Kadıköy İlçe Başkanı Narin: Türkiye insan hakları ihlalleri noktasında en kötü ülke

Kadıköy İlçe Başkanı Narin: Türkiye insan hakları ihlalleri noktasında en kötü ülke
İnsan haklarının günü bir gün herkese lazım olacağını belirten CHP Kadıköy İlçe Başkanı Narin: AİHM’in istatistiklerine göre Türkiye en çok insan hakkı ihlalinde bulunan ülke konumunda.

Yağmur Kaya 


ARTI GERÇEK- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kadıköy İlçe Örgütü, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 73'üncü Yıldönümü dolasıyla Kadıköy Süreyya Operası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

Açıklamada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) istatistiklerine göre Türkiye'nin en çok insan hakkı ihlalinde bulunan ülke konumunda olduğu vurgulandı.

"Onurlu, eşit, özgür yaşamak haktır" pankartı bulunan açıklamada sık sık, "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek sloganı atıldı.

Basın metnini CHP Kadıköy İlçe Başkanı Ali Narin okudu. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 10 aralık 1948’deki kabulünden bu yana 73 yıl geçtiğini ancak bildirgenin içeriğinde yer alan ilkelerden uzakta olunduğuna dikkat çekti. "İnsan hakları düzeyinin çok altındayız" diyen Narin, insan haklarının ulusların üstünde bir etken olduğunu vurguladı.

AİHM’in istatistiklerine göre Türkiye'nin en çok insan hakkı ihlalinde bulunan ülke konumunda olduğunu dile getiren Narin, AKP'nin politikaları nedeniyle ülkedeki tüm konuların bir güvenlik sorunu haline getirip toplumu kutuplaştırarak şiddeti teşvik eden, bir araya getirmek yerine ülke içinde ve dışında çatışmayı hedefleyen bir noktada olduğuna dikkat çekti.

Hükümetin politikalarının yaşam hakkı ihlaline dönüşen sonuçları doğurduğunu belirten Narin, "Gerek anayasa, gerekse evrensel hukuk tarafından mutlak bir biçimde yasaklanmış bir insanlık suçu olan işkence, günümüzde hala bir insan hakları sorunu olarak varlığını sürdürmektedir" dedi.

Türkiye'de işkence gerçeğinin gerek uluslararası gerek yerel mekanizma ve organlar tarafından dile getirildiğini kaydeden Narin, AKP döneminde haksız ve usulsüz tutuklamaların sonucunda hak ihlallerinin en üst seviyeye ulaştığını söyledi.

'FİKİRLERİMİZİ İFADE ETMEK İMKANSIZ HALE GETİRİLDİ'

Narin, "Hepimizin bildiği üzere Türkiye’de ifade özgürlüğünü kullanmak ve fikirlerimizi ifade etmek her bakımdan imkansız bir hale getirilmiştir. Bu konudaki kısıtlama ve ihlaller en çok da siyasi eleştirilere yönelik, siyasal iktidarın ögelerine, eylemlerine ve aktörlerine dair paylaşılan her ifade yahut vatandaşın hakkı olan denetleme talebi daima bastırılmakta; ifadeler soruşturma ve davaya dönüşmektedir.

'BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ORTADAN KALDIRILDI'

Bütün bu engellemelerin sonucu olarak basın özgürlüğü de ortadan kalkmış durumdadır. Yaptıkları haberlerden dolayı gazeteciler gözaltı ve tutuklamalara maruz kalmış, tehdit ve saldırılara uğramış, kuruluşlara ise çok sayıda yaptırımlar uygulanmıştır.

'USULSÜZ TUTUKLAMALARIN EN ÇOK OLDUĞU ÜLKEYİZ'

Yazarlar, düşünürlere, gazetecilere siyasetçilere ve insan hakları savunucularına karşı usulsüz arama ve tutuklamaların en çok olduğu Avrupa ülkesiyiz.70 ülkenin insan hakları örgütleri Türkiye’nin insan hakları ihlalleri noktasında en kötü durumdaki ülke olarak görüyor.

'BASKI, SANSÜR, SUSTURMA'

Toplumun genelini ilgilendiren, doğal afetler, ekonomik ve askeri gelişmeler, yolsuzluk ve hukuk ihlalleri gibi pek çok konuda iktidarın ilk adımı baskı, susturma ve sansür yönünde olmuştur. Sosyal medya engelleri ve erişim yasakları yoluyla toplumun haber alma özgürlüğü kısıtlanması bir hükümet politikası olarak normalleştirilmiştir.

'ŞİDDET VE BASKI İNSAN HAKLARINA AYKIRIDIR'

Ülkemizi yoksullaştırarak haklarını arayan, devlete sorumluluklarını hatırlatan bireylere şiddet ve baskı insan haklarına aykırıdır.

'GÖSTERİ ÖZGÜRLÜĞÜNE YÖNELİK YASAKLAR ARTTI'

Toplantı ve gösteri özgürlüğüne yönelik ihlallerin yaygınlaştığı, bu alandaki hak ve özgürlüklerin kullanılmasının istisnai duruma geldiği siyasal iklimde; öğrenciler, işçiler, kadınlar, LGBTİQ+ bireyler, siyasi parti üyeleri ve hak savunucuları başta olmak üzere tüm toplumsal kesimler toplanma ve gösteri özgürlüklerini yasaklar ve/veya kolluk güçlerinin müdahaleleri sonucunda kullanamamışlardır" diye konuştu.

AKP'nin ülkeyi yönetemediğine vurgu yapan Narin, "Saray rejimi AKP ile beraber ülke halkının sorunlarına, barınma haklarına, açlığa, eğitim ve sağlık haklarını hiçe sayarak ülkeyi yönetmektedir" dedi.

'SEÇİLMİŞLERİN YERİNE KAYYUMLAR ATANDI'

Narin, bireylerin kamusal ve sivil alanda örgütlü bir biçimde var olamadığını, çok sayıda vakıf, dernek, emek ve meslek örgütü, siyasi parti üye ve yöneticilerinin tutuklandığını belirtti. Narin, "Seçilmişler gözaltına alınmış, yerlerine kayyumlar atanmış ve tutuklanmış, STK ve siyasi parti binalarına saldırılar yapılmıştır" diye belirtti.

Narin şu sözlerle konuşmasını sürdürdü: "Çocukların eğitim hakkı Aladağ’da Süleymancıların yurdunda yanan binanın altında kalmıştır. İşçilerin hakkı soma madeninde göçük altında kalmıştır. Hendek’te parçalanan bedenleri parçalanan fabrika işçilerinin hakkı, fabrika binasının altında kalmıştır.

'SON 10 YILDA 2 BİN 534 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ'

Pandemi sürecinin toplumun geniş kesimlerini işsiz bırakan ve eve kapatan şartları, kadınlar için çok daha ağır sonuçlar doğurmuş; kadına yönelik cinsel, ekonomik ve fiziksel şiddet katlanarak artmıştır. Son on yılda 2534 kadın cinayeti yaşanmıştır.

'ÜLKE TARİHİN EN AĞIR EKONOMİK KRİZİNİ YAŞIYOR'

Tarihinin en ağır ekonomik krizlerinden birini yaşayan ülkemizde, yıllardır uygulanan borçlanmaya dayalı neoliberal ekonomi politikalarının sebep olduğu yoksullaşma, güvencesizleşme örgütsüzleşme, OHAL uygulamaları ile daha da derinleşmiş ve süreklilik kazanmıştır. Covid-19 salgını ile birlikte bu tablo daha vahim bir görünüm kazanmıştır."

'İNSAN, HAKLARIYLA İNSANDIR'

Narin son olarak, insan haklarının günü geldiğinde bu hakları ihlal edenlere de lazım olacağını belirterek, "İnsan, haklarıyla birlikte insandır. Unutmayalım" dedi.

Öne Çıkanlar