Hilafet ilan edilir mi?

Hilafet ilan edilir mi?
Bu adımların her birinde Ayasofya örneğindekine benzer bir strateji izlendi.

Can DÜNDAR


ARTI GERÇEK - Siyasal İslamcılar, Ayasofya açılışından cesaretle çıtayı yükseltti:

Şimdi Hilafet ilan edilmesini istiyorlar.

Olur mu?  

Benim cevabım basit:

Biz izin verirsek olur.

"Biz" derken, Türkiye’nin demokrasiye bağlı, laikliğe inanan, din ilkelerinin hayatımıza yön vermesini istemeyen kesimini kastediyorum. Hiç de küçümsenmeyecek boyuttaki bu kesim, dağınık ve sindirilmiş durumda… AKP de cüretini buradan alıyor zaten…

Bugüne kadar "Yok artık, bu da olmaz" denilenlerin çoğu oldu. Taksim’e camiden seçim iptaline, Demirtaş’ın tutuklanmasından Kanal İstanbul’a, hatta Cumhuriyet’in kurucularına "iki ayyaş" denmesine kadar…

Bu adımların her birinde Ayasofya örneğindekine benzer bir strateji izlendi: Önce fikir ortaya atılıp "Zamanı değil, götürüsü getirisinden fazla" dendi. Böylece tartışma açılıp kamuoyu hazırlandı. Muhalefetin ve dünyanın muhtemel tepkisi ölçüldü. En uygun zamanda da fiili durum yaratıldı.

Evet, bunların bir kısmı seçim yatırımıydı, bir kısmı tabanı sağlam tutma çabasıydı, bir kısmı yaşanan ekonomik yıkım için bir örtüydü. Ama hepsi, Cumhuriyet’ten intikam almaya dönük bir rövanş histerisinin, Türkiye’yi yeniden bir din devletine dönüştürme stratejisinin parçalarıydı.

Adım adım battığımız bu karşı-devrim batağında dip yok. Her bir adım, daha beterini hazırlıyor çünkü:

Ayasofya’da namaz Lozan’ın yıldönümüne denk getiriliyor. Elde kılıç açılışı yapan Diyanet İşleri Başkanı Atatürk’e hakaret ediyor. Biz o hakareti tartışırken Başkan’ın oğlu dil devrimine sataşıyor. Hükümet, İstanbul sözleşmesinden çekilmeye hazırlanıyor. Aynı anda "Hilafet isteriz" kampanyası başlatılıyor.

Laik Türkiye, peşpeşe yediği yumruklarla köşeye sıkıştırılmış bir boksör gibi, son enerjisiyle kapanmış kendini korumaya çalışıyor. Daha da acısı, bunları tartışması ve bir savunma hattı yaratması beklenen CHP Kurultayı, susmayı tercih ediyor. 10 yıl önce "laiklikten başka bir şey söylemiyorlar" diye eleştirilen CHP,  bu kez de neredeyse laikliği savunmaya çekinir hale geliyor.

Başa döneyim. Bu koşullar altında soru "AKP, bunu da yapar mı" olmamalı artık.

Soru, "Biz, nereye kadar izin vereceğiz" ve "Olduğunda ne yapacağız" olmalı…

 

Öne Çıkanlar