İki üniversite mezunu çoban: Biz bu yaşadıklarımızı hak ettik

İki üniversite mezunu çoban: Biz bu yaşadıklarımızı hak ettik
‘Hasankeyf’in sular altında kalmaması için sürdürülen kampanyalara destek verseydik bugün bunları yaşamıyor olurduk. Biz Hasankeyf halkı bunu hak ettik.’

Seda TAŞKIN


ARTI GERÇEK-Ilısu barajının sular altında bıraktığı Hasankef’ten sonra yaşam eskiye dönemedi. Göç etmek zorunda kalanların bir kısmı başka şehirlere, bir kısmı da 3 bin dekar alana inşa edilen ve kura sistemiyle dağıtılan yeni yerleşim yerindeki 710 konuta taşındı. Ancak bir kısmı yeni konutlara taşınacak kadar ‘şanslı’ değildi. Hala evlerine yerleşemeyen ve çadırlarda yaşayan insanlar da var. Diğer yandan Hasankeyf’in sular altında kalmasıyla en çok etkilenen sektörlerden biri de hayvancılık oldu. Onlarca kişinin büyükbaş hayvancılıkla uğraştığı ilçede şu an sadece bir tane büyükbaş hayvancılıkla uğraşan aile kaldı.

‘VERDİĞİMİZ EMEĞİN KARŞILIĞINI ALAMIYORUZ’

Doğma büyüme Hasankeyf’li olan Mehmet Emin iki üniversite mezunu ancak iş bulamadığından kaynaklı ailesine destek olmak için çobanlık yapıyor. Gözlerini Hasankeyf’te dünyaya açan Emin, ailesinin 40 yıldır bu işi yaptığını söylüyor. Üniversiteyi iyi bir dereceyle bitirmesine rağmen yıllarca iş bulamamış. Yaptığı mesleğini çok sevdiğini söyleyen Çoban, "Tek sorun verdiğiniz emeğin karşılığını alamıyorsunuz" diyor.

‘ZAMANINDA DESTEK VERSEYDİK, BUGÜN BUNLARI YAŞAMAZDIK, HAK ETTİK…’

Hasankeyf’in sular altında kalmasından sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını söyleyen Emin, "Eğer zamanında Hasankeyf için sürdürülen kampanyalara destek verseydik bugün bunları yaşamıyor olurduk. Hasankeyf halkı bunu etti" diyor. Önce evlerinden olduğunu şimdi ise yaptıkları işte ciddi sıkıntılar yaşadığını anlatan Emin, özellikle suların yükselmesiyle yeşil alanın azalmasının, hayvancılığı büyük oranda etkilediğini belirtiyor.
‘HAYVANLARI OTLATACAK OTLAK BULAMIYORUZ’

İlçede küçükbaş hayvancılıkla uğraşanların az da olsa kaldığını ancak büyükbaş ile uğraşan tek aile olduklarını söyleyen Emin, "Şu an 88 tane ineğimiz var. Ancak bunlara yem alacak gücümüz kalmadı. Hayvanları otlatmak için yüksek yerlere çıkıyoruz. Yakın zamana kadar buranın büyük kısmı sular altındaydı ve hayvanları otlatacak alan bulamıyorduk. Ot az olduğu için hayvanlarımızda kısa zamanda gelişemiyor. Birçok insan hayvanlarını ucuza sattığı için gelen tüccarlar da bizden çok ucuz fiyatlara havyan almaya çalışıyor. Onlar da yaşadığımız sıkıntının farkında ve bizi sömürmek istiyor" ifadeleriyle özetliyor yaşadıkları çıkmazı.

Sabah akşam olmak üzere 36 inek sağdığını belirten Emin, nasırlı ellerini göstererek, "Bunca emek veriyorum ama günlük 50 litre süt çıkmıyor. Bulunduğumuz otlak azlığı ineklerimizi de verimsiz kıldı. Ama mecburen bu işi sürdürmek zorundayız. Burada iş imkânı yok. Mecburen şartlar kötü de olsa devam etmek zorundayız. Bu yaşadıklarımızı biz hak ettik" diyor.
‘HER GÜN ÖLÜMÜ GÖZE ALIYORUM’

İlçede küçükbaş hayvancılıkla uğraşan çoban Hayrettin Salkan ise Hasankeyf’in sular altında kalmasıyla birlikte birçok imkanlarının da sular altında kaldığını söylüyor. 'Yeni Hasankeyf’ten her gün botla gelmek zorunda kalan Salkan, "Her gün ölümü göze alıp botlarla bu tarafa geçiyorum" diyor.

‘EKMEK KAZANMAK İMKANSIZ HALE GELDİ’

Ekmek kazanmanın imkansız hale geldiğini söyleyen Salkan, sözlerine şöyle sürdürüyor:

"Eskiden kimi bahçesini eker kimi hayvanına bakardı. Herkes bir işle uğraşıyordu. Ama şimdi başka bir dünyaya yerleşmişiz gibiyiz. Hayvancılıkla uğraşıyoruz ama masrafımızı çıkartamıyoruz. Hayvanları koymak için kümes gibi bir yer istedik kaymakamdan, ‘yok yer’ dedi. Buralar hep Hazine malı, bize küçük bir yeri verse ne olacaktı? Her şeyi bitirdiler. Bizler burada hayvancılıkla uğraşıyoruz ama dışarıdan et getiriyorlar. Bizi her konuda çok mağdur ettiler. Benim çocuklarım var hepsi başka bir şehre gitmiş. İşsizlikten her birimiz bir yere dağılmışız. Artık birinin bu işe el atması gerekiyor. Bu saatten sonra biz nereye gidelim."

Öne Çıkanlar