HDP'den En Nakba açıklaması: Filistin sorunu ancak onurlu bir barışla çözülür

HDP'den En Nakba açıklaması: Filistin sorunu ancak onurlu bir barışla çözülür
HDP Halklar ve İnançlar Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Tülay Hatimoğulları, En-Nakba’nın yıl dönümüne ilişkin açıklama yaptı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Halklar ve İnançlar Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Tülay Hatimoğulları, En-Nakba’nın yıl dönümüne ilişkin yaptığı açıklamada, İsrail’in Filistin’e dair saldırı politikasının devam ettiği ve buna karşı Filistin halkının mücadelesinin sürdüğü  belirtildi. Açıklamada, "Filistin halkına olduğu kadar, başta Araplar olmak üzere diğer tüm bölge halklarının mücadelelerine karşı sınırsız şiddet, işgal ve savaş saldırıları onlarca yıldır sürüyor. Filistin-İsrail arasındaki çözümsüzlük giderek daha fazla derinleşiyor" denildi.

AKP’NİN İSRAİL İLİŞKİLERİ

Açıklamada, İsrail hükümetlerinin yeni yerleşim alanlarını inşaya açarak, Filistinlileri evlerinden etmeye devam ettiği belirtildi. AKP’nin tüm bunlara rağmen İsrail ile askeri, siyasi ve ekonomik anlaşmalar yapmaya devam ettiği vurgulanan açıklamada, "İkiyüzlü dış siyaset politikasını Filistin meselesinde de sürdürüyor, her geçen gün İsrail ile yaptığı ticaret hacmini artırmaya dönük hamleler yapıyor. Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde İsrail Cumhurbaşkanı Herzog ile görüşmesi sonrası birlikte çalışmaya devam edeceklerinin basına yansıması bunun son örneğidir" diye belirtildi.

CENAZEYE SALDIRI

İsrail askerlerinin Filistinli gazeteci Şirin Ebu Akile’yi katlettiği, cenazesine saldırdığını hatırlatılan açıklamada, "İsrail güçlerinin görüntüleri ile sürgünde hayatını kaybeden, dün Dersim’de memleketinde defnedilmek istenen siyasetçi Aysel Doğan’ın cenazesine yapılan saldırı görüntüleri; her iki devletin izlediği politikaların ne kadar aynı olduğunu gözler önüne serdi" ifadeleri kullanıldı.

‘İKİ YÜZLÜ POLİTİKALARA SON VERİN’

Türkiye-İsrail ticareti durdurulması gerektiği belirtilen açıklamada şu ifadeler yer aldı: "İkili ilişkiler gözden geçirilmeli ve bu iki yüzlü politikalara son verilmelidir. Başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası toplum Filistin’de yaşanan zulmün son bulması için acil rol ve sorumluluk almalıdır. Yeni Nakba anlamına gelen ‘Yüzyılın Projesi’ne geçit verilmemelidir. Filistin sorunu ancak demokratik yöntemlerle ve onurlu bir barışla çözülür. Filistin ve tüm Ortadoğu halklarına dayatılan ulus-devlet anlayışının tekçi, katliamcı politikalarını reddediyoruz. Çözüm; halklar ve inançların özgür ve eşit koşullarda yaşayacağı, ortak yaşam modelleri ile mümkündür."

NAKBA GÜNÜ NEDİR?

İsrail'in bağımsızlığını ilan ettiği tarih olan 14 Mayıs 1948 tarihini takip eden gün olan 15 Mayıs 1948 Nakba Günü (talizhsizlik) olarak sembolleşmiştir.

1947 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun aldığı ve çoğunluk planı olarak bilinen tasarı doğrultusunda Filsitin'de Yahudilere ve Araplara ait iki devletli çözüm kabul edilmiştir. Oysa Filistin'deki Arap halkı bu karara karşı çıkmış, arkasında da Arap devletlerinin, Türkiye'nin, Yunanistan'ın ve birkaç devletin daha bulunduğu destek ile azınlık planı olarak bilinen planı desteklemiştir. Çoğunluk planının yani iki devletli yapının çözüm aracı olarak Birleşmiş Milletler'de kabulünün ardından ise bu karara karşı çıkmıştır. Çoğunluk planı; 33 lehte, 13 aleyhte ve 10 çekimser oyla kabul edilmiştir. Aleyhte oy veren ülkeler ise şunlardır: "Afganistan, Hindistan, Irak, İran, Küba, Lübnan, Mısır, Pakistan, Suudi Arabistan, Suriye, Türkiye, Yemen, Yunanistan"

