Hayvan hakları savunucuları: Her müjdenin ardı felaket

Hayvan hakları savunucuları: Her müjdenin ardı felaket
AKP’nin hayvan haklarına dair kanun teklifine temkinli yaklaşan hak savunucuları, 'Her müjdenin arkasından hayvanları sömüren ve istismar eden rant odaklı düzenlemeler yapılıyor' dedi.

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 7 Haziran’da partisinin Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı sonrası bir kez daha hayvan haklarına dair kanun teklifinin gündeme getirerek, Meclis’ten geçirilmesini istedi. 1 Temmuz’a kadar yasalaşması planlanan taslak çalışmasına göre, her hayvanın kimliği olacak. Çalışmaya göre, beslediği hayvanı sokağa terk edenlere 2 bin TL para cezası verilecek ve hayvanların üzerine dijital kimlik takılacak. Böylelikle hayvanı kimin sokağa bıraktığı tespit edilecek. Kimlik yaptırmayanlara bin 200 TL para cezası kesilecek.

HAPİS CEZASI

Hayvanların tutulduğu petshoplar kapatılacak. Park, bahçe ve arsalardaki beslenme noktalarını Tarım ve Orman Bakanlığı belirleyecek. Bu alanlar dışında hayvanların beslenmesi engellenecek. Savcılar hayvana yönelik şiddette, şikayet olmadan resen soruşturma açabilecek. Hayvanlara işkence ederek öldürenlere 6 aydan 4 yıla kadar hapis cezası, eziyet edenlere ise 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek. Cinsi tükenen ve kasten bir canlının cinsini tüketene 2 yıldan 5 yıla kadar, hayvan dövüştürenlere ise 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilecek.

Hayvan hakları savunucuları, geçmiş yıllarda da birçok kez gündeme gelen teklifin sadece sokakta yaşayan hayvanlara ilişkin olduğuna dikkati çekerek, teklifin genişletilmesini istiyor. 

YASAL EKSİKLİKLER

Hayvanları Koruma Kurtarma ve Yaşatma Derneği (HAYKUR-DER) Başkanı Erman Paçalı, 2004 yılında çıkarılan Hayvanları Koruma Kanunu’nun yeterli olmadığını ve revize edilmesi gerektiğine söyledi. Mevcut kanunda sokakta yaşayan hayvanlara yönelik şiddet ve istismarlarda bulunanlara sadece caydırıcı olmayan idari para cezaları kesildiğini aktaran Paçalı, "Sahipli hayvanlar ise TCK 151’inci (Mala Zarar Verme) altında yapılan bir düzenlemede yer bulabilmiş" dedi. Paçalı, söz konusu maddede yaşam hakkının baz alınmadığını ve hayvanların "mal" olarak kabul edildiğine işaret etti. Sahipli hayvana zarar verilmesi halinde, ancak sahibinin şikayetine bağlı olarak "mala zarar vermekten" adli işlem yapıldığını kaydeden Paçalı, "Kişi, sahibi olduğu hayvana tecavüz ediyor, dövüyor, öldürüyor… Bu kişinin kendisini şikayetçi etmesi beklenebilir mi? Ayrıca mevcut yasa sadece sokak hayvanları ve evcil hayvanları ele alıyor, ancak hayvan istismarı sadece kedi ve köpekle sınırlı değil" diye belirtti.  

ARKASI FELAKET!   

