İHD Çocuk Komisyonu: Zayıf olan çocuk hakları karnesi daha da düşüyor

İHD Çocuk Komisyonu: Zayıf olan çocuk hakları karnesi daha da düşüyor
İHD Çocuk Hakları Komisyonu, Türkiye’nin çocuk hakları ihlalleri konusunda zayıf olduğunu ve yetişkinler tarafından kurgulanan politikalar nedeniyle ihlallerin daha da arttığını söyledi.

Seda TAŞKIN 


ARTI GERÇEK- İnsan Hakları Derneği (İHD)  Çocuk Hakları Komisyonu, Çocuk Haklarına dair Sözleşme’nin 32’nci yıldönümünde İHD Ankara Şube binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.  Komisyon adına açıklamayı komisyon üyesi Cansu Yumuşak yaptı. Çocuk haklarının bir güne sıkıştırılacak bir kelimede olmadığını belirten Yumuşak, "Çıkış noktası insan haklarının çocuklar için özel gerektirdikleri olan ve en çok devlet tarafından kabul edilen insan hakları belgesi olma özelliğini taşıyan Sözleşmeye, Türkiye’de taraf. Ancak yoğun bir şekilde yaşanan çocuk hakları ihlalleri nedeniyle Türkiye’nin zaten zayıf olan çocuk hakları karnesi daha da düşüyor" dedi. 

‘YETİŞKİNLER TARAFINDAN KURGULANAN POLİTİKA İHLALLERİ ARTTIRIYOR’ 

Nüfusun üçte birlik kısmını oluşturan çocukların özelde sorun alanlarının büyüdüğüne dikkat çeken Yumuşak, "Tahakküm üreten ilişkiler, yapısal ve çıplak şiddet, yoksulluk, yoksunluk, ırkçı, cinsiyetçi ve her türlü ayrımcılık ile son dönemlerde etkisi derinden hissedilen pandemi ve küresel iklim krizinin olumsuz sonuçları büyüyor. Yetişkinler tarafından kurgulanan politika ve yaklaşımlar ihlallerin kesişimsel olarak artmasına neden oluyor" dedi. 

Yumuşak sözlerine şöyle devam etti: 

"Yaşanan çocuk hakları ihlallerinin sorumlusu, barış içerisinde ve bir arada yaşama kültürününgerekleri doğrultusunda ihlallerin oluşmasını olmadan önleme, etkin müdahale, sorumluluk zincirine odaklanma, onarıcı adalet ve cezasızlık kültürünün ortadan kaldırılması konusunda yükümlülüklerini yerine getirme eğilimini çocuğun yüksek yararına odaklamayan devlettir. Sadece şiddete maruz bırakılan kadınlar için değil çocuk ve gençler için de önemli olan İstanbul Sözleşmesi’nden 2020 yılında çekilme kararı da çocuğun yüksek yararı odağındaki eğilimi açıkça ortaya koyuyor."

‘SUÇLARA TEŞVİK İHLLALLERİ ARTTIRMIŞTIR’ 

"Hatırlatmak isteriz ki Sözleşmeden çekilerek cinsiyetler arası eşitsizliği gidermek için adım atılmamasına, önleyici programların geliştirilmesinin önünün tıkanmasına, kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet ve istismarın cezasız kalmasına yol açılmıştır. Çocukların evlilik yoluyla istismarının kabul edilmesi, istismar ve şiddet sonrası destek sistemlerinin sunulmaması, LGBTİ+’lara yönelik nefret söylemi ve suçların teşvik edilmesi gibi kabul edilemez ihlallere zemin hazırlanmıştır."

Yumuşak Türkiye Devleti’ni, taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına dair Sözleşme’deki yükümlülüklerini yerine getirmesini isteyerek taleplerini şöyle sıraladı: 

* Çocuk Haklarına dair Sözleşme’nin 28 ve 29. maddeleri gereğince eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak için gerekli her türlü alt yapının her bir çocuk için oluşturulmasını,

* Şiddete maruz bırakılan çocukların kolay erişebilecekleri destek ağlarının yaygınlaştırılmasını,

* Hapishanelerde kaç çocuk olduğunun açıklanmasını ve hapishanelerde bulunan çocukların derhal serbest bırakılmasını,

* Çalışan çocukların eğitim ve sağlığa ücretsiz erişimlerinin sağlanmasını,

* Çocuk istismarına evlilik yoluyla cezasızlık getiren yasa tasarısının yeniden gündeme alınmayacak biçimde iptal edildiğinin açıklanmasını,

* Medeni Kanun’da aile rızasıyla 17, mahkeme kararıyla 16 olan evlilik yaşının, koşulsuz şartsız olarak 18 yaş üzerine çekilmesini,

* Çocuklara karşı işlenen suçlarda çocukların yüksek yararının gözetilerek cezasızlık kültürünün ortadan kaldırılmasını,

* Sözleşmenin 17, 29 ve 30. maddelerindeki çekinceleri kaldırarak çocuklara ana dilinde eğitim hakkının tanınmasını,

* Çocuk hakları örgütleri ile iş birliği yaparak, uygulanabilir bütüncül bir çocuk koruma politikası oluşturulmasını ve başta Çocuk Haklarına dair Sözleşme olmak üzere insan hakları belgeleri üzerine inşa edilen inşaa edilen İstanbul Sözleşmesi’ne tekrar taraf olunmasını
acilen talep ediyoruz.

Türkiye’nin de imzacı olduğu, onayladığı, yürürlüğe koyduğu ama yükümlülüklerini yerine getirmediği Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin gerekliliklerini ısrarla ve inatla hatırlatmaya, talep etmeye devam ediyoruz."

Öne Çıkanlar