İsrail, 14 Mayıs 1948 tarihinde Birleşik Krallık'tan bağımsızlığını ilan etmiştir. 14 Mayıs'ı 15 Mayıs'a bağlayan gece gerçekleşen bu ilanın ardından beş Arap ülkesi İsrail'e karşı askeri operasyona başlamıştır. Bu olay 1948 Arap-İsrail savaşının da başlamasına neden olmuştur. İsrail Savunma Kuvvetleri, Mısır, Suriye, TransÜrdün, Lübnan ve Irak kuvvetlerine karşı başarı kazanmıştır. Bunun yanında Filistin coğrafyasında Araplara devlet kurmaları için bırakılan toprakların da yarısını işgal etmiştir. Savaşın ardından İsrail, savaş sırasında topraklarını terk ederek kaçmak zorunda kalan Filistinli Arap mültecilerin çok büyük çoğunluğunun geri dönüşüne izin vermemiştir. 1949 ateşkes sınırları ile İsrail kontrolünde kalan topraklardaki evlere, ki bunların çoğu ya yıkılmış ya büyük zarar görmüş ya da mülkiyet hakları parayla ödenmiştir, kaçan Arap mültecilerin dönüşünü engelleyen İsrail yönetimi, Filistin-İsrail sorununda önemli ve çözülemeyen bir başlık olan mülteci sorununun da başlamasına neden olmuştur.

Bunların dışında, tarihçi Ilan Pappe 2006 tarihli "The Ethnic Cleansing of Palestine" adlı kitabında İsrail'in 1948 yılında Filistinliler'e karşı planlı ve sistematik bir etnik temizlik yaptığını belgeleriyle ortaya koymuştur.

Nakba günü, 1948 yılından itibaren ölen ya da öldürülen Filistinlileri anmak, yaşanan sürgünün ya da göçlerin sonucunda kaybedilen toprakların, malların, mülklerin ve hakların yasını tutmak için her yıl 15 Mayıs tarihinde Filistinliler tarafından anma günü olarak geçirilir ve Filistin devletinin de resmi tatil günlerinden biridir. Günümüzde İsrail'de Miladi takvime göre 15 Mayıs'ta ( Miladi takvimle 19 yılda bir aynı tarihte 15 Mayıs'ın çakıştığı Yahudi takvimine göre bile olsa), İsrail'in bağımsızlık kutlamalarının paralelinde Filistinliler ve Araplar tarafından felaket günü anmaları, protestolar ve gösteriler yapılmaktadır.

1998 yılında Yaser Arafat'ın da katıldığı törenlerde 1 milyon kişinin katılımıyla toplu olarak Nakba gününün anılmasına başlanmış ve felaketin canlı tutulması için çeşitli yerlerde gösteriler yapılmıştır. 2003 ve 2004 yıllarında Londra ve New York'ta da gösteriler düzenlenmiştir. Nakba günü İsrail Savunma Kuvvetleri ile Filistinliler arasında Batı Şeria ve Gazze'de çatışmaların en çok yoğunlaştığı yıllık dönemdir.

2006 yılında İsrail Meclisi Knesset'in Arap milletvekili Dr. Azmi Bishara, İsrail gazetesi Maariv'e verdiği demeçte şöyle demiştir: "Bağımsızlık günü sizin tatiliniz, bizim değil. Biz bu günü felaket günü (yevm an-nakba) olarak hafızalarımıza kazıdık, ki bu 1948 yılında Filistin ulusunun yaşamış olduğu trajediyi ifade eder."

2009 yılının Mayıs ayında ise Avigdor Liberman'ın başında olduğu aşırı sağcı Evimiz İsrail Partisi (Yisrael Beitenu Party), nakba gününde yapılacak olan gösterilere katılanların tutuklanmasını ve nakba gününde yapılacak olan anma etkinliklerinin yasaklanmasını sağlayacak bir yasa tasarısı üzerinde çalıştıkalarını açıklamıştır.

Öne Çıkanlar