Hukukçu Kılıç: İşin Türkiye ayağında Sezgin Baran Korkmaz tamamen haklı

Hukukçu Kılıç: İşin Türkiye ayağında Sezgin Baran Korkmaz tamamen haklı
Kılıç, 'Korkmaz'ın Türkiye'de yaptığı işler yasal. Türkiye'de eğer Sezgin Baran Korkmaz'a ceza verseler, Recep Tayyip Erdoğan'a da vermek zorunda kalırlar' dedi.

ARTI GERÇEK- ARTI TV ekranlarında yayınlanan "Odak" programında tahliye talebi reddedilen ve 5 Ağustos'a kadar tutukluluğuna devam kararı alınan Sezgin Baran Korkmaz'ın hukuki süreci mercek altına alındı. Ezo Özer'in konukları ABD'den hukukçu Cahit Akbulut ve Almanya'dan hukukçu Memet Kılıç oldu. 

'BİR HUKUK DEVLETİNDE KİŞİNİN TUTUKLULUK HALİ NEDEN DEVAM ETTİRİLİR?'

Kılıç, "Bize iletilene göre, şu an iade konusu görüşülmemiş, tutukluluk halinin devam edip etmemesi görüşülmüş. Bir hukuk devletinde kişinin tutukluluk hali neden devam ettirilir? Çünkü kişi henüz hüküm giymemiştir, suçu sabit değildir. Birincisi, kaçma veya saklanma tehlikesi söz konusuysa, ikincisi, delilleri karartma tehlikesi varsa ve üçüncüsü yeniden suç işleme tehlikesi söz konusuysa. Dosyayı görmedim ama burada kaçma tehlikesi ve hatta hayatının tehlikede olması da söz konusu olabilir. Bu nedenle tutukluk kararına devam edildi. Belki de bu tarihe kadar iade kararı da verilecek çünkü hem Türkiye hem de ABD iadesini istedi" dedi. 

'KORKMAZ'DAN ÇOK DAHA KÜÇÜK ÖLÇEKLİ SUÇLARDA DAHİ BU KİŞİLERİ ABD'YE GETİRMİŞLER'

Cahit Akbulut, Korkmaz'ın ABD'nin yargı sürecine nasıl girdiğini anlattı. "Biraz geriye gitmek lazım, Kingston ailesinin 4 üyesi ABD Hazinesi'ni dolandırmaktan tutuklandılar. Bunların ortak olduğu bir kişi var; Lev Aslan Dermen (Levon Termendzhyan) adlı kişi, o da ifadeler doğrultusunda tutuklandı. Bu kişiler Sezgin Baran Korkmaz'ın kara para aklama konusunda kendilerine yardım ettiğini söylediler. Bunun üzerine 10 Mart 2021'de Korkmaz adına bir tutuklama emri çıkarıldı. Bu doğrultuda da Avusturya'da yakalandı" diyen Akbulut, "ABD'nin yakalamak istediği kişiyi herhangi bir ülkede tutuklattığı bütün olaylarda sanığı ABD'ye getirdiğini görüyoruz. Daha önce Türk vatandaşlarının başına gelen olaylara da baktım. Korkmaz'dan çok daha küçük ölçekli suçlarda bile söz konusu kişileri ABD'ye getirmişler" diye konuştu. 

Memet Kılıç, "İşin Türkiye ayağında Sezgin Baran Korkmaz tamamen haklı. Şimdi şaşıracaksınız ama hukuken bakılırsa öyle" diyerek şöyle devam etti:

'TÜRKİYE'Yİ BİR KARA PARA AKLAMA MERKEZİNE DÖNÜŞTÜRDÜLER'

"Çünkü Türkiye yanlış hatırlamıyorsam 2010 yılında 'Varlık Barışı' diye bir yasa çıkardı. Bu yasa ilk çıktığında Erdoğan 6 aylığına çıkarılan bu yasa için kameralar karşısına geçti ve büyük bir reklam yaptı ve şöyle dedi: Dünyanın neresinde olursa olsun mal varlığınızı, paranızı, menkul kıymetlerinizi, altınlarınızı, dövizinizi getirirseniz sadece yüzde 1,5 vergi alacağız ve kaynağını kesinlikle sormayacağız. Yani uyuşturucudan mı, insan ticaretinden mi kazandın sormayacağız diye bir ülkenin başbakanı reklam yaptı. O zaman dedim ki, 'AKP'lilerin iki kamyon parası var bir yerde, getirip onu yıkayacaklar'. Samimi düşüncem buydu. Ama bu yasayı her 6 ayda bir yeniledikleri için Türkiye'yi bir kara para aklama merkezine dönüştürdüler. Son olarak 31 Haziran tarihine kadar uzatılan bu yasada vergi de sıfırlandı. Yani ne demek? Halka faydası sıfır. Demek ki paralarını getirenler başka bir yere avanta veriyor diye düşünmek gerekir. O yüzden Korkmaz'ın 'Ben paramı getiriyorum, resmi bankalarda transfer oluyor. Bana kimse zaten kaynağını da sormuyor yasa gereği' demesinin hukuki temeli var."

