İngiltere İçişleri Bakanı, sığınmacıların Ruanda'ya gönderilmesi planını savundu

İngiltere İçişleri Bakanı, sığınmacıların Ruanda'ya gönderilmesi planını savundu
İngiltere İçişleri ve Dışişleri Bakanları, İngiltere'ye yasa dışı yollardan giren sığınmacıları Ruanda'ya taşıma planının, insanların güvenlik elde etmesine olanak tanıyacağını savundu.

İngiltere İçişleri Bakanı Priti Patel (solda) ve Ruanda Dışişleri Bakanı Vincent Biruta


İngiltere İçişleri Bakanı Priti Patel, hükümetin ülkedeki sığınmacıları Ruanda'ya gönderme planına yönelik eleştirilere çıkıştı. Patel, eleştirilere karşılık olarak insanların başka bir çözüm sunamadıklarını söyleyerek hükümetin politikasını savundu.

Ruanda Dışişleri Bakanı Vincent Biruta ile birlikte Times gazetesine bir yazı yazan Patel, insan kaçakçılığının ölümcül ticaretine 'yenilikçi bir cevap verdiklerini' savundu. İki politikacı, hiçbir yardımsever ulusun bu acının devam etmesine izin veremeyeceğini ifade etti.

BBC Türkçe'nin haberine göre Patel ve Biruta, insani krizler ve insan kaçakçılığı baskısı altında küresel iltica sisteminin çökmekte olduğunu iddia etti. Bakanlar, İngiltere'ye yasa dışı yollardan giren sığınmacıları Ruanda'ya taşıma planının, zulümden kaçan insanların güvenlik elde etmesine olanak tanıyacağını ileri sürdü.

Plan kapsamında İngiltere tarafından Ruanda'ya eğitim harcamaları için verilen 120 milyon sterlinin, ekonomik göçü tetikleyen fırsat eksikliğinin giderilmesine yardımcı olacağını öne süren iki bakan, "Cesur ve yenilikçi adımlar atıyoruz. Planları eleştiren kurumların kendi çözümlerini sunamaması ise şaşırtıcı" diye yazdı.

Patel ve Biruta, yazılarında "Bu ıstırabın devam etmesine izin vermek artık hiçbir insani ulus için bir seçenek değil" ifadelerini kullandı.

DİN ADAMLARI VE MUHALEFETTEN TEPKİ

Hükümetin planına Canterbury Başpiskoposu Justin Welby, sığınmacıların yurt dışına gönderilmesiyle ilgili ciddi etik sorunlar olduğunu belirtti ve "Ruanda gibi iyilik amacı güden bir ülkeye bile olsa, sorumluluklarımızı devretmek Tanrı'nın doğasına aykırıdır" dedi.

York Başpiskoposu Stephen Cottrell de, söz konusu politikanın iç karartıcı ve üzücü olduğunu söyleyerek Welby'e katıldı. Cottrell ayrıca "Bundan daha iyisini yapabiliriz" dedi.

Muhalefet partilerinin yanı sıra iktidardaki Muhafazakar Parti'den de plana yönelik eleştiriler var.

160'dan fazla sivil toplum kuruluşu ise plandan vazgeçmesi için hükümete çağrı yaptı.

Sivil toplum kuruluşlarının endişeleri arasında Ruanda'nın insan hakları sicili de var. Nitekim İngiltere, geçtiğimiz sene Birleşmiş Milletler'de, Doğu Afrika ülkesindeki yargısız infazlar, kayıplar ve işkence iddialarını gündeme getirmişti.

Ancak Patel ve Biruta, Ruanda'nın dünyanın en güvenli ülkelerinden biri olduğunu ve şimdiden birden fazla ülkeden 130 bin mülteciye ev sahipliği yaptığını savundu.

İki bakan, planın, göçmenleri hayatlarını riske atmaktan caydıracağını iddia etti.

Öne Çıkanlar