Hendek patlamasında şikayetinden vazgeçenlere tepki: Onlar 7 canın kanıyla boğulacaklar

Hendek patlamasında şikayetinden vazgeçenlere tepki: Onlar 7 canın kanıyla boğulacaklar
Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası eski çalışanı olan Hatun Tepeçınar, bazı mağdurların, para aldığı için ifadesini değiştirdiğini öne sürerek, 'Allah onları bildiği gibi yapsın' dedi.

Sakarya Hendek’te 7 işçinin hayatını kaybettiği, 128 kişinin yaralandığı Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası'ndaki patlamaya ilişkin açılan davanın ikinci duruşması Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün de mağdurların dinlenmesiyle devam ediyor.

Duruşmada, geniş güvenlik önemeli altında ifadesini veren, Hatun Tepeçınar, patlamanın hemen ardından olay yerinden bazı delillerin kaçırılmaya çalışıldığını iddia etti. Duruşma sırasında savcılıkta fabrika yönetimini suçladığı halde, duruşmada ifadelerini değiştirenlere büyük tepki gösteren Hatun Tepeçınar, duruşmaya verilen arada ANKA'ya konuştu. Hatun Tepeçınar, şunları söyledi:

"Enes Dilber, ilk verdiği ifadeyi reddetti, burada davacı olmadığını söyledi. Bunun sebebi de fabrika sahiplerinin verdiği 285 bin lira. Kendisini satmış olduğu belli oldu ve ortaya çıktı. Bir de Nuray Bilge hanım vardı. O da sadece Hasan Bey'den şikayetçi oldu ve sadece kendi özel sorunlarından dolayı şikayetçi oldu. Benim şikayetim, sadece bunların gördüklerini, 'Görmedik' deyip ifade verip çıkmalarına oldu. Çok büyük tepkilerime sebep oldu. Allah onları bildiği gibi yapsın. Onlar o 7 tane kanın, 7 tane canın kanlarıyla boğulacaklar."

'EL ÇABUKLUĞUYLA KURTULMA ÇABASI GÖRÜNÜYOR'

Mağdurların avukatlarından Can Atalay da işçilerin ifadelerinde, iş sağlığı, iş güvenliğinin nasıl hiçe sayıldığını, üretim miktarının her şeyden önemli olduğunu,  bütün uyarılara, korkuya rağmen çalışmaların sürdüğünü ve göz göre göre patlamanın meydana geldiğini anlattıklarını söyledi. İşverenin sayı hesabı yaparak bu işten kurtulabileceğini zannettiğini, kendilerine güvenli ifadeler verdiğini anlatan Atalay, ancak bu oyunun bozulduğunu belirtirken, şöyle dedi:

"Dün bence çok ilginç bir şey oldu, Ayşe Tepeçınar’ın ifadesi sırasında jandarma tutuklu sanıklar konuşurken almadığı kadar tedbir aldı. Duruşma sırasında iki jandarma ayakta duruyordu. Ayşe Tepeçınar herhalde 1.55 boyundan daha kısadır ama konuşurken 30 jandarma barikat kurdu. Ayşe Tepeçınar ne anlattı? Olay günü, olaydan hemen sonra Ali Rıza Ergenç Coşkun’un gelininin ve torununun olay yerinden delil kaçırdığını iddia etti. Bunu anlatmaya başlamadan jandarma komutanının 30 kişilik jandarma barikatı kurmasının manası açık burada bir irade var. Yaşar Coşkun’un tutuklu kalması bu iradenin olmadığını göstermez. Aksine bu işten Türkiye’de bütün sermayedarların el çabukluğuyla kurtulma çabasının ne kadar güçlü olduğunu bütün işaretleri duruşma salonunda gözüktü. Biz bu iradeye teslim olmayacağız, biz bu iradeyi aşacağız, yıkacağız."

Öne Çıkanlar