Kadife devrimi halk tamamladı: Paşinyan'a ikinci şans?

Kadife devrimi halk tamamladı: Paşinyan'a ikinci şans?
Halk 2018'de başlattığı kadife devrimi bu kez savaş kaybetmesine reğmen Paşinyan'a bir kez daha oy vererek gösterdi. Oylar aslında Paşinyan için değil, eski rejime karşı verildi.

 

Aris NALCI


ARTI GERÇEK- Ermenistan'da erken parlemento seçimleri yapıldı. 2018'de Kadife devrimle ülke yönetimini Serj Sarkisyan'dan alan Nikol Paşinyan ve partisi Sivil Sözleşme %53.9 oy alarak hükümet kurmak için gerekli çoğunluğu sağladı ve seçimden galip ayrıldı. 

Analist Alin Ozinian ve Rusya Uzmanı Kerim Has değerlendirdi...

En yakın rakibi eski Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan önderliğinde oluşan Ermenistan İtiifakı hareketi ise %21'de kaldı. 

Bu seçimde Ermenistan'ın tüm eski Cumhurbaşkanları Levon Ter Petrosyan ve Serj Sarkisyan da seçime girdiler ancak aldıkları oy oranları Paşinyan'ınki karşısında sözünü etmeye değmez.

Ancak hepsi de büyük ihtimalle parlementoda kendisini temsil edebilecekler. Başbakan Paşinyan olacak ancak mecliste çokseslilik olabilecek. Bahsi geçen eski dönem cumhurbaşkanlarının döneminde olmayan bir muhalefet görebileceğiz.

Paşinyan bu seçimde kendisinin de beklemediği bir oy aldı belki de. Ama bu bir başarı olarak görülmemeli. Savaş kaybetmiş bir başbakan olarak girdiği bu seçimlerde, Serj Sarkisyan'a karşı Kadife devrimi yaparken aldığı oydan çok daha azını aldı. O dönem %70'in üzerinde 105 üyeli parlamentoda 88 sandalyesi olan Paşinyan'ın şimdi %53.9 ile 71 sandalyeye düştü. 

Seçime katılım oranı da %49. 2018'de de %48 idi.

Seçimler adil miydi değil miydi tartışmasını yapmamız sanırım bu aşamadan sonra manasız. AGİT Gözlemcileri 'adil' diyor.

Uluslararası gözlemcilerin katıldığı seçimlerde birkaç olay dışında bildirilen daha önceki Ermenistan seçimlerine kıyasla daha demokratik bir ortam olduğu söylenebilir. 

Seçimlerde usulsüzlük yapıldıysa bile belli ki sandıktan önce yapılmış.

Paşinyan'a ikinci şans

Ermenistan'da batı tarzında gazetecilik yapan kurumlardan Civilnet'in yorumcusu Eric Hakopyan'a göre halk Paşinyan'a ikinci bir şans verdi. Paşinyan bu ikinci şansı en zayıf olduğu alanları düzeltmek için kullanmalı.

Bunlar neler?: Ulusal güvenlik, dış politika, ordu.

Başladığı ve 3 yıldır bitiremediği yargı reformu gibi reform paketlerini hızla ilerletmeli ve halka daha iyisini yapabileceğini kantılamalı. Şimdi bu görev listesinde üst sıraya ulusal güvenlik reformları ve askeri yapılanma da eklendi.

Baştan aşağıya bir ordu yapılandırılmasına gitmesi gerekiyor.

Bir önceki seçimlerden %20'lik oy kaybı ile bugüne gelen Paşinyan bu ödevlerini yapmaz ise bir sonraki seçimlerde bir %20 daha kaybedip %30'larda kalırsa devrim de hayaller de yatar. 

Rusya Uzmanı Kerim Has seçim sonuçlarından seçmenin Rusya'ya da bir fatura çıkardığını ve Paşinyan'ın elini güçlendirdiğine vurgu yapıyor:

"Savaştaki yenilgiye rağmen Paşinyan’ın koltuğunu koruması kendisinin de müzakerelerde elini güçlendirdi. Dolayısıyla Azerbaycan ile Rusya aracılığıyla masaya oturduğunda şu son 6-7 aylık sürece göre eli daha rahat."

Siyasi analist Alin Ozinian da aynı kanaatte: "Savaşın faturası tamamen Paşinyan'a çıkarılmıyor. Ermenistan halkı artık Koçaryan ve Sarkisyan'ı istemiyor."

Bundan sonrasında Paşinyan'ın ekonomik durumu düzeltmek için içeride gerilimi azaltacak adımlar atabilceğini belirten Kerim Has, "Türkiye sınırlarına hareketlilik getirmeli. Erdoğan iktidarı açısından Paşinyan'ın görevde kalması ciddi bir avantaj" diyor ve ekliyor: 

"Taraflar bu fırsatı değerlendirebilirlerse, 5 yıl sonra Kafkasya’daki denklemi sadece güvenlik parametreleriyle değil, ekonomik kalkınmayla da konuşuyor oluruz. Ancak gerek Azerbaycan-Ermenistan gerekse de Ermenistan-Türkiye arasındaki karşılıklı husumet körüklenirse, iç siyasetteki kutuplaşmalar da sürerse bölge için sadece bir fırsat daha kaçmış olmaz, 5 yıl sonra Koçaryanların eline mahkum olan bir tabloyla da karşılaşma tehlikesi var."

