Hükümet, şehir hastanelerini yükselen maliyetlerden koruma arayışında

Hükümet, şehir hastanelerini yükselen maliyetlerden koruma arayışında
TL'deki değer kaybıyla maliyet artışının şirketlere yük getirmemesi ve hükümetin cebinden fazla para çıkmaması için bankalar, yatırımcılar ve Sağlık Bakanlığı görüşmeler yürüyor.

Hükümet 2018 kur krizinden sonra tamamlanmayanlar da dahil olmak üzere mega şehir hastaneleri projelerinde yükselen maliyetlerden hem kendini hem de yatırımcıları korumak için düzenleme değişikliğine giderken, konu hakkında çalışmaları sürdürüyor.

Konuya yakın kaynakların Reuters'a verdiği bilgilere göre, Hazine Bakanlığı yetkilileri, TL'nin değer kaybının yarattığı maliyet artışının şirketlere ekstra yük getirmemesi ve aynı zamanda bu projeleri kira karşılığı devralan hükümetin de cebinden fazla para çıkmasının önüne geçmek için bankalar, yatırımcılar ve Sağlık Bakanlığı arasında görüşmeler yürütüldü. 

Ankara'nın sağlık hizmetlerini modernize etmek için teşvik ettiği kamu özel işbirliği (PPP) modeli kapsamında 17 hastanenin 10'u tamamlanırken, yedisinin inşaatı devam ediyor. İnşaattaki gecikmeler ve bu esnada meydana gelen maliyet artışları, sorunun çözümüne yönelik adımları hızlandırdı. PPP şehir hastanesi projeleri, yatırımcıların hastaneleri inşa etmek için uzun vadeli yabancı para cinsi kredi temin ederek bunları inşa etmesi, tamamladıktan sonra da devlete belirli bir süre için kiraya vermesi prensibi üzerine kurulu.

Ancak yaklaşık 10 milyar dolar denklikte olduğu tahmin edilen bu krediler genellikle euro cinsi temin ediliyor, devletin kira ödemeleri ise euroya endeksli ancak TL cinsinden yapılıyor. 

Bazı kaynaklar, 2018'deki kur krizinin ardından hükümetin PPP modelinde gerçekleşen maliyet artışının da etkisiyle gelecekteki büyük altyapı projelerinin PPP kapsamında yapılması fikrine de soğuk baktığını söyledi. 

PPP projelerine finansman sağlayan kuruluşlardan biri olan Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) de, sekiz hastanenin yapımı için 644 milyon euro (yaklaşık 700 milyon dolar) kredi vermeyi taahhüt eden kurumlardan biri. EBRD'nin finansman sağladığı sekiz hastanenin üçü faaliyete geçti. 

EBRD Türkiye Direktörü Arvid Tuerkner, "Bunlar büyük, karmaşık altyapı projeleri ve zaman içinde bazı sözleşme anlaşmalarının değişmesi, ödemelerin ayarlanması ve inşaat sürelerinin uzatılması olağandışı bir durum değil" dedi.
Tuerkner, taraflarla çözümler üzerinde çalışıldığını da belirtti.

Hazine ile şirketler ve bankalar arasında yapılan görüşmeler sonucunda, devletin kira ödemelerini belirleyen formülde TL'nin keskin değer kayıplarından kaynaklı artışların önüne geçecek bir düzeltmeye gidildi. Bununla ilgili mevzuat değişikliği ocak ayında Resmi Gazete'de yayınlandı.

Konuya yakın bir kaynak, TL kur krizinde değer kaybettiğinde devletin kira ödemelerinin arttığını, ancak krizin ardından değer kazandığı dönemde ödemelerin düşmediğine dikkat çekerek  bunun formülasyondaki hatayı gösterdiğini kaydetti.

Konu hakkında doğrudan bilgi sahibi olan bir diğer kaynak, "Yüksek döviz kuru nedeniyle hükümet ve şirketlerin fazla ödeme yapmasını önlemek için bir mekanizma oluşturuluyor, bu tüm paydaşların istediği bir durum" dedi.

Reuters'ın soruları üzerine Hazine'den yapılan açıklamada, ocak ayında resmi gazetede yayınlanan yönetmelik değişikliği ile entegre şehir hastanelerinde kullanım bedeli, yani kira için bir taban ve tavan belirlendiğine dikkat çekerek, "Kamunun kullanım bedeli ödemeleri nedeniyle ileride karşı karşıya kalabileceği kur ve enflasyon kaynaklı risklerin sınırlandırılması amaçlanmaktadır. Bu yönetmelik çerçevesinde risk yönetimine ilişkin çalışmalar devam etmektedir" denildi. 

KUR KRİZİ YEDİ PROJEDE GECİKMEYE NEDEN OLDU

Sağlık Bakanlığı da konuyla ilgili Reuters'a yaptığı açıklamada, kira ödemelerine taban ve tavan ö¨deme koşulları getirildiğini belirterek, "Bu sayede ödemeler belirlenen tavan fiyatın üzerine çıkamayacak... Kullanım bedeli ödeme formülünde yapılan degişikliklerle kamu menfaati gözetilerek kur riskinin pozitif ve negatif yönde taraflar arasında paylaşılması sağlandı" denildi.

İki yıl içinde TL'nin yüzde 36 değer kaybetmesine yol açan ve ekonomiyi resesyona sürükleyen 2018 kur krizi, yapımı devam eden yedi projede gecikmelere yol açtı.

Reuters'a bilgi veren bazı bankacılar ve danışmanlar, PPP yatırımcısı bazı şirketlerin nakit sıkıntısı çektiğini, bunun da hem kamu hem de kreditör bankalar için risk oluşturduğunu ifade etti.

Konu hakkında görüşlerini Reuters ile paylaşan iki kaynak da kamu, şirketler ve bankalar arasında yürütülen müzakerelerin, Sağlık Bakanlığı'nın 2014-2017 yıllarında devam eden projelerin kapsamını genişletme kararı nedeniyle çetrefilli bir hal aldığını belirtti. 

Konu hakkında bilgi sahibi bir diğer kaynak da, "Hükümetin ekonomi hızla büyürken daha büyük ve görkemli hastane projelerine yöneldi ancak bu büyüme zayıfadığında ve likidite azaldığında bütçede daha fazla belirsizlik oluşturdu" dedi. (REUTERS)

Öne Çıkanlar