HDK'den 1 Eylül mesajı

HDK'den 1 Eylül mesajı
'Şiddet ve topluma karşı savaş gerçeği bu iktidarın yegane varlık koşuludur.'

HDK, ‘Dünya Barış Günü’ dolayısıyla yayımladığı mesajda, şiddet ve savaşın AKP’nin yegane varlık koşulu olduğunu vurgulayarak, barış ile yeni yaşamı inşa etmek üzere çağrıda bulundu.
 
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Yürütme Kurulu, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla yazılı bir mesaj yayımladı. Paylaşılan mesajda 1 Eylül’ün insanlığın mücadeleyle sağladığı onurlu barışın sembolü olduğu ifade edildi. 

Buna rağmen dünya genelinde yürütülen savaşlara dikkat çekilen açıklamada, Türkiye ve Kürdistan halkları ile AKP-MHP bloğu şahsında cisimleşen iktidar gerçekliği arasındaki yapısal çelişki ile genel gidişattın ayrı ele alınmayacağına işaret edildi. 
 
‘AKP İÇİN ŞİDDET KUTSALDIR’
 
Hitlerin faşizminin hatırlatıldığı açıklamada, "Avrupa’nın nerdeyse tamamını ele geçirmiş, Sovyetler Birliği’nin de önemli bir kısmını işgali altında tutarken yenilgiden o kadar uzak durmasına rağmen 2 sene gibi kısa bir süre zarfında sığınaklarda yok olmaktan kurtulamadılar. Bugün minberlerde yapılan kılıçlı ritüeller, gözaltına alınan yurttaşlara yapılan işkence görüntülerinin bizzat kolluk güçleri tarafından sosyal medyaya servis edilmesi, kadına ve özellikle de Kürt kadınına yönelik tecavüz ve cinayet pratiğinin ödüllendirilir halde oluşu, ve daha da arttırılabilecek bir çok örnek şiddetin AKP-MHP bloğu için tek kutsal olduğunu göstermektedir" ifadelerine yer verildi. 
 
‘AKP ERİYOR’
 
İktidarın şiddeti aleni bir tapınç gerekçesine dönüştürmeye çalıştığını belirten HDK mesajında "Minberde Kılıç’ ritüelinin bunun en açık ifadesi olduğunu vurgulandı. Devamında ise "Şiddet ve topluma karşı savaş gerçeği bu iktidarın yegane varlık koşuludur. Bu gerçeğin bu kadar açık bir şekilde teşhir edilmiş olması, açıktır ki güçten ziyade güçsüzlüğün, otorite kuramama halinin göstergesi olmaktadır. Nitekim 5 yıllık kapsamlı savaş konseptine karşı direnenler direnişlerinden hiç bir koşul altında taviz vermezken, AKP-MHP ittifakına dönük toplumsal desteğin günden güne erimesi de bir pasif tepki olarak anlam bulmaktadır" denildi.
 
‘TECRİT ÖZGÜRLÜKLERİ DARALTTI’
 
Kürt sorunu ve bağlantılı birçok sorunun çözümü önündeki en büyük engel olarak Türkiye ve Kürdistan toplumunun önünde duran ‘İmralı Tecridi’nin de bu anlayıştan bağımsız olmadığına vurgu yapılan açıklamada, "AKP-MHP iktidar bloğunun Kürt sorununun çözüme kavuşması , barışın, huzurun, adaletin tesis edilmesi gibi bir gündemleri yoktur, olamaz. İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan şahsında bir bütün Türkiye ve Kürdistan halklarının tecride alındığı, özgürlük alanının olabildiğine daraltıldığı açıktır" diye belirtildi.
 
‘BARIŞ İLE YENİ YAŞAM’
 
Gelinen aşamada, bu sistemin kabul edilemez ve yaşanılamaz olduğunun altı çizilen mesajda, "Burjuvazinin illüzyon oluşturmaya dönük kof hümanizmi ve mücadelesizlik zemininde, pasifist bir içerikle sunmaya kalkıştığı ‘barış’a karşı, yeni yaşamı yaratma iddiası ve iradesine sahip olan, bunun için de gözünü budaktan sakınmadan mücadele bilincini yükselten kadının, gençliğin, emekçinin yarattığı barışla geleceğin kurulacağını vurguluyor; devrimci, demokrat, yurtsever tüm özgürlük ve onurlu barış savunucularının mücadelesini sahiplenip, büyütmeyi asalet yüklü bir barışın gereği olarak görüyoruz" denildi.

Öne Çıkanlar