Seçim döneminde Paşinyan ve partisi muhalefet tarafından 'Türk ajanı olmak', 'Türk olmak', 'Ermeni olmamak' gibi çeşitli milliyetçi söylemlerle meydanlarda protesto ediliyordu. 

Ozinian bunun hakta karşılık bulmadığına değiniyor: 

"Savaş sonrası teklif edilen milliyetçilik kartını Ermenistan'ın hatırı sayılır bir kısmı satın almadı. Seçim döneminde Paşinyan'a karşı 'Bunlar Ermeni değildir, Türk bunlar' şeklindeki söylemler de artık karşılık bulmuyor. İnsanların bunlardan midesi bulandı artık. Bu propagandanın dozu kaçtı ve gerçekçiliği kayboldu."

KADİFE DEVRİMİ HALK TAMAMLADI

Bu sonuçlardan bir başka çıkarım da şu olabilir. 2018'de halkı da arkasına alarak Kadife Devrim'i başlatan gazeteci Nikol Paşinyan'ın başlattığı işi halk tamamladı.

Ermenistan'ın bugüne kadar gelmiş geçmiş tüm siyasi aktörlerinin, eski cumhurbaşkanlarının, başbakanların dahi seçime girdiği bir ortamda çoğunluğun Paşinyan'a oy vermesi eski rejimcilere 'oturun oturduğunuz yerde' mesajını verdi. Ve devrimi tamamladı.

Has, Paşinyan'ın bundan sonraki yol haritasıyla ilgili: "Batı’yla ilişkileri Rusya’ya rağmen geliştirmeye çalışacağı kanaatinde değilim. 2018-2020 dönemindeki çalkantılı süreç bir yana, Moskova, post-Sovyet coğrafyada 'kadife devrimle' iktidara gelen bir liderle ilk defa gerçek anlamda iki ülke arasındaki müttefiklik ilişkisini bozmadan yol almayı deneyecek." diyor.

Ermenistan seçmeni artık geri dönüş istemiyor.
Bu kadar yaygaraya rağmen Koçaryan'ın %21'de kalması bunun göstergesi.

Eski Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan %5'te kaldı. İşadamı Gagik Tsarukyan'ın da Sarkisyanla neredeyse aynı oyu alması da aslında para sahibi herhangi bir gücün Ermenistan'da bu oy potansiyeline ulaşabileceğinin göstergesi. Demek ki hala Paşinyan bu isimlerden bir tık daha önce.

Ama şunu vurgulamakta fayda var. Halk Paşinyan'a değil. Eski rejime karşı oy kullandı bu seçimde. Mesajı da açıkça verdi.

Savaştan daha çok Koçaryan'dan

Bu söylemi biraz daha ileri götürmem gerekirse Yerevan'ın cumhuriyet meydanında kendi vatandaşlarına keskin nişancılarla ateş açtıran, 27 Ekim 1999'da Ermenistan parlementosunda muhalefet milletvekilleri ve başkanı Vazgen Sarkisyan'a suikastle itham edilen Koçaryan dönemine geri dönüş halkı daha çok korkutuyor. 

Beki diasporadakiler bunu böyle okumuyor olabilirler. Ancak dışarıdan konuşmak kolay. Son 10 yıldır ülkeye sadece tatile gelmiş, çocukları Ermenistan'da askerlik yapmasın diye yurtdışında okutan Ermenistan diasporası (Ermeni diasporası demiyorum bakın, 91 sonrası göç edenlerden bahsediyorum) Paşinyan'ı yumuşak buluyor olabilir. Ama Koçaryan'ın yaptıklarını ve ondan çektiklerini bir hergün Ermenistan'da yaşayanlar bilir. Bir de onları dinlemekte fayda var.

Demek ki Koçaryan'ın iktidara gelme korkusu, Azerbaycan'a savaş kaybetmekten daha üstün bir yere oturmuş seçmenler içinde.

Koçaryan'ın ilk mitingine 'Ben işime gücüme bakmak istiyordum ama geri gelmek elzem oldu' gibisinden iddiasız bir sözle başlaması da Paşinyan'dan daha iyi bir başbakan olmayacağının göstergesiydi bence.

Diğer bir taraftan da Paşinyan'ın eleştirecek şeyler yok muydu? Tabii ki vardı. 

Ozinian'a göre muhalfetin sunamadığı çözümler seçmeni Paşinyan'a itti:

"Koçaryan ve diğer muhalifler bir yol haritası çizmediler. Kendileri seçilirse bu yanlışı nasıl düzelteceklerine bir cevap veremediler. Halka çok üstten baktılar ve halk da bu kadar ötelenmeyle birlikte daha birleşti ve örgütlendi ve diğer taraftan da popülizmle suçlanan Paşinyan'a doğru kaymaları da çok anlaşılır."

Bu arada ilginç bir detayla bitirelim. Ermenistan'da 4 ulusal azınlığın temsilcileri direk parlamentoya giriyorlar. Her partinin kendi 4 kişilik azınlık adaylar listesi var.

Ermenistan'da 'ulusal azınlık' sayılan Süryani, Kürt, Rus ve Ezidiler birer temsilcisi de bu seçimlerden yenilendi. Sandalyelerin tam şekillenmesiyle birlikte hangi liseden kimlerin girdiği de belirlenecek. Türkiye'de olmayan bir temsiliyet şekli. 

Öne Çıkanlar