'TÜRKİYE'DE KORKMAZ'A CEZA VERSELER, ERDOĞAN'A DA VERMEK ZORUNDA KALIRLAR'

"Korkmaz'ın ABD'de sadece sanık değil tanık olması durumunda ciddi ceza indirimine yol açmaktadır. İşte bu nedenle Türkiye heyecanlandı ve Sezgin Baran Korkmaz'ı kendileri almak istiyorlar" diyen Kılıç, "Korkmaz'ın Türkiye'de yaptığı işler yasal. Türkiye'de eğer Sezgin Baran Korkmaz'a ceza verseler, Recep Tayyip Erdoğan'a da vermek zorunda kalırlar. Bu KHK'yi sürekli 6 ayda bir imzalayan kişi. Onun için Korkmaz, Türkiye'ye gitmek ister tabii ki. Ancak Türkiye başka bir memleket oldu. Yasal olarak bir şey yapmayabilirler ama ciddi bir tanık olduğu için başına bir iş gelebilir. Bunu da düşünmesi gerekir Korkmaz'ın. Ben Korkmaz'a bir öneride bulunacak olsaydım derdim ki, 'Sen en iyisi ABD'ye git ve şu bildiklerini anlat. Daha temiz çıkarsın bu işten. Kısa sürede paçayı kurtarırsın, normal bir hayata dönersin'." diye konuştu.

'KORKMAZ'IN TÜRKİYE'DEN ÇIKARILMAMASI GEREKİYORDU'

"ABD'de Sezgin Baran Korkmaz soruşturması daha fazla genişletilebilir mi?" sorusuna Cahit Akbulut şu yanıtı verdi:

"Türkiye'de böyle bir olay olduğunda dünyadaki herkes Sezgin Baran Korkmaz davasının konuşulduğunu zannediyor ama hayır. ABD'de medyada hiçbir zaman yer bulmadı. O yüzden Baran Korkmaz Türkiye'nin problemi. Tabii ki ABD'ye geldiği zaman ABD'nin problemi olacaktır. Burada bir kişi yakalandığında iş o bir kişiyle bitmiyor. ABD'deki Federal mahkemelerde yakalanan kişilerin yüzde 92'si suçunu kabul etmiş. Geri kalan yüzde 8'in neredeyse hepsi de tutuklanır. Korkmaz davasını Zarrab davasıyla karşılaştırıyorum ve oradaki hataların yapıldığını, o insanların ders almadıklarını görüyorum. Zarrab davası Halkbank'a ve ismi açıklanmayan devlet yetkililerine sirayet etti. Bu yüzden temkinli olunması ve Korkmaz'ın Türkiye'den çıkarılmaması gerekiyordu, uluslararası bir probleme Türkiye'nin girmemesi için. Baran Korkmaz buraya (ABD'ye) getirilir ve bildiklerini itiraf ederse oradaki (Türkiye'deki) ilişkiler de ortaya çıkacaktır. Bundan dolayı Türkiye'deki isimler de dava dilekçesine alınacaktır."

'KORKMAZ, BÜYÜK İHTİMALLE İTİRAFÇI OLACAK VE TÜRKİYE'DEKİ İSİMLER DE GÜNDEME GELECEKTİR'

Ezo Özer'in, Sezgin Baran Korkmaz'ın Zarrab için "Ben ona benzemiyorum, asla itirafçı olmam" sözlerini veTürkiye'deki çok isimle fotoğraflarının olmasını hatırlatması üzerine Akbulut şöyle devam etti:

"Baran Korkmaz'ı herhangi bir iddianameyle ya da bulgularla yakalatmadılar. Baran Korkmaz'la işbirliği yapan kişiler tutuklandı. Korkmaz'ın aleyhine olan bütün delilleri onlar ortaya koydu. Kendisinin bu olaydan kurtulabilme şansının çok daha az olduğunu düşünüyorum. Biraz önce dediğim gibi yüzde 90'ın üzerindeki kişilerin itirafçı olmaya yönelik işbirliği büyük ihtimalle Baran Korkmaz için de geçerli olacaktır. Orada bulundum birkaç kez. Bir gün daha fazladan orada bulunmak istemediğiniz iin elinizde ne varsa veriyorsunuz. Tabii ki dileğimiz bu değil ama şu anda Türkiye büyük bir kirli isim olarak anılıyor. Zaten Zarrab davası ve Halkbank ile Türkiye'nin ismi lekelendi. Bir de bunun üzerine Korkmaz davası açılırsa ülkem adına üzülüyorum. Ama tahminim, Korkmaz'ın işbirliğinde Türkiye'deki isimler mutlaka gündeme gelecektir."

Öne Çıkanlar