Hep buradaymışız gibi çek panpa!

İnandırıcı olmak için fonda Reis ve milyonlarla bir selfie çek, hemen feyse koy. Sandığa giderken de aynısını yap. İyi bir vatandaş (pardon AK Partili) olduğunu kanıtla...

İstanbul-Yenikapı’da yapılan AKMHP mitingi, hem seçime, hem ülkeye hâkim olan ruha dair ipuçları verdi. Cumhur İttifakı'nın hâkim olduğu/olmadığı yayınlardan takip ettiğim kadarıyla Yenikapı meydanı doluydu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mitingde 1 milyon 600 bin kişinin olduğunu duyurdu- eksisiyle, fotoşokuyla hesaplasanız da şüphesiz göz dolduran bir manzara.

Kalabalıklar, şüphesiz iktidarın gücüne işaret ediyordu.

İyi de nasıl bir güç? Ne de olsa güçlü olmak; gönüllere dokunmak ya da kendiliğinden coşku yaratmak anlamına gelmiyor.

Ne beka, ne bölünme korkusu, ne yabancı nefreti, ne o, ne bu... AKMHP koalisyonunu ayakta tutan, iktidardan düşme korkusu. Sermayesiyle işçisiyle bu zincirde yer alanların, ekonomik krizden ‘daha az hasarla’ çıkabilme hesabı.

Meselenin özetini, Yenikapı’da ‘Arkada kalabalıkla selfie çek de buradan kaçalım’ diyen vatandaş yapıyor...

GÜLDÜR GÜLDÜR GERÇEK HAYAT: HÜRRİYET

Güldür güldür şovun bir paradisi çok tutuldu, hani gazeteler kur farkını nasıl yazmalı, işssizlik rakamlarını nasıl açıklamalı diye dalga geçiyorlar...

İşte bu parodinin gerçek hayattaki tatbikçisi

Hürriyet’te, Yenikapı mitingi ve İstanbul için verilen vaatler, ilkokulda yaldızlı kağıtlarla süslenen ödevler misali işlenmişti. Erdoğan ve Bahçeli’nin haşin konuşma başlıkları arasında ‘Kürt kökenli kardeşler’ de vardı.

Bahçeli, Kürtlerin anadil talebine atfen ‘Kökeni, yöresi, mezhebi, anasının dili ne olursa olsun her Türk vatandaşı...’ diye konuşmuş. En asimile, en Türk milliyetçiliğine gönül vermiş Kürt dahi bunu duyduktan sonra herhalde puanını vermiştir.

Bir de şu kankalık bahsi ne tatlı oldu değil mi?! Erdoğan ve kankası -yahut Bahçeli ve kankası- ne kadar iyi ortak olduklarını argoyla vurgularken Binali Yıldırım da İstanbullulara ‘Kankam olmaya var mısınız?’ diye seslenmiş.

Vardır elbet Binali Bey de sizinkiler ‘zillet, terörist, hain’ diye seslendikçe nasıl olacak? Kanka demişken, Tansu Çiller de yine mitinge katılmış, sahneye çıkarsanız da halkımız kankalığın boyutlarını iyice anlasa!

EN KANKALAR VE KANKA OLMAYANLAR NE DEDİ

Evet benim canım kankalarım, panpalarım, kankilerim... Eski (Türkiye) günlerinde gazeteciler, seçim dönemlerinde mitinglerin nabzını tutardı. Maksat, miting alanında, şehrin merkezlerinde ve çeperinde nelerin konuşulduğunu ve ruh halini halka aktarmaktı. Gazetecinin siyasi tercihi ne olursa olsun, havayı olabildiğince doğru yansıtmaya çalışılırdı. Ne boş işler, değil mi?

Kanka Hürriyet ve diğer kankagil gazetelerde tabii ki böyle değersiz yorumlara yer verilmemiş. Buna karşılık Cumhuriyet, Evrensel ve Türkiye gazetesi temsilcilerinin yazdıklarıyla havayı kavrama şansını yakalayabildik.

Cumhuriyet’ten Miyase İlknur, miting alanında gençlerin arasındaki diyaloğu aktarmış:

‘Bir tanesi "Oğlum bu kadar erken tüymeyelim, kontrol ediyorlar bak" dediğinde belli ki daha deneyimli olan biri "Yav geçen sefer de öyle yaptık. Meydanı arkana alacak şekilde bir selfie çek, koy Facebook’a tamam.

Sorduklarında gösterirsin" dedi.’

Bu diyalog, pek çok açıdan 2019 Türkiyesi’nin resmi. Cumhuriyet’tir, muhaliftir, bir diyalogdan kalkıp genelleme yapılmaz, tamam... Fakat benzeri gözlem, tabii ki ‘Güldür Güldür’ uslübuyla Türkiye yazarı Fuat Uğur’dan da gelmiş:

İnstagramda da paylaştım, daha Erdoğan konuşmasına başlamış, 20 dakika geçmiş geçmemişti. Belli ki ertesi gün pazartesi, iş günü, yolda ya da trafikte sıkışıklığa kalmama telaşıyla insanlar alandan akın akın çıkıyordu. Metroya giden o uzun ve geniş cadde boyunca gördüğüm insan seli işte bu rakamı, yani 1 milyon 600 bini zihnimde net biçimde doğrulattı.’

Kimin ne zaman meydanı terk ettiği veya kelle hesabından ziyade, AKMHP seçmeninin ruh halini anlayabilmek önemli.

CEM YILMAZ SKEÇLERİ GİBİ

Kalabalıklar için mitinge gelmek, daha çok boy göstermekten ibaret. Görünme, bir yerde olduğunu gösterme hastalığı günümüzün ruhuna çok yakışıyor ve şüphesiz Cumhur İttifakı'nın mitingine katılanlarla sınırlı değil.

Ancak çarpıcı olan, Miyase Hanım'ın aktardığı örnekteki gibi, bu insanların şirket yemeğine katılır gibi davranması, hesap vermek zorunda olması ve erkenden kaçmak için numara çekmesi. İçecek makinesine jeton şeklinde buz atan Türkiyeli’nin 2019 sureti...

Ömrü boyunca okulu, işi, sorumluluklarını, kuyrukları kaytarma veya kandırma eğiliminde olan, ‘cinlik’leriyle gurur duyan, ama otoriteye boyun eğen, Cem Yılmaz skeçlerindeki ortalama Türkiye vatandaşını daha iyi anlatan bir diyalog olamazdı.

Halkın bir kısmını (!) hor görmek, aşağılamak ya da ‘bu sefer biz kazanacağız’ gibi hayallere kapılmanız için yazmadım bunları. Hayır efendim, gönüllü veya gönülsüz, belediye seçimlerinde yine partisine oy verecek.

Siyasi tercihten bağımsız, kumaş bu panpa!

Seni ararlarsa en öndeyim de. İnandırıcı olmak için fonda Reis ve milyonlarla bir selfie çek, hemen feyse koy. Sandığa giderken de aynısını yap. Mahallendeki parti birimine gidip rapor et, iyi bir vatandaş (pardon AK Partili) olduğunu kanıtla... Belki şansın yaver gider.

Çünkü daha demokrat, daha düzgün ve onurlu bir yaşamdan yana uğraşmak istemiyorsun.

Çünkü anan baban, deden böyle gördü... Böyle anlattı...

O zaman hep buradaymışız gibi çek panpa, arkası kalabalık olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi