Bilgen: HDP, aydınların metin imzalayıp çağrı yapmasının ötesinde bir muhatap olma imkânına sahip

Bilgen: HDP, aydınların metin imzalayıp çağrı yapmasının ötesinde bir muhatap olma imkânına sahip
Cezaevinden partisine yönelik eleştirilere dair sorulara yanıt veren Bilgen, 'HDP, inatçı ve kararlı bir duruş sergiliyor ama bu sorunu çözmeye yetmiyor' ifadesini kullandı.

Kobane operasyonu kapsamında tutuklanarak görevden uzaklaştırılan Kars Belediyesi Eş Başkanı Ayhan Bilgen, tutuklu kaldığı Sincan Cezaevi'nden partisine yönelik eleştirilere ilişkin Cumhuriyet’ten İpek Özbey’in sorularını yanıtladı.

HDP ile ilgili eleştirilerinin 'zamanlamasına' dair soruya cevap veren Bilgen, "Zamanlama benim tercihim değil. Daha önce de bu tür tartışmaları hem parti kurullarında ilgililere ilettim hem de kamuoyu önünde yapmaya çalıştım. Şüphesiz bunların farklı niyet ve beklentilerle araçsallaştırılması benim irademin dışında ve tutukluluk koşullarından kaynaklı sağlıksız iletişim ortamından kaynaklıdır. Siyaset, netice üzerinden tartışılır. Sonuç olarak ortada bir tıkanma var. Bu düğümü çözmek ve işi akışına bırakan pozisyondan bir an önce çıkmak gerekiyor" dedi.

‘HDP’NİN DURUŞU KARARLI AMA YETMİYOR…’

"HDP, inatçı ve kararlı bir duruş sergiliyor ama bu sorunu çözmeye yetmiyor" ifadesini kullanan Bilgen şöyle devam etti:

"Elbette bu durumun tek sorumlusu HDP değil. HDP’den beklentinin yüksek olması yadırganmamalı, aksine fırsata çevirmenin yolları aranmalıdır. HDP üzerinden tüm muhalefeti dizayn etme kozu elde olduğu müddetçe hassas günler hiç bitmeyecektir. Zamanlama hatasını geç kalma olarak beyan ediyorsanız bunu anlar ve üzerime düşen sorumluluğu kabul ederim."

‘HDP TERSİNE TÜRKİYELİLEŞİYOR’ SÖYLEMİNE AÇIKLIK GETİRDİ

"Kendimi daha doğrudan ve sağlıklı ifade edebileceğim koşullarda tartışmak isterdim" diyen Bilgen’in cezaevinden yaptığı açıklamalar arasında iki bölüm öne çıkıyor. Bunlardan biri "HDP tersine Türkiyelileşme yaşıyor" sözleri... Bu konuyu biraz daha detaylı anlatması istenen Bilgen’in yanıtı şöyle:

"Türkiyelileşme ile ilgili beklenti Kürtler dışında toplumun farklı kesimleriyle de buluşarak siyasi talepleri ortaklaştıracak bir siyaset yapma formülünün geliştirilmesiydi. Bu konuda sembolik düzeyde de olsa alınan mesafe önemli. HDP temsili demokrasiyi değil, radikal demokrasiyi referans alan bir parti olduğu için farklı kesimleri siyasi süreçlere taşıma konusunu sadece temsil sorunu olarak ele alamaz. Dindar siyasetçiler ya da Alevi siyasetçilerin temsil edilmesinden öte muhafazakâr kesimler ya da Alevi toplumunun en az Kürt toplumu kadar aktif özne olarak sürecin parçası olması hedeflenmeli. Siyasette ‘marifet iltifata tabidir’.

'Tersine Türkiyelileşme' dediğim ‘temsili demokrasinin krizlerini’ kendi bünyesine taşımaktır. Toplumun siyasete katılımının önündeki engelleri, alışkanlıkları HDP’ye de taşıyacak yaklaşımlara kapı aralamak. Bu elbette bilinçli bir tercih değil ama bir virüsün bulaşması gibidir. Genç kuşak muhafazakâr aile çocuklarının psikolojisini nasıl eski sağcı siyasetçi profili tatmin etmiyorsa, Alevi gençler de Aleviler adına siyaset yapılmasının ötesinde bir katılım iradesini yansıtıyorlar."

‘FARKLI GEÇMİŞE SAHİP KİŞİLERİN VİTRİNDE YAN YANA GÖZÜKMESİNDEN ÖTE BİR DEMOKRASİ HAREKETİ İNŞA EDİLMELİ’

"Özetle toplumsal dinamikler adına eski yöntemlerle siyaset yapılması, farklı kimlik ve geçmişe sahip kişilerin vitrinde yan yana gözükmesinin ötesinde bir yatay demokrasi hareketinin inşa edilmesi gerekiyor. Bunu sağlayacak cesur adımlar toplumcu siyaset ahlakıyla atılmazsa, durağanlaşma içe kapanmayı ve ardından da kolay kriminalleşmeyi beraberinde getirir."

KANDİL VE İMRALI

Bilgen’in eleştirilerinde önce çıkan bir diğer cümle; "Hem müdahaleden şikâyet edip hem Kandil ve İmralı için pozisyon belirlemeye kalkmak, kendi pozisyonunun gereğini yapamamakla ilgili bir handikaptır." Bilgen, "HDP’nin, Kandil ve İmralı için pozisyon belirlediğini mi düşünüyorsunuz?" sorusuna ise cevabı şu oldu:

"Çağrı yapan bir siyaset tarzıyla hamle yapan bir siyaset tarzı farklıdır. Dili, muhatabı, araçları, yoğunlaşması farklı olur. Çatışma yaşayan ülkelerde sorunun parçası gibi görülen bir adres olmaktan çıkıp çözümü bezen taraflara rağmen yönetmek daha fazlasını göze almayı gerektirir."

‘HDP, AYDINLARIN ÇAĞRI YAPMASINDAN ÖTE BİR MUHATAP OLMA İMKANINA SAHİP’

"Barışı ve demokrasiyi isteyen değil, inşa eden bir sürecin yönetimi başka bir çaba ve iradeyi gerektirir. HDP, aydınların metin imzalayıp çağrı yapmasının ötesinde bir muhatap olma imkânına sahiptir."

‘DERDİNİ ANLATAMAMA SORUNU’

Bilgen’e göre, Türkiye metropollerinde yaşayan Kürt nüfus, Diyarbakır, Van, Mardin gibi şehirlerde her şart altında HDP’ye oy veren sayının çok üzerinde.

"Siyasi partiler genişleme stratejisi ile değişim ve büyüme yol haritalarını birlikte ele alabilmeli. Elbette her değişim süreci sancılı olur. Ama hiçbir sancı bugünkü acıdan daha büyük değildir" diyen Bilgen, sözlerini şöyle tamamladı:

"Genişlemenin önündeki engel diğer partilerden farklı olarak HDP’de geleneksel taban değildir. Bu önemli bir imkândır. Annelerin acısını bitirecek adımlardan anaların rahatsız olması düşünülebilir mi? Hâlâ bölünmeyi isteyen bir parti muamelesi görmek bence kendi derdini anlatamama sorunudur. Siyasette algı ile olgunun farklı olması durumunda bunu ‘düzeltmeyi’ başarmak tam da özne olmayı başarmaktır."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar