Çok büyük fırsat kaçtı, çok… Miktarı kafi "sabır" ve bolca "dua" ile yakalayacağımız koskoca bir fırsatı kaçırdık.

Bir kibirsizlik abidesi olan "dünya lideri"nin alçak gönüllülüğü nedeniyle daha güçlü çıkacağımız bir krizden küme düşmüş bir ülke olarak tezkere almak tehlikesiyle de karşı karşıya geldik.

Fransız Cumhurbaşkanı Macron korona virüs nedeniyle yaptığı "ulusa sesleniş" konuşmasında "Hiçbir işçi işini kaybetmeyecek" diyordu, "Gaz, elektrik ve su faturaları askıya alınacak. Hiçbir Fransız vatandaşının yokluğa düşmesine hiçbir müessesenin iflas etmesine müsaade edilmeyecek. Bunun için 300 milyon Euro ayırdık."

Bu bütçeyle Fransız devleti daha önceden özelleştirilen bazı şirketleri satın alacakmış.

Doğalgaz, elektrik faturaları, kiralar gerekirse ertelenecekmiş.

İşsizlik ücretlerini de devlet ödeyecekmiş.

Fransa’nın ilk paketi en az 300 milyar Euro’cuk!

Geç bunları Macron, geç bunları; sen daha paket görmemişsin.

Kanada Başbakanı Trudeau da bir paket açıklamış. Bol keseden sallıyor.

"Parayı düşünmeyin. İşimi kaybeder miyim diye korkmayın. Siz sağlığınızı düşünün, para bizim işimiz. Size destek için 83 milyar dolar ayırdık. Bu da gelirimizin ancak yüzde üçü."

Koca Kanada da ayıra ayıra 83 milyar dolar’cık ayırmış.

Federal Almanya Şansölyesi Merkel de korona kriz paketini açıkladı.

Sözüm ona büyüklük gözetilmeden tüm şirketlere kredi sağlanacakmış.

İşten çıkarmaların önlenmesi için tazminat ödemesi yapılacakmış.

Devletin ya da eyalet yönetimlerinin zordaki şirketlerin hisselerini satın alınması gündeme getirilmiş.

Vergi indirimi de sağlanacakmış, kamu yatırımları da arttırılacakmış.

Merkel’in de açıkladığı paket alt tarafı 500 milyar euro’cukmuş.

Bunların içerisinde en azgın neo-liberali olan İngiltere Başbakanı Jhonson sanki nadim olmuş ve de kesenin ağzını açmış.

KOBİ’lere ilk altı ayı faizsiz beş milyon sterline kadar kredi verilecekmiş.

Konut kredisi ödemeleri üç ay ertelenecekmiş.

Turizm ve hizmet sektöründe istihdam edilen yaklaşık altı milyon kişinin korunması için uygulanan tüm vergiler 2020 yılı için kaldırılacakmış.

İngiltere’nin en küçük 700 bin firmasına hibe olarak 10’ar bin sterlin nakit para verilecekmiş.

ABD Başkanı Trump çıtayı iyice yükseltmiş.

Her yurttaşa biner dolarlık nakit yardımı yapılacakmış.

Küçük ve orta ölçekli şirketlere 200-300 milyar dolar arası destek verilecekmiş.

Havayolu şirketlerine 100 milyar dolara kadar yardım yapılacakmış.

500 milyar dolarlık vergi indirimine gidilecekmiş.

Korona virüs salgının getirdiği krizin altından kalkmak için ABD Başkanı Trump’ın paketi de alt tarafı 1,5 trilyon dolar’cıkmış.

Korona virüs küresel kapitalizmin insana ne kadar düşman, insan sağlığına ne kadar aykırı olduğunu öyle bir gözler önüne serdi ki, dünya sisteminin ağa babaları ve hanım ağaları kesenin ağzını sonuna kadar açtılar.

Bütün bu yardım paketlerini kapitalizmi kurtarmak ve çamaşır makinesinde temizlemek için kullanmak sevdasına düştüler.

Çünkü korkuları çok büyük, kitlelerin böyle bir salgından sonra kapitalizm dışında seçeneklere yönelmesinin yolunu kesmek istiyorlar.

"Dünya lideri" elbette bunlar gibi değil. Çıktı aslanlar gibi açıkladı "İstikrar Kalkanı Paketi"ni.

Kuzey Suriye’de Fırat Kalkanı, İdlib’de Bahar Kalkanı’ndan sonra memleket için de İstikrar Kalkanı…

Özet olarak patronlara kredi, 65 yaşın üzerindekilere maske ve kolonya.

Zaten bu milletin kaderinde "emeklilikte yaşa takılmak" var, şimdi bir de "kolonya ve maskede yaşa takılanlar" olacak.

Hakkını vermek gerekirse ne "kalkan" ama; korona virüsten korunmak için size evde oturmanız tavsiye ediliyor ama pakete göre uçağa binip yurtiçi seyahatinizi yüzde 18 KDV ödemeden yapabilirsiniz, hatta Kasım ayına kadar konaklama vergisi de ödemezsiniz.

Ayrıca daha yüksek oranda kredilendirilen konutları daha düşük peşinatla almak için müteahhit müteahhit, emlakçı emlakçı dolaşarak da korona virüsten korunabilirsiniz.

Alın size koskocaman 100 milyarlık paket. 100 milyar ama dolar, euro, sterlin cinsinden değil. Tamamı Tökişh Lira…

Yani 14 milyar euro’cuk.

Güçlü devlet, "dünya lideri" dediğin de paketi bu kadar büyük tutar.

Belli ki kapitalizmi temize çekmek için batı dünyasının ayırdığı kaynağın yanından bile geçemiyor "dünya lideri."

Har vurup harman savurmaktan İslami sosa bulanmış "ahbap-çavuş kapitalizmi"ni aklayacak kaynağın kırıntısını bile bulamıyor.

ABD bir trilyon dolar…

Almanya 500 milyar euro…

Fransa 300 milyar euro…

İspanya 200 milyar euro.

Türkiye 14 milyar euro…

Yalnız bu paket için "dünya lideri"nin toplantılar yapıp kürsülere çıkıp açıklamasına gerek yoktu.

İdlib’de TSK mensupları öldürüldüğünde günlerce ortadan kaybolmuştu. Ölü sayısını da dokuzdan başlayıp 33’e çıkana kadar Hatay Valisi açıklamıştı.

Ne gerek vardı Trump, Macron, Mercel’le aynı duruma düşmeye.

Sen "dünya lideri"sin. Korona virüs salgını çıkınca ne güzel yaklaşık bir hafta ortadan kaybolmuştun.

Keşke bu önlem paketini de Hatay Valisi açıklasaydı.

Bütün bu ekonomisi çökenlere, korona virüs salgınına Türkiye gibi hazırlıklı yakalanmasını beceremeyen ülkelerin lider bozuntularına müthiş bir ders vermiş olurdu gerçek "dünya lideri" olarak.

Hatta İskilip Kaymakamı bile olurdu!

Çok büyük bir fırsat kaçtı, çok!