HDP’li Koç: ATK tamamen ortadan kaldırılmalı

HDP’li Koç: ATK tamamen ortadan kaldırılmalı
ATK’nin verdiği yanlı raporlara dair araştırma önergesi üzerine HDP’li Abdullah Koç, bağımsızlığını ve tarafsızlığını yitiren ATK’nin ortadan kaldırılmasını istedi.

Meclis Genel Kurulu’nda Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekilleri Meral Danış Beştaş ve Saruhan Oluç tarafından, Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından verilen raporlarda özellikle kadınların katledilmesi, siyasi cinayetler ve hasta tutuklulara yönelik raporların siyasi nüfuzun kanun dışı müdahalesiyle usulsüz bir şekilde hazırlandığına dair iddialara ilişkin Meclis araştırması açılmasını istedi.

Verdikleri önerge üzerine kürsüye çıkan Ağrı Milletvekili Abdullah Koç, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin kurulmasıyla birlikte, birçok kurumun tarafsızlığını ve bağımsızlığını yitirdiğini söyledi. Bağımsızlığını ve tarafsızlığını yitiren kurumların başında da Adli Tıp Kurumu (ATK) geldiğini ifade eden Koç, "Ceza yargılama sisteminde önemli bir kurum niteliğinde olan Adli Tıp Kurumu son yıllarda vermiş olduğu kararlarla, gerçek anlamda skandal uygulamalarıyla gündeme gelmiş bulunmaktadır. Tahir Elçi cinayetinde elde edilen bazı kanıtlar üst düzey yetkililerin müdahalesiyle yok edildi, karartıldı ve cinayet aydınlatılmadı. Ve ayrıca, birçok kadın cinayeti nedeniyle cinayetler sorgulanmadı, intihar süsü verildi" dedi.

‘İZ TESPİT EDİLİYOR AMA SORUŞTURULMUYOR’

Kürsüden katledilen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin fotoğrafını gösteren Koç, Elçi cinayetinde ATK’de yaşananlara dair şunları söyledi:

"Tahir Elçi'nin bedeninde Adli Tıp Kurumu çalışanı Mehtap Altuğ'un verdiği beyanda, bedenindeki mevcut olan bir kurşunun üzerinde bir iz tespit ediliyor, bir erkeğe ait iz tespit ediliyor ve bu soruşturulmuyor, bu adeta yok sayılıyor ve cinayet gerçek anlamda aydınlatılmıyor. Bu mevcut olan müdahale nedeniyle soruşturma açan, harekete geçen hiçbir cumhuriyet savcısıyla karşılaşmadık değerli arkadaşlar. Bakın, yine, bu mevcut olan cinayetin aydınlatılmaması meselesinde bu Hükûmetin ciddi şekilde sorumluluğu söz konusu, bu Hükûmet sorumludur bu meseleden. 15 bin faili meçhul var, kimi kaynaklara göre 17 bin faili meçhul söz konusu. Bunların hepsinin bir yerinde Adli Tıp Kurumunun uygulamaları var ve bununla ilgili hiçbir şekilde harekete geçilmiyor."

KADIN CİNAYETLERİ

Kadın cinayetlerinde düzmece raporlarla karşı karşıya kalındığının altını çizen Koç, "Yeldana Kaharman, Pınar Gültekin ve Aleyna Çakır'ın öldürüldüğü iddialarına karşı Adli Tıp Kurumu’nun raporları söz konusu ve bu raporlar arasında da ciddi çelişkiler söz konusu. İnsan Hakları Derneğinin 2020 yılı verilerine göre 604'ü ağır olmak üzere, toplamında 1.605 ağır mahpus cezaevlerinde bulunmaktadır. Bakın -bunlar- 2020 yılında 27 mahpus cezaevinde can verdi. 2021 yılının sadece ilk üç ayında 13 mahpus cezaevinde can verdi ne yazık ki" diye belirtti.

AYSEL TUĞLUK’UN DURUMUNA DİKKAT ÇEKTİ

Konuşmasına eski Eş Genel Başkan Yardımcıları ve tutuklu olan Aysel Tuğluk hakkında verilen ATK raporuyla devam eden Koç, Tuğluk’un fotoğrafını göstererek, "Sayın Aysel Tuğluk'la ilgili bakın 2 tane Adli Tıp Kurumunun raporu var; bir tanesi ‘Cezaevinde kalamaz’ diyor, diğer İstanbul Adli Tıp Kurumu ise ‘Cezaevinde kalabilir’ diye bir rapor düzenliyor. Adli Tıp Kurumunun gelmiş olduğu aşamayı görün değerli arkadaşlar. Bakın, KOAH hastası -Engin Aksoy'la yirmi altı yıldır cezaevinde olan- görmeyen, duymayan, yürüyemeyen bir kişiyi ben size göstereceğim değerli arkadaşlar; Mehmet Emin Özkan, 83 yaşında, hâlâ cezaevinde. Bu Adli Tıp Kurumu, bu mahpusun cezaevinde kalacağına ilişkin rapor düzenliyor. Bu kadar tarafsız ve bağımsızlığını yitirmiş olan bir kurumdan bahsediyoruz" ifadelerini kullandı.

‘TAMAMEN ORTADAN KALDIRILSIN’

Adli Tıp Kurumu’nun değiştirilmesi ve mevcut olan yapısıyla tarafsızlığını ve bağımsızlığını yitirdiği için kanun teklifi verdiklerini de aktaran Koç, "Tamamen ortadan kaldırılması gerekiyor. Eğer tarafsız ve bağımsız bir yargı isteniyorsa, eğer Türkiye'de demokrasinin hâkim olması isteniyorsa bu kurumun mevcut olan bütün işlemlerinin kesinlikle elden geçirilmesi gerekiyor ve muhakkak ki bu konuda bir araştırma ortamının oluşturulması gerekiyor çünkü yargının tarafsız ve bağımsızlığını etkileyen önemli kurumların başında yer alıyor. Bu nedenle, sunmuş olduğumuz bu önergemize destek bekliyoruz" dedi.

İYİ PARTİ: KURUMLAR YOZLAŞIYOR

İYİ Parti grubu adına konuşan Halil Oral, Türkiye’de geçmişte de kurumların vesayet altında olduğuna dair ifadeler olduğunu hatırlatarak, "Bu vesayeti ortadan kaldırma iddiasıyla iktidara gelen Ak Parti, maalesef kendi vesayetini üretmektedir. Ehliyetsiz, liyakatsiz atamalarla kurulan bu vesayet ‘Bizden olsun da ne olursa olsun’ mantığına dayanmaktadır. Bu mantık, bir temizlik işçisinin, KCK yapılanmasında, belediye başkanına talimat verir konumunda olmasıyla aynıdır. Bu mantık, bir memurun, kamu kurumlarında, FETÖ hiyerarşisi içinde ‘ağabey’ ya da ‘abla’ sıfatıyla müdürlere, şeflere talimat verebiliyor olmasıyla benzerdir. Bugün de kurumlarımız bu mantık sebebiyle yozlaşmaktadır, bu yozlaşmayla mücadele edilememektedir" ifadelerini kullandı.

ATK’nin kadın cinayetlerinde aklama pozisyonuna geldiğini savunan Oral, "Kadın cinayetlerinde, çocuk tacizlerinde şaibeli pek çok otopsi ve karar ortaya çıkmaktadır. Sedat Peker'in vurguladığı Deniz Durmay davası da güncel bir örnektir. Buradan açıkça vurgulamak istiyorum: Hiçbir kurum, hiçbir kişi, hiçbir bürokrat bir katili aklamak için devletin gücünü kullanmaya yeltenmesin, tacize uğramış masumların veballerine girmeyi düşünmesin, darbecileri tahliye etmenin yolunu asla açmayı denemesin. Kısacası, herkes haddini bilmelidir" dedi.

