Jesus’un ayak sesleri…

A. Wien’i deplasmanda 2-0 yenen Fenerbahçe, Avrupa Ligi Play Off’unda turu araladı. Sarı Lacivertliler ev sahibine fazla fırsat vermeden kontrollü oyunuyla beğeni topladı.

Gidenler gelenler derken Fenerbahçelilerin en önemli beklentilerinden biri, transferlerden daha yıldız bir isim olan Jorge Jesus’un etkisini hissetmek…

Öyleydi böyleydi derken Portekizli teknik adam geldiğinden beri sakin, ‘ayağı yere basan’ bir profil çizdi.

Ben gibi futbolseverlerin kanımca akıllara tek takılan açıklaması, ‘Bizim için bu yıl lig şampiyonluğu daha önemli’ doğrultusundaki sözleri oldu.

Bunu benim, benim gibi Fenerbahçelilerin kabul etmesi kolay değil. Bu kadar yatırım yapılan, bu kadar köklü bir camianın Avrupa’da bir yerlere yürümesini istemek her taraftarının hakkı olmalı!

Türk takımları, ülke puanının düştüğü seviye sonrası aslında kendilerine rakip bile olamayacak takımlar karşısında başarı
sağladığında yer yerinden oynuyor, zafer şarkıları söyleniyor.

Bir internet sitesinin yalancısıyım doğru değilse. A.Wien’in kulüp değeri 19.83 milyon euro. Fenerbahçe’nin ise 183.73 milyon euro.

Bu bile kimin favori olduğunu rahatlıkla gösteriyor.

Amaç Fenerbahçe’nin galibiyetini küçümsemek değil. Amaç Jesus gibi yürürken sakin profil çizmek olmalı…

Kabul etmek gerekir ki maç öncesi 11’e bakıldığında, çoğu taraftarın özellikle defansif açıdan içine bir ürperti doğmuştur. Hele de bu kadar önem verilen bir sınavda Lemos’u görmek!

Ama Jesus bir şeyler deniyor ve giderek başarı çıtasını yükseltiyor. Tüm kadrosundan faydalanmaya gayret ederek herkese forma veriyor. Başta düşünmediği Zajc, Crespo gibi isimlerin üzerini çizmedi. Baktı oluyor, onlardan faydalanıyor.

Lemos’u bile deniyor ve bir şeyler görüyor ki bunu yineliyor. 

Rotasyonun nasıl yapılması gerektiğini en iyi şekilde gösteriyor!

Yaptığı çalışmaların bana göre en büyük görsel etkisi bu maçta oldu. 6-0 kazanan takımı değiştirdi, zor bir sınavda takım yine başarılı oldu…

Türk takımları Avrupa’da ne favori gözüktükleri maçlarda elenip gittiler. Bu ihtimali yok edip artık güç olarak üstün olunan rakiplere karşı kazanma alışkanlığı kazanılmalı. 

Fenerbahçe’nin Avusturya’daki galibiyeti bu nedenle önemli…

Jesus’un farklı isimlerle takımının kazanacağını göstermesi önemli…

Alioski’nin verdiği sinyal önemli…

Serdar’ın gol alışkanlığını sürdürmesi önemli…

Takımda performansı düşen olmadığı gibi herkesin bir çıkışa yönelmesi
önemli…

Ve King’in şu dönemki istatistiği önemli…

Ama en önemlisi Fenerbahçe’nin kazasız belasız Avrupa Ligi’nde gruplara
kalıp mücadele edecek olması!

Sarı Lacivertliler para kazanacak. Takım ligle beraber Avrupa’da mücadele edecek olmanın moraliyle iyi bir kimlik sahibi olacaktır. 

Ve Türkiye’nin ülke puanı da artacaktır…

Fenerbahçeliler bugünlerde keyifli, Jesus’la umulanlar gerçeğe dönüşmeye başladı…

Jesus, A.Demirspor karşısında muhtemelen farklı isimlere yer verecektir.

Eğer Fenerbahçe bu maçı da kazanırsa, popüler deyimle takım artık ‘teknik direktör takımı’ olmaya başlamıştır demek lazım. Ya da sade konuşursak, Jesus’un isteklerini futbolculardan kim oynarsa oynasın anlayıp
sahaya yansıtıyor denebilir…

Anlamlı bir galibiyet aldı Fenerbahçe, göz de doldurarak…

Sıradaki maç da kazanılırsa, Kadıköy’de sonbahara güneşli girilir…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Deniz Derinsu Arşivi