İbrahim Kahveci: Alkışladığımız büyüme aslında kaybettiğimiz gelirimizmiş

İbrahim Kahveci: Alkışladığımız büyüme aslında kaybettiğimiz gelirimizmiş
Karar yazarı Kahveci, 'Reel olan tek bir nokta var: Enflasyonu düşük gösterdiğimizde ücretlerimiz de düşüyor. Kaybeden tam da bu dar gelirli grup oluyor' dedi.

ARTI GERÇEK - Karar gazetesi yazarı İbrahim Kahveci, bugünkü yazısında, "Her nasıl oluyorsa Üretici Fiyat Artışları - ÜFE gayet iyi geliyor. Orada sorun yok. Nitekim Ekim 2021’de ÜFE aylık yüzde 5,24 ve 12 aylıkta ise yüzde 46,31 artış göstermiş. Böylece ÜFE 12 aylık ortalama artışı yüzde 36,20 oldu. Bu durum son beş yılda belirgin şekilde devam ediyor" dedi.

Kahveci, "2016 yılında 100 lira olan üretici fiyatı 12 aylık ortalamaya göre son beş yılda 258 liraya yükseldi. Artış oranı yüzde 158. Ama aynı dönemde her ne hikmetse tüketiciler daha ucuza mal satın almışlar. 2016 yılında 100 lira ödenen tüketim malları fiyatı, 2021 Ekim ayında ancak 194 liraya çıkmış. Buradaki artış oranı ise yüzde 94" tespitinde bulundu.

Kahveci'nin yazısında şu değerlendirmeler yer aldı:

"Bu sefer 12 aylık ortalamaları aldık. Çünkü zamlar buna göre yapılıyor.

Bu yılın sonunda motorlu taşıtlar vergisi, harçlar, pullar ya da kısaca vergi artışları yüzde 36,2 artacak. Böylece son beş yılda vergi artışları yüzde 158’e varmış olacak.

İyi ama aynı dönemde maaşlar ne kadar arttı? İşte orası ÜFE yerine TÜFE’ye bağlı. Oradaki oran da yüzde 94.

Devlet sizden vergi alırken 2 alıyor ama size (emekli ve memura) maaş zammını 1 veriyor. Bunu sadece asgari ücrette biraz aşıyor, çünkü asgari ücreti ilan ediyor ama kendisi ödemiyor. Hatta oradan da artışa göre vergi alıyor.

BU HESAP KAZANDIRMIYOR

2017 yılından 2021 yılına çalışan sayısı aynı olmasına rağmen meğerse yüzde 13,7 büyüme göstermişiz. Aslında benzer büyüme verileri son yıllarda sürekli yaşanıyor.

Refaha yansımayan, işsizliği bile azaltmayan bu büyümeler nasıl oluyor?

Tek seçenek var: Nominal fiyat artışında enflasyonu düşük gösterirseniz aslında büyümemiş olmanıza rağmen kâğıt üstünde büyümüş görülürsünüz.

Bakın pandemiye rağmen büyüyen iki ülkeden biri Türkiye diyoruz ama bunun reel bir karşılığı yok. Hatta bu yıl yüzde 9 civarı büyüyeceğiz diyoruz ama bunun da reel bir karşılığı yok.

Reel olan tek bir nokta var: Enflasyonu düşük gösterdiğimizde ücretlerimiz de düşüyor. Kaybeden tam da bu dar gelirli grup oluyor.

Ülke büyüyor diye sevinirken aslında çalışanlar veya sabit gelirliler kaybediyor. Alkışladığımız büyüme aslında kaybettiğimiz gelirimizmiş.

Umarım şimdi daha iyi anlamış oluruz.

ENFLASYONDA PEYNİR HESABI

Geçen ay açıklanan enflasyon rakamı üzerine yazmıştım bu meseleyi. Ama bu ay da değişen bir şey yok. O yüzden tekrar edeceğim.

Son bir yılda süt fiyatı yüzde 37,0 arttı.

Süte bağlı ürünlerden yoğurt fiyatı da yüzde 36,9 artış gösterdi. Hazır sütlü tatlılarda ise yüzde 41,8 artış görüldü. Kaşar peynir fiyatı da yüzde 33,6 arttı. Tulum peynir ve krem peynirde de yüzde 20,0 ve yüzde 28,0’lik fiyat artışı yaşandı.

Dikkat edecek olursanız bu ürünler hep süte bağlı ürünler.

Ama ne hikmetse enflasyon hesabında süt grubunda ağırlığı en yüksek olan beyaz peynir fiyatı son bir yılda sadece yüzde 6,6 artış göstermiş.

Süt ve süte bağlı ürünler yüzde 35-40 fiyat artışı yaşıyor ama beyaz peynirciler sadece yüzde 6,6 zam yapıyor.

Böylece enflasyon düşük çıkıyor. Ve hep beraber bu endekse göre pozisyon alıyor, yatırım yapıyoruz.

Ya da öylece seyrediyoruz."

Öne Çıkanlar