‘İkizdere’de kaybedersek bu ayarsız güçleri nerede durduracağız?’

‘İkizdere’de kaybedersek bu ayarsız güçleri nerede durduracağız?’
‘İkizdere’de kaybedersek bu ayarsız güçleri nerede durduracağız. Bugün burada, yarın başka bir yerde, başka bir doğal yaşam alanı aynı riski yaşayacak. Buna bir dur denmesi gerekiyor.'

Seda TAŞKIN


ARTI GERÇEK- Rize İkizdere’deki İşkencedere Vadisi’nde açılmak istenen taş ocağına karşı direnen köylüler, seslerini duyurmak için Ankara’ya geldi.İkizdere Dernekleri Federasyonu (İDEF) konuya dair Mimarlar Odası Ankara Şubesinde basın açıklaması gerçekleştirdi. İkizdereliler adına konuşan Nurdan Baş, "İkizdere’de direnişimiz fiili olarak devam ediyor" dedi. 

‘YAŞAM ALANIMIZI KORUMAYA ANT İÇTİK’ 

Yaşam alanlarını korumak ve doğa seven yurttaşlar olarak sürecin başından bu yana vadide yapılmak istenene taş ocağın projesini şiddetle kınadıklarını söyleyen Baş, "Taş ocağının durdurulması için tüm gayretimizle mevcut alanda yöre halkı ile nöbet tutup yaşam alanımızı korumaya ant içtik" dedi. Vadiye yapılan hukuksuzluğa karşı sessiz kalamayacaklarını söyleyen Baş sözlerine şöyle devam etti:

"Bu bir doğa katliamıdır. Sadece bizlerin yaşam alın değil, yaban hayatının da yok oluşudur. Havanın suyun yüzyıllık ağaçların yok oluşudur. Deli balın yok oluşudur. Tüm bunlar geri dönüşü olmayacak tahribattır. Bu yüzden taş ocağına sessiz kalmadık, kalamazdık! Haklı olduğumuzu kamuoyu da gördü, arkamızda durdu."

‘BİZ KAYBEDERSEK HERKES KAYBEDER’ 

"Bizim başımıza gelen şirketlerin sorgusuz, sualsiz, ayarsız keyfi hak ve imtiyazlarla doğal yaşam alanlarına saldırmasının son örneğidir" diyen Baş, verdikleri mücadelenin kamuoyu vicdanında yankı bulduğunu söyledi.  "Biz kaybedersek herkes kaybeder dedik" diyen Baş, "Kazandığını sananlarda kaybeder dedik, hala da aynı sözümüzü ifade ediyoruz" dedi. Baş sözlerine şöyle sürdürdü:

"İkizdere’de kaybedersek bu ayarsız güçleri nerede durduracağız. Bugün burada, yarın başka bir yerde, başka bir doğal yaşam alanı aynı riski yaşayacak. Buna bir dur denmesi gerekiyor. İkizdere’de bizler sadece bir taş ocağına karşı değil ama önü arkası hukuksuz, keyfi kararlara da itiraz ediyoruz. Yaptığımız hakkı hukuku göstermek, hukuksuzluğu ifşa etmektir."

‘BU PROJEYE SONUNA KADAR KARŞI ÇIKACAĞIZ’ 

Tüm haksız ithamlara rağmen mücadelelerine devam edeceklerini söyleyen Baş, "Tüm yaftalamalara rağmen geri adım atmadık, atmayacağız. Çünkü bu bizim haklı davamızdır. Küresel ısınma ile iklim değişikliğinin yaşandığı bu yüzyılda İkizdere Vadisi gibi vadiler can suyu olacak vadilerdir. UNESCO’nun kesinlikle koruması gereken 53’ncü vadesi olan İkizdere’yi yok edecek bu projeye sonuna kadar karşı duracağız" dedi. 

‘DAVAMIZ, HAK ARAYIŞIDIR’ 

Yürüttükleri direnişi bölmek için çeşitli gerçek dışı söylemler yaratılmak istendiğini ve kamuoyunda algı yaratılmak istendiğini belirterek, "Davamız, hak arayışıdır. Hakkımıza sahip çıkma davasıdır. Hak arayışında olan bizlere yapılan yakıştırmaların tamamını reddediyoruz" diye konuştu. "İşin geldiği noktayı görmüyorlar" diyen Baş sözlerin şöyle sonlandırdı:

"Bir taş ocağına karşılık bir köyü şantiye alanına çevirdiklerini, insanları şantiye alanında yaşamaya mecbur bıraktıklarını, tüm canlı yaşamı yok etmekle olduklarını görmüyorlar. Önce yıkıp rehabilite edeceklerini söylüyorlar. Atacakları dinamitlerle su kaynağı akifer yapının bütününü ile değişeceğinden, bütünü ile çıplak kalmış yüzde 70 eğimli bir dağdan erozyon, heyelan, sellerden bahsetmiyorlar. Biliyoruz ki yok edecekleri bu tabiat asla eski halini almayacak. Bizler toprağını savunan Ayşe Teyzeleriz, bizler gurbete ekmek kavgasında olanlarız, bizler tarla da çiftçi, dağda çoban olan insanlarız. Bizler toprağına sahip çıkan insanlarız, bizler bu ülkenin yurttaşlarıyız. Bugüne kadar devam eden mücadelemizi sonuna kadar devam ettireceğiz."

Öne Çıkanlar