HDP: Halkımıza yaşatılan acıları asla unutmayacak, unutturmayacağız

HDP: Halkımıza yaşatılan acıları asla unutmayacak, unutturmayacağız
HDP MYK, büyük insan hakları ihlalleri yaşanan, kentlerin vahşice tahrip edildiği sokağa çıkma yasakları ve operasyonların 5. yılı dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı.

ARTI GERÇEK-Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kürt illerinde uygulanan sokağa çıkma yasaklarının yıl dönümü vesilesiyle açıklama yaptı. HDP Merkez Yürütme Kurulu tarafından yapılan açıklamada, bölgedeki operasyonlar ve yasaklar döneminde yaşanan hak ihlalleri hatırlatılarak "Halkımıza yaşatılan acıları asla unutmayacak, unutturmayacağız" denildi.

"2015 ve 2016 yıllarında sokağa çıkma yasağı adı altında uygulamaya konulan kent ablukaları dönemi bu topraklarda en büyük hukuksuzluklar, insan hakları ihlalleri ve vahşet tablolarından biri olarak tarihe geçmiştir" denilen açıklamada, 16 Ağustos 2015 tarihinde Muş/Varto’da başlatılan sokağa çıkma yasakları, 14 Aralık 2015 tarihinde Şırnak/Cizre’nin ablukaya alınmasıyla yeni bir boyut kazandığı ve bu uygulamaların daha sonra Silopi, İdil, Derik, Nusaybin, Yüksekova, Varto, Silvan ve Sur ilçelerinin de aralarında olduğu 11 il ve 49 ilçede daha hayata geçirilerek, derin bir insani ve sosyal yıkıma neden olduğu belirtildi.

Birleşmiş Milletler, Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile birçok uluslararası kurum ve kuruluşun raporlarının bu uygulamalar döneminde yaşanan hukuksuzlukları tescil ettiği kaydedilen açıklamada şöyle denildi:

‘2 BİNE YAKIN KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ’

"Avrupa Konseyi Venedik Komisyonu’nun 13 Haziran 2016 tarihinde yayınlanan ‘Sokağa Çıkma Yasaklarının Hukuki Boyutu’ isimli raporunda, "Ciddi insan hakları ihlallerinin yaşandığı, temel hak ve özgürlüklerin askıya alındığı ve esasen sokağa çıkma yasaklarının yasal dayanağının olmadığı" tespitinde bulunulmuştur. BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeid Raad El Hüseyin başkanlığındaki komisyon tarafından 10 Mart 2017 tarihinde hazırlanan raporda da ‘Bu dönemde 18 ay süreyle devam eden operasyonlarda 2 bine yakın kişinin hayatını kaybettiği’ bilgisine yer verilmiştir."

‘CENAZESİ 7 GÜN YERDE KALAN TAYBET ANA, GÜNLERCE BOZDOLABINDA SAKLANAN CEMİLE…’

"Bu sistematik katliam uygulamasının üzerinden beş yıla rağmen, Silopi’de evinin önünde vurulan Taybet Ana’nın cenazesinin 7 gün süreyle sokak ortasında kalması, 13 yaşındaki Cemile’nin cenazesinin günlerce buzdolabında saklanması, Kürt kadın siyasetçiler Sevê Demir, Pakize Nayır ve Fatma Uyar başta olmak üzere siyasetçilerin, gazetecilerin, çoluk-çocuk dahil sivillerin katledilmesi hafızalardaki canlılığını korumaya devam etmektedir."

‘COĞRAFİ BİR BÖLGEYİ YENİDEN DİZAYN ETMEK HEDEFLENDİ’

"O dönemde bağımsız insan hakları kuruluşlarının yaptığı araştırmalara göre 1 milyon 500 bin ile 1 milyon 800 bin arasında kişi özgürlük, güvenlik, yaşam hakkı başta olmak üzere, birçok temel insan hakkından mahrum bırakılmıştır" ifadelerine yer verilen açıklamanın devamında şunlar dile getirildi:

"Kürt kentlerinde aralıklarla başlatılan ve bütün sosyo-kültürel, sosyo-ekonomik ve siyasal yapıları kentlerin direniş hafızalarıyla birlikte çökertip, adeta coğrafi bir bölgeyi yeniden dizayn etmeyi hedefleyen ablukalarda, amaca ulaşmak için vahşetin bütün araçları devreye konulmuştur. Resmi olarak bilinen JÖH-PÖH gibi şiddet yapılarının yanı sıra Esadullah gibi katliam örgütleri fetih anlayışıyla Kürt halkının üzerine salınmış, duvarlara yazılan cinsiyetçi, ırkçı faşist söylemlerle ile kentleri, tarihi, dili yok etmeye yönelik nasıl bir politika izlendiği gözler önüne serilmiştir."

‘ÇÖKTÜRME PLANI’

"Bu saldırıların tamamı "Çöktürme Planı" kapsamında hayata geçirilmiş, o günden beri kesintisiz bir şekilde sürmektedir. Kent ablukaları her şeyden önce iktidarın Kürt halkına karşı giriştiği sistemli katliam girişimlerinden biri ve bir halka karşı geliştirilen düşmanca politikadır. Tank, top gibi ağır savaş araçlarıyla kentler yerle bir edilirken, TOKİ eliyle inşa edilen ucube yapılar iktidara yakın kesimler tarafından rant alanına dönüştürmüştür."

‘SADECE SUR’DA 300’DEN FAZLA TARİHSEL YAPI YERLE BİR EDİLDİ’

"‘Yeni kentler’ adı altında kentlerin dayanışma kültürü, mekânsal dönüştürme yoluyla parçalanmıştır. Etnik ve sosyal mühendislik stratejileri ile sadece, UNESCO Kültür Mirası listesinde bulunan Sur ilçesinde üç yüzden fazla tarihsel yapı yerle bir edilerek tarih ve hafıza hedef alınmış, bölgenin demografik yapısı değiştirilmek istenmiştir."

‘BÜTÜN GİRİŞİMLERE RAĞMEN KÜRT HALKI ONURLU DİRENİŞİNİ SÜRDÜRÜYOR’

"Bu topraklar binlerce yıldır vahşetin, göçün, çökertmenin bütün hallerini görmüş ve yaşamıştır. Bütün bu yakıp yıkarak teslim alma, sindirme ve susturma girişimlerine rağmen bölgede yaşayan Kürt halkı bugün ayaktadır ve onurlu direnişini sürdürmektedir.

Şırnak, Cizre, Silopi, Sur, Nusaybin, Yüksekova, Silvan, İdil ve Dargeçit ilçelerinde aylarca süren ablukaların üzerinden beş yıl geçmesine rağmen işlenen ağır insanlık suçlarıyla ilgili açılan davaların hiçbirinde bir ilerleme sağlanamamış, çoğu dava takipsizlikle sonuçlanmış, birçok aile cenazesine bile ulaşamamıştır. Mevcut yargı yaşanan yıkım ve vahşetin üzerini örtmeye çalışmıştır."

‘YAŞATILAN ACILARI UNUTTURMAYACAĞIZ’

"Yaşatılan bu vahşet ve katliamın, toplum vicdanında mahkum edildiği gibi, er ya da geç hukuk nezdinde de mahkûm edileceğine inanıyoruz. Halkımıza yaşatılan acıları asla unutmayacak, unutturmayacağız..."

Öne Çıkanlar