İktidarın yıllardır hayvan haklarına dair vaatlerde bulunduğunu ancak bir türlü adım atmadığını anımsatan Paçalı, sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 4 yıl içerisinde düzenlemenin Meclis’ten geçirilmesi için 4 kez talimat verildiğini ifade etti. Söz konusu talimatların yerine getirilmediğini belirten Paçalı, bu süreç içerisinde Kanun Hükmünde Kararname ile kürk vergilerinin sıfırlandığını, "kapatılacak" denilen petshoplarda hayvan satışını kolaylaştıran yasal düzenlemenin yapıldığını, hayvanat bahçesi açacaklara, avcılık iş kollarına ve eğlence amaçlı hayvan eğitimi veren kuruluşlara KOSGEB desteği düzenlemesi yapıldığını, çok sayıda av ihalesi yapıldığını hatırlattı. Paçalı, "Yani hükümet ne zaman hayvan haklarını ansa arkasından yeni istismarların önü açıldı. Müjde verecekler diye ödümüz kopuyor artık. Her müjdenin arkası felaket, hayvanı sömüren, istismar eden rant ve para odaklı düzenlemeler yapılıyor" diye konuştu. 

CEZASIZLIK POLİTİKASI

Hayvanlara Adalet Derneği Başkanı avukat Hülya Yalçın ise, hayvan hakları konusunun yıllardır yalnızca sadece köpekler üzerinden tartışıldığını, diğer hayvanların gündeme gelmediğine dikkati çekti. Yalçın, bu durumdan kaynaklı "sopayla dövmek, araçla öldürene kadar sürüklemek, zehirlemek, hapsetmek, asmak, vurmak, tecavüz etmek, yakmak, yüksek yerden atmak, bahisli hayvan dövüşlerinde kullanmak, kasten araçla ezmek" gibi ihlallerin sürdüğünü belirtti. Her yaş grubunun hayvanlara şiddet uyguladığına dikkati çeken Yalçın, bunun nedeninin ise cezasızlık politikası olduğunu vurguladı.   

KAPSAYICI YASA  

Hayvan hakları konusunda kapsayıcı değerlendirmeler ve yasaya ihtiyaç olduğunun altını çizen Yalçın, "Sokak hayvanları her türlü kötü muameleye maruz kalıyor. Balık tutmak, dağlarda keyfi olarak hayvan avlamak, mezbahanelerde ineklerin boğazlanması, hayvanat bahçelerinde aslan ve fillerin son nefeslerine kadar esaret altında tutulması ve yunusların su parklarında ölene kadar esir tutulması insanların büyük bir çoğunluğu tarafından normal karşılanıyor. Bundan kaynaklı bu durumu gündeme getirmek zordur. Son yıllarda bu ihlal konularında sivil toplum örgütleri de alan belirlemeye başladı. Bu sevindirici. Çünkü toptancı bir yaklaşımla hayvanları koruma artık mümkün değil" dedi. 

TEKLİFTEN BEKLENTİLERİ

Hayvanların geçmişten bu yan "kullanımlık ve fayda nesnesi" olarak görüldüğüne dikkati çeken Yalçın, bu algıyı yıkmak için "başka canlıların yaşamına da saygı duymak ve onların yaşamlarının da en az kendi yaşamlarımız kadar önemli olduğu" mücadelesi verdiklerini dile getirdi. Hayvan hakları gündeme geldiğinde toplumun bazı kesimlerinin buna karşı durduğuna değinen Yalçın, bunun nedeninin ise "bilgisizlik, korku, hurafeler ve bencillik" olduğunu vurguladı. "Bu yüzden kaynaklı hayvanların yaşam haklarının korunmasını için insanüstü bir çabayla çalışmamız gerekiyor" diyen Yalçın, yeniden tartışılmaya açılan tekliften beklentilerine de değindi. 

Yalçın, sözlerini şöyle tamamladı: "Kanundan temel beklentimiz toplama kamplarının, esaret yerleri olan yunus havuzlarının, hayvanat bahçelerinin ve petshop gibi yerlerin faaliyetlerinin yasaklanmasıdır. Bu samimi bir uygulama olur. Belediyeler ve köpek katilleri soruşturulmuyor. Cezasızlıkla korunuyorlar. Bu aşamada net cezai yaptırım olmalı. Yoksa yasa boş bir metinden öteye geçmez." (MA)

Öne Çıkanlar