Hasankeyf ve Dicle Vadisi için son çağrı

Hasankeyf ve Dicle Vadisi için son çağrı
Bugün Batman'a giden çeşitli sivil toplum kuruluşları ve çevre örgütleri bir kez daha Hasankeyf'in yaşatılması için mücadeleye çağırdı.

ARTI GERÇEK- Ilısu baraj gölü suları altında kalmaya başlayan tarihi Hasankeyf'i kurtarmak için son çağrılar yapılıyor.

Bugün Batman'a giden çeşitli sivil toplum kuruluşları ve çevre örgütleri bir kez daha Hasankeyf'in yaşatılması için mücadeleye çağırdı.

Bir araya gelen sanatçılar, aydınlar ve politikacılar da Hasankeyf'in kurtarılması için yetkilileri göreve davet etti.

Arkeologlar Derneği İstanbul Şubesi, Batman Dernekler Federasyonu, Halkların Demokratik Kongresi, Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi, İstanbul Kent Savunması, İstanbul Tabip Odası, KESK İstanbul Şubeler Platformu ve TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nin olduğu STK temsilcileri Hasankeyf’e incelemerde bulundu. Su altinda kalan antik kenti ziyaret eden heyet, Batman kent merkezinde Petrol-İş Sendikası Konferans Salonunda basın açıklaması yaptı.

Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Çevresel Etki Değerlendirme Danışma Kurulu Sekreteri Mücella Yapıcı'nın okuduğı basın metninde şu ifadeler yer aldı: 

"Yanlış politikalar sonucu bugün en az 12 bin yıllık tarihe sahip antik Hasankeyf Kenti ile birlikte 289 höyük ve 80’i tümüyle olmak üzere 199 köy ve mezra sular altında bırakılıyor. Dicle Vadisi boyunca tufan ve talan devam ediyor. Her geçen saniyede bir canlı, bir ev, bir tarihi alan sular altında kalıyor.

32 yıllık mücadele tarihinde ısrarla tahribatın boyutları anlatıldığı, bu projeden vazgeçilmesi çağrısı yapıldığı halde Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santralinin bir devlet projesi olduğu söylenerek yapımında ısrar edilmesini anlamak imkânsız. Kalkınmacı politikarla bile anlaşılamayacak bir yıkım projesi ile karşı karşıyayız.

Antik kent Hasankeyf’te tarihi alanlar dinamitlendi, arkeolojik kazı alanlarında iş makinaları kullanıldı, kültürel varlıklar beton bloklara gömüldü. İktidarların bu barajın yapımıyla ilgili ortaya koydukları argümanlar her geçen gün boşa çıkmakta. Vadi boyunca yoksunluk, yoksulluk yayılmakta. Baraj göletinin geldiği her noktada zorunlu göç, göçe bağlı yoksullaşma hem Hasankeyf ilçesinde hem de Batman il merkezinde görünür olmaya başladı. Büyük toprak sahiplerinin gösterişli Showlarına aldanmamak gerekiyor. Ülke genelindeki zengin yoksul oranı burada da kendini göstermektedir. En az 10 bin topraksız hiçbir tazminat alamadan en temel insani hak olan barınma hakkından yoksun bırakıldı, bırakılmaya devam ediliyor. Sabah kalktıklarında evlerinin sular altında kalacağı korkusuyla son ana kadar köylerinden ayrılamayan birlerce insan şu an zor koşullarda yaşamlarını devam ettirmeye çalışıyor. Birçok köyde evlerin bir bölümü sular altında kalırken üst kısımlarında yaşam devam ediyor. Konut edinme için verilen sözler yerine getirilmemiş durumda.

400 kilometrelik alanda ekolojik yıkımın boyutu, kapsamı hâlâ bilinemiyor. Kapakların kapatılmasıyla birlikte milyonlarca canlı, yaşam kaynağı olan Dicle’nin sularında boğduruldu. Baraj göletti Vadi boyunca Tufan’a dönüşmüş durumda. Tepkiler sonucunda, soyu tükenme riski altında olan canlılarla ilgili yeni yuvalanma alanları yapılacağı belirtilse de alan boyunca kuşlar için yapılmış iki üç kule dışında bir çalışma görülmüyor.

40 KÖY BÜTÜNÜYLE SU ALTINDA KALDI

Şu ana kadar en az 40 köy bütünüyle sular altında kaldı. 60 köyde de evlerin bir bölümü, tarım arazilerinin büyük bir bölümü sular altında. Bölge halkını önemsemeyen, onlarla bilgi paylaşımı yapma ihtiyacı duymayan karar vericilerden dolayı şu an çok büyük belirsizlik yaşanmakta.

Hasankeyf’in karşısında olan Kesmeköprü ile Yeni Yerleşke’de kendilerine ev hakkı verilmediği için köylerini terk etmek zorunda kaldı. Göletin ulaştığı ve köyün yarısından fazlasının sular altında kaldığı Hasankeyf’e 2 km mesafede olan Urganlı Köyünde üst kısımlarda evleri bulunan köy sakinleri ölüm korkusuyla yaşamaya devam ediyor. Kendilerine yeni konut için gösterilen araziyle ilgili açılan davadan dolayı evsizlikle karşı karşıyalar.

Yeni Yerleşke’ye taşınan Hasankeyfliler yaşayan bir varlık olan Dicle Nehri’nin kenarında susuzlukla karşı karşıya kalmış durumdalar. Evlere verilen şebeke suyunun içilemez olmasından dolayı büyük mağduriyet yaşamaktadırlar. Kış aylarında yolların çökmesi gibi sorunlardan dolayı kent büyük oranda çamurlu bir bölgeye dönüşmüş durumda. Hasankeyf’e veda etmek için gelen yerli ve yabancı turist yeni yerleşkeye uğramadığı için ortaya ciddi bir ekonomik kriz sonucu geçim sıkıntısı yaşanmakta.

Bütün yıkım ve tahribat alanlarına baktığımızda evsizleştirilen 80 köyden sadece birkaçına yeni yerleşim alanı yapılmış, binlerce tarihi eserden 7’si yeni yerleşkeye taşınmış, 289 höyükten sadece Hasankeyf Höyüğü’nün üstü betonla kapatılmış, Dicle Vadisi boyunca yaşayan çok sayıda endemik tür ve soyu tükenme riski taşıyan yüzlerce canlı için birkaç yeni yuvalama alanı yapılmış durumda. Tufan anlatısı içerisinde büyük tufan soyun devamlılığı temasıyla kabullendirilir. Bugün Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nde 50 yıllık ekonomik ömrü olan bir baraj için devlet eliyle yaratılan tufansa sembolik kurtarmalarla kabullendirilmeye çalışılıyor. Alanı yıkmaya, yok etmeye devam ederken, diğer taraftan sular altında bırakıyorlar.

Ayrıca, köylerde insanlarla beraber yaşayan kedi ve köpeklerin de sular altında kalan ev ve yapılarda mahsur kaldığı bilgisini almaktayız. Kamuoyunca yapılan kurtarma çağrılarına yetkililer sessiz kalmaktadır. Hayvanları kurtarmak için sivil yurttaşların harekete geçtiği bilgisini verebiliriz. Bu da, baraj kapaklarının bölgede herhangi bir güvenlik alınmadan kapandığını göstermektedir.

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da gerçekleştirdiğimiz basın açıklamamızda yaptığımız çağrıyı yineemek istiyoruz. Hasankeyf ve Dicle Vadisi boyunca her gün suç işleniyor. Barolar ve avukatlara çağrımızdır, lütfen varoluşunuzun gereğini yerine getirmek için gerekli adımları atın!

SULAR YÜKSELİYOR VE HER ŞEY YOK OLUYOR

Sular yükseliyor ve baraj göleti önüne çıkan her şeyi yok ediyor. Bu baraj, ömrü boyunca bölgedeki tüm canlılığı edecek bir baraj. Bu yüzden bütün yetkililere çağrıda bulunuyoruz. Bu hatadan dönme imkânı hâlâ var. Bu yıkım projesi bir an önce durdurulmalı, baraj kapakları kontrollü olarak açılmalı ve gölet ortadan kaldırılmalıdır. Dicle Nehri özgür akmalı, Antik Hasankeyf kenti yaşamaya devam etmelidir!

13 Şubat’ta İstanbul’da yaptığımız basın açıklamasında sanatçılara da çağrı da bulunmuştuk. Hasankeyf Koordinasyonu’nun çağrısına sanatçılardan güçlü bir cevap geldi. Basın açıklamamızı sanatçıların çağrısıyla bitirmek istiyoruz:

Sanatçı, Aydın ve Yazarlardan Antik Hasankeyf Kenti için Sorumlulara Çağrı

Baraj Kapaklarını Kontrollü Olarak Açın, Hasankeyf’te Tarihi Hatadan Dönün!

SANATÇILAR: SON NEFESİNİ VERMEK ÜZERE

Dünya kültürel mirasının en değerli varlıklarından olan ve 12 bin yıldan bu yana yaşamın kesintisiz sürdüğü Antik Hasankeyf Kenti son nefesini vermek üzere! İçinde bulunduğumuz şu günlerde, eğer müdahale edilmezse tamamen sular altında kalacak ve sonsuzluğa gömülecek Hasankeyf için, siz sorumluları son kez uyarmak istiyoruz!

Hiçbir rasyonel ihtiyaç ve gerekçeyle açıklanamayacak, işlevsiz bir baraj projesi için böylesi bir değerimizi yok etmeyelim.

Bizler, bu ülkenin sanatçıları, aydınları ve yazarları olarak, siz yetkililere, sorumlulara sesleniyoruz!

Su tutmaya başlanan bölgede, baraj kapaklarının kontrollü bir şekilde açılmasını ve tutulan suların boşaltılarak Hasankeyf’in yaşatılmasını istiyoruz.

Bu tarihi hatadan hep birlikte dönelim! Hasankeyf’i yaşatalım!"

Öne Çıkanlar