CHP grubu adına Nurhayat Kayışoğlu da önergeyi desteklediklerini vurguladı. Kayışlıoğlu, şöyle konuştu: "Adli Tıp Kurumunun internet sitesinde bir tanıtım videosu var, orada uzun uzun kendilerini güzelce tanıtmışlar, diyorlar ki: ‘Adalet, ancak eğri ve doğru birbirinden ayrılınca, haklıya hakkını, suçluya da cezasını verince mümkündür.’ Mesela, bir örnek vereyim: 2012'de -hadi bunu FETÖ'ye yıkıyorsunuz- o zaman Balyoz'dan yargılanan Albay Levent Kerim Uça'nın beyninde yumurta büyüklüğünde tümör varken, hayati tehlikesi varken Adli Tıp Kurumuna 2'nci kez başvuru yapılıyor ve deniliyor ki: ‘Bunun hayati tehlikesi yok, hastanede kalmasına gerek yok, cezaevinde kalabilir’ Bugün buna benzer birçok olay yaşanıyor. Yine, kadınlarla ilgili, kadın cinayetleriyle ilgili yaşanmış somut örnekleri göstermek istiyorum yani bazen anlatınca anlaşılmıyor. İşte, bu, Zeynep Şenpınar cinayeti. Bu gördüğünüz sanık Ahmet Kemaloğlu; boksör ve 1,75-1,80 boylarında, 90 kilo. Zeynep Şenpınar ise 1,55-1,60 boylarında, 50 kilo. Adli Tıp Kurumu nasıl bir rapor veriyor, biliyor musunuz? ‘Bu kadın bu erkeğe karşı kendini savunabilir’ diyor. ‘Savunabilir’ dediği için de sanık ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almıyor."

AKP, ATK’Yİ SAVUNDU

AKP’li Pakize Mutlu Aydemir de, ATK’nin bilimsel olduğunu öne sürdü. HDP’nin önergesinin gerçeği yansıtmadığını öne süren Aydemir, "Önerge bilimsel delillere dayanmayan, tümüyle gerçek dışı iddialardan ibarettir. Yüz yıllık tarihiyle adalet sistemimizde önemli bir role sahip, ülkemizin resmî bilirkişilik ve eğitim kurumu olan Adli Tıp Kurumunun altyapısı ve insan gücü AK PARTİ hükûmetlerimiz döneminde her geçen gün güçlendirilmiş ve hizmetin ülke geneline yaygınlaşması sağlanmıştır. Ceza infaz süreciyle alakalı örnekler üzerinden ileri sürülen iddiaların tamamının gerçek dışı olduğu açıktır. Tıbbi değerlendirme kapsamı dışında hiçbir faktör dikkate alınmamaktadır" ifadelerini sarf etti.

BEŞTAŞ: 2020 YILINDA 27 TUTUKLU YAŞAMINI YİTİRDİ

Sataşma üzerinden söz alan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, 2020 yılında 27 tutuklunun yaşamını yitirdiğini hatırlattı. Beştaş, "Kadın cinayetlerinde sayısız -zaman yok, söyleyemiyorum- Adli Tıp Kurumu erkekten yana, devletten yana, sistemden yana raporlar vererek kadın katillerini cezasız bırakıyor. Çocuk istismarında da Adli Tıp aynı tutumu devam ettiriyor. Aleyna Çakır, Pınar Gültekin, Tahir Elçi... Mehmet Emin Özkan; 2 defa ziyaret ettim ya, gelemiyor, tekerlekli sandalyede geliyor, şimdi, bugün kızı aradı, yatağa bağlı artık, yürüyemiyor, tekerlekli sandalyeye de binemiyor. Adli Tıp Kurumu iktidarın bir silahı hâline gelmiştir. Tıpkı yargı gibi istediğine rapor veriyor, istemediğine vermiyor" şeklinde konuştu.

Yapılan görüşmeler ardından HDP’nin önergesi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. (Mezopotamya Ajansı)

Öne Çıkanlar