Joan Baez: Artık sesim sahneleri bırak demeye başladı

Joan Baez: Artık sesim sahneleri bırak demeye başladı
Veda turnesi kapsamında İstanbul'a gelen Joan Baez sesi yetmediği için iki şarkıyı repertuvarından çıkardığını söyledi.

1968 kuşağının en etkileyici isimlerinden Amerikalı folk şarkıcısı Joan Baez veda turnesi için İstanbul'a geldi. "Artık sesim sahneleri bırak demeye başladı" diyen 77 yaşındaki sanatçı, sahnede olmayı çok sevdiğini belirtti. Beaz veda turnesi yaptığına dikkat çekerek, "Ama yine de eğer ilginç davetler alırsam belki arada çıkarım sahneye" diye ifade etti.

17 yaşından beri soprano sesiyle 60 yıldır sahnede olan Baez "Eskiden çıkabildiğim o çok tiz seslere, o yüksekliğe artık çıkamam. Bu yüzden konser repertuvarımdan 2 şarkıyı çıkarmak zorunda kaldım. Örneğin 'Forever Young' ve 'The President Sang in Amazing Grace" diye konuştu.

Cumhuriyet'ten Zeynep Oral'ın sorularını yanıtlayan Joan Baez'in açıklaması şöyle:

'SÖYLENEMEYEN O İKİ ŞARKI'

- Bu veda nasıl, nereden çıktı? Sahneleri bırakma kararı zor muydu?

Hayır, zor değildi. Ne zamandır içimde bir duygu olarak gelişiyordu. Çok yıllar önce bir hocama sormuştum. O da hiç merak etme, bırakma zamanını nasılsa sesin sana söyler demişti. Artık sesim bırak demeye başladı. Sahnede olmayı çok seviyorum, şimdiye dek sahnede olmak beni ödüllendirdi, mutlu etti, ama bunca efor, güç sarf etmeye değer mi diye sormaya başladım. Çünkü sahneye çıktığım sürece her gün, evet her gün çalışmam gerek, bir gün aksatırsam devam edemem... Her gittiğim ülkede o ülkenin dilinde şarkılar öğrenmek... O heyecan, o stress... Beden de bu sürekli çalışmayı kaldıramıyor... Ama yine de eğer ilginç davetler alırsam belki arada çıkarım sahneye..

-17 yaşından beri, o berrak soprano sesinle 60 yıldır sahnedesin...

Vay vay vay (Gülüyor). Aynen öyle. Ama sesimi istediğim gibi kullanamazsam niye sürdüreyim ki... (Dışa vurmadım ama o an içimden geçen: İstediğim gibi yazamazsam niye yazayım ki.. O sürdürdü.) Eskiden çıkabildiğim o çok tiz seslere, o yüksekliğe artık çıkamam. Bu yüzden konser repertuvarımdan 2 şarkıyı çıkarmak zorunda kaldım. Örneğin "Forever Young" ve "The President Sang in Amazing Grace"...

Sözün burasında, onun artık söylemediği "Forever Young" şarkısını 14 yaşındaki torunu Yasemin’in nasıl güzel söylediğini anlatıyor. "Piyano ve gitar çalıyor ama asıl önemlisi, muhteşem bir sesi var!" Torundan her laf açıldığında gözleri ışıl ışıl.

'KENDİME ZAMAN AYIRAMADIM'

-Pişmanlıklar var mı?

Meslek yaşamımda hayır... Ama genel olarak, her anne gibi, oğluma daha çok vakit ayırabilmek, daha çok ilgilenmek isterdim... (Oğlu Gabriel Harris perküsyon sanatçısı). Ama daha en baştan müzik kadar, belki müzikten daha da çok, kurduğum şiddet karşıtı insan hakları vakfı "Hümanitas"la ilgilendim ve onu sürdürdüm. Kendi özel yaşamım da pek zaman ayıramadım!

-1968’in 50. yıl dönümündeyiz. ‘68’de çoktan ünlenmiştin... Ve anımsarsan, dünyayı değiştirecektik... Düşlerimize ne oldu?

("Rüzgâr önüne kattı yok etti" demedi, şöyle dedi:)

Benim düşlerim, beklentilerim o kadar yüksek değildi. Adım adım ilerlemekten yanaydım ve ilerledik. Çok şey başardık. İnsan hakları, vatandaşlık hakları açısından... Vietnam Savaşı’nı kim bitirdi sanıyorsun? Politikacılar mı! Hayır, sivil toplum kuruluşları bitirdi... Bugün de göçmenler için çalışıyorum; ayrı düşmüş aileleri birleştirme çabasındayım... Bu çalışmaları sürdürmezsem, insan hakları açısından elde edebileceklerimi istemezsem başımı dik tutamam. Bu bende doğal bir tutum. İçindeki sönmeyen ateş.

- Günümüzün en büyük tehlikesi ne?

Küresel ısınma....

- Hayatta en nefret ettiğin duygu?

Kötülük karşısındaki aczimiz! Günümüzün "yeni normları" sayılan, kötülükleri geri püskürtecek etkili yollar, çareler bulamamak beni kahrediyor. Nedir bu kötülükler- Ayırımcılık, ırkçılık, yalancılık, ikiyüzlülük, taciz, zulüm, tehdit, baskı... Düşünce ve ifade özgürlüğünün olmaması... Benim ülkemde Cumhuriyetçiler ve onların akıl hocaları, ilerici düşünceleri etkisiz hale getirdiler. Bunun sonuncunda kendimizi ışık hızıyla kanuna dönüşen kararlarla, yıpratıcı, kahredici emirlerin, uygulamaların peşine takılmış kör topal sürüklenirken buluyoruz.

- İnsanlık için umut?

Çok şey beklememek...

Öne Çıkanlar