düşünülen müttefiklik de ortaklık da gerçekleşmedi. Pentagon için durum böyleydi.

Sonucunda Ankara düğmeye bastı. Darbenin arkasındaki güç olan FETÖ'ye karşı temizlik harekatına girişildi. Çarkların dönmesi sağlandı. FETÖ büyük yara aldı.

Ama Ankara'nın yürüyüş biçiminden en çok zarar gören CIA 'ydı! CIA'nın Orta Asya'dan gelen gizli paralarıydı. Oradan gelen paralarla kurulan 'hareket' şirketlerine el konuldu.

CIA 'nın ORTA ASYA'dan getirdiği ve bu şirketlere akıttığı para FETO'ya ait değildi... Yüzde 100, CIA 'nın operasyon biriminin kasasından çıkan rakamlardı.

CIA'NIN HEDEFİNDE 53 MİLYAR 700 MİLYON DOLAR VAR! 

ABD'nin kimilerine göre 6, kimilerine göre 9 Türk bankasına keseceği cezalar, ardından bazı Türk şirketlerini de dava içine çekerek çıkaracağı faturalarla tutar 53 milyar 700 milyon doları bulacak. Bu rakam çok ama çok büyük. Bu cezalar gelirse her ülke gibi Türkiye de etkilenecektir.."

Aynı CIA senaryosu Dilipak'ın "Rıza Sarraf, Hakan Atilla derken" başlıklı yazısında da şöyle yer aldı:

"CIA, FETÖ'yü desteklemek için proje dolarları kullandı. Orta Asya'dan altın işi yaptılar, kayıt dışı para transferleri yapıldı, fonlar kullanıldı, kendi bütçelerinden paralar aktardılar. Bu paralar FETÖ'nün içeriden topladığı paralardan ibaret değildi. CIA bu işi çözemezse, kendi içinde de hesap vermek zorunda kalacak. Bu mesele giderek CIA'nın kendi içinde krize sebeb olabilir. Bu iş Pentagon'un da, Beyaz Saray'ın da, FED'in de başını ağrıtır. NATO içinde de krize yol açar, ABD, İsrail, Almanya, İngiltere ve Vatikan'da iç politika sorunu haline gelir.. İddiaya göre sadece CIA'nın, FETÖ ile ilgili olarak hesabını vermesi gereken 53 milyar 700 milyon dolarlık bir açık var! CIA bu parayı tahsil etmek için 5-10 bankaya fatura çıkartacak."

AKP-Saray medyasının aynı haberleri, aynı yazıları hatta aynı manşetleri kullandığı ilk örnek tabii ki bu değil. Ama bu yazılanlardan anlaşılan şu ki, Hakan Atilla da muhtemelen ABD savcılığı ile işbirliği anlaşması yaptı. Atilla-Sarraf davasına belge kaçırdıkları iddiasıyla, 17-25 Aralık operasyonunda görev alan dönemin Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Yakup Saygılı, müdür yardımcıları Kazım Aksoy ve Yasin Topçu'nun dün yeniden sorguya alınmaları da tesadüf olmasa gerek. Çünkü Diler, Hakan Atilla'nın sorulmayan sorulara da cevap verdiğini ve ABD'nin asıl hamleyi, bu itiraflara dayanarak yapacağının söylendiğini de vurguladı.
Öyle görülüyor ki, Sarraf'ın ifadelerinin ardından iktidarı bu kez de Hakan Atilla korkusu sardı. Onun söylediklerine karşı da iki saray yazarının da aynı ifadelerle dile getirdiği "CIA senaryosu" çoktan hazırlanmış bile.

Dilipak, bu senaryoya Yeni Akit'ten duymaya alışık olduğumuz ve çoğu da gerçekleşen suikast müneccimliklerine yenilerini de eklemiş. Şöyle diyor: 

"ABD'deki şeytan üçgenine gelince FED, Beyaz Saray ve Pentagon. Üçü düğmeye bastığında CIA operasyona başlayacak. Sahi, yarın AYM'nin serbest bırakılmasına karar verdiği bu isimler yarın bir suikasta uğrarlarsa ne olacak. Bunlar susacak mı, konuşacak mı, ya da kaçacak/kaçırılacak mı?"

Bu bölüm, Dilipak'ın yazısından aynen alıntı ve pek de anlaşılır değil. Ama bir suikast tehdidi var, ciddiye almak gerek... 

Öne Çıkanlar