Kapalıçarşı esnafı: Kiralar cepten ödeniyor

Kapalıçarşı esnafı: Kiralar cepten ödeniyor
Kapalıçarşı esnafı krizlerin büyümemesi yönünde adımlar atılması çağrısında bulundu.

Yağmur KAYA


ARTI GERÇEK- Türkiye’de piyasalar zor günler yaşıyor. Türk Lirası’nın (TL) dolar karşısında rekor düşüşler yaşadığı şu günlerde Artı Gerçek, "ayaklı borsa" diye bilinen İstanbul Tahtakale ile altın serbest piyasa fiyatlarının belirlendiği Kapalıçarşı’da ekonominin nabzını tuttu.

Tahtakale ve Kapalıçarşı esnafından kimine göre Türkiye’de "ekonomik kriz yok", olsa bile sabredilmesi gerekiyor, kimine göre ise şu günler "iyi günler" ve henüz daha dip görülmedi. Kapalıçarşı’da 44 yıldır bir kuyumcuda müdür olarak çalışan Mikail Bülbül (44), Coronavirüs öncesi de ekonomik kriz yaşadıklarını söylüyor. "Pandemi öncesi zordu, şimdi daha da zorlaştı" diyen Bülbül, yerli halkın zaten alım gücünün olmadığını ifade ediyor. Eskiden iğne atsan yere düşmez dedirten renkli bir kalabalığın olduğunu söyleyen Bülbül, Kapalıçarşı’nın dünyada bir marka olduğunu ve kimsenin bu markadan kolay kolay vazgeçemeyeceğini dile getirerek kendisine sabırlı olması yönünde telkinde bulunuyor.

'HER ŞEY ORTADA'

Bahar ve yaz aylarının düğün mevsimi olduğunu vurgulayan Bülbül, bu aylarda kazanç elde edebildiklerini söylüyor. Ekonomik kriz, Coronavirus, halkın alım gücünün olmaması gibi birçok nedenlerle satışlarının düştüğümü vurgulan Bülbül, "Günlerdir olduğu gibi bugün de satış yapamadık. Kuyumcular daha iyi olması gerekir diye bir inanç var ama öyle değil. Satış yapamıyoruz. Sadece biz değil, çarşıdaki çoğu esnaf aynı durumda. Sadece kuyumcu değil tabii" diyen Bülbül, 3 bin 800’e yakın dükkanın bulunduğu Kapalıçarşı’da zincirleme bir alış verişin olduğunu şu sözlerle ifade ediyor: "3 bin 800 tane dükkân var burada. Her mağazada en az 3 kişi çalışsa. Kaç kişi ekmek yiyor. Artı kaç kişiye ekmek veriyor. Hepsi birbirine bağlı. İnşallah bu zincir kopmasın. Zor günler geçiriyoruz. Daha da zorlaşmaz umarım." Altın değerini kaybetmez, diyen Bülbül, anlatacak çok şeyi olmasına rağmen "Her şey ortada" deyip sözlerini noktalıyor.

‘ESNAFIN ÇOĞU GELMEDİ’

Evli ve iki çocuk babası olan Mehmet Keskin (50), Kapalıçarşı’da şal dükkanı olan bir esnaf. "Doğduğumdan beridir buradayım" diyen Keskin, esnafın kirasını dahi ödeyemediğini belirtiyor. Kapalıçarşı’nın bir marka olduğunu söyleyen Keskin, "Herkes cebinden yiyor. Zaten çoğu esnaf kirasını ödeyemiyor. Ama hep böyle gidecek hali yok. Yapacak bir şey yok!

‘Mahmut Bey Caddesi’ deseniz kimse bilmez ama Kapalıçarşı deseniz bütün dünya bilir. Ticarette kar-zarar kardeş. Benim tahminim Nisan 2021’e kadar işlerimiz normale döner. 8 ay mı var. 8 aylık masrafı neyse eksiden başlayıp devam edecek. Kazanmaya başlayınca amortisi eder diye düşünüyorum. Ki genelde eder. 23 Mart’ta mağazamızı kapattık. Haziran başı açtık. Esnafın çoğu gelmedi zaten. Bizim sezonumuzun olduğu dönemde pandemi oldu. Zaten ortam belli. Yapacak bir şey yok tabii" diyor.

Kafası çalışan, ticaretten anlayan insanların kolay kolay krizlerden etkilenmeyeceğini ifade eden Keskin, Kapalıçarşı’da esnafı olmanın zor olduğunu söylüyor. Nedeni ise şu sözlerle ifade ediyor Keskin, "Kapalıçarşı esnafı havayı iyi koklar, bilir. Sonradan esnaf olan, kendini bilmeyenleri konuşmuyorum zaten. Aklı başında olan bir esnaf ayakta durur. Batmaz. Cebine 30 bin koyan geliyor dükkan açıyor, batıyor. İvedi olmuyor. 10 lira kazanıyor ise 50 lira harcıyor. Kazancına göre harcamasını da bileceksin. Bizim insanlar da hava atmasını sever. Borç batağında yüzüyor, arabası bilmem kaç trilyon. Ayağını yorganına göre uzatacaksın. Bu günleri de hesap edeceksin. Sabredeceksin. Burada köklü olan, işini bilen adama bir şey olmaz" diyen Keskin, aynı zaman da büyükbaş hayvan ticareti yapıyor. Keskin, gelirinin Kapalıçarşı’da bulunan şal mağazasından ibaret olsaydı muhtemelen kendisinin de çoğu esnaf gibi kepenk indirmiş olabileceğini belirtiyor. "Öyle sonradan gelmedik buraya. Har vurup harman savurmadık tabii. Aynı gün kazanıp aynı gün yemedik."

‘PERDENİ YUKARI KALDIR’

Sonradan gelmeyip yedi göbek İstanbullu olan ve 55 yıldır Kapalıçarşı’da bir kişinin zor sığacağı bir iplik dükkanı olan, esnafın kendisini "Kemal" olarak tanıdığı ama asıl isminin "Kevork" olduğu Kemal Çubukçu (71), satış yapamayıp kazanç elde edememesinden çok insanların maske takmamasından şikayetçi. "Perdeni yukarı kaldır" diye yoldan geçenlere uyarıda bulunan Çubukçu, yarım saatlik görüşmemizin neredeyse 20 dakikasını insanların maske takmamasına, takıyormuş gibi yapıp duyarsız davranmalarına isyan ederek geçiriyor. "Yazık, günah! Ben Adalarda oturuyorum. Çıkıp gezemedim. Bu kadar da olur mu ya? Birinde maske yok. Gençlik bitmiş! Ondan sonra 65 yaş insanları hapsediyorlar. Sabahtan akşama kadar 100 kişi ile tartışıyorum. ‘kardeşim takın şunu’ diyorum, ‘rahatsız oluyorum’ diyor. E kardeşim sen kaç kişiyi zehirlediğinin farkında değil misin? İnsanlar cahil. Okumuyor, bilmiyor. Üzülüyorum, çok üzülüyorum" diye veryansın eden Çubukçu, tam da böyle duyarsız insanların her türlü krize neden olduğu inancında.

‘BU MEMLEKET BÖYLE OLMAMASI LAZIM’

4 ay evden dışarı çıkamadığını belirten Çubukçu, haftanın 2 günü iş yerini açtığını dile getiriyor. ‘Üzülüyorum be kızım. Günah, hakikaten günah. Bu kadar doktor ölüyor. O hala sabit fikirli. ‘Bana bir şey olmaz’. Nasıl olmaz ya!" diye soran Çubukçu, insanların Coronavirus'e karşı gerekli önlemleri almadığı müddetçe ekonomik krizin devam edeceğini, esnafında kazanç elde edemez olacağını söylüyor.

Bir ‘Günahta’ da ekonomik krizle boğuşan Kapalıçarşı esnafının hal u ahvali için çekiyor Çubukçu. "Bitti. Esnaf kan ağlıyor. Hepsinin çalışanı var. Kaç kişi ekmek yiyor burada. Kiralarını cepten ödüyor. Yazık bu memleket böyle olmaması lazım" diyen Çubukçu, zamanında kazandığını ifade ediyor. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSBC) 1991’den yıkılması ile Türkiye’ye bu bölgelerden insanların kalabalık öbekler halinde gelerek Türkiyeli esnaftan alışveriş yaptığını belirten Çubukçu, "Ama o insanları da ürküttüler. Kötü, çirkin lakaplar taktılar. Bir liralık ürünü 10 liraya sattılar. Sonradan görmeler böyle yaptı" diyor.

Işıl ışıl yanan, renkli mozaik lambalar arasında, dükkanın en orta yerinde tabureye oturmuş başını iki elinin arasına koymuş uyuyan iki çocuk babası Doğan Bilis (30) ile tam satışlar üzerine konuşacakken, bir an da 5 kişilik bir grubun gelip lamba almasıyla uykulu ve kızaran gözlerini tıpkı lambaların aydınlığı gibi bir aydınlık kaplıyor. "Ayağın uğurlu geldi" diyen Bilis, kapısını çaldığım esnaflar gibi aynı dertlerden yakınıyor. Bir kişi hariç.

‘4 AYDIR DÜKKANIM KAPALIYDI’

Meraklı, gülen gözlerle karşıdan bize bakan Bedri Şahbaz (68) dışında. Durumu Bilis’te fark ederek, "Bedri ağabeyi röportaj yapmak ister misin" sorusuna, Şahbaz, "Tabii tabii efendim" diye onay vererek dükkanına geçiyoruz. Gömlek dükkânı bulunan Şahbaz, Kayserili hemşehrilerine bol bol selam göndererek sözlerine başlıyor. Tıpkı Kevork Çubukçu gibi Bedri Şahbaz’ı da Kapalıçarşı ensafı "Bedri" olarak biliyor. Babasında öğrendiği mesleği oğlu ile birlikte yürüten Şahbaz, Coronavirus nedeniyle işlerinin durduğunu dile getiriyor. Şahbaz, "İnşallah kısa süre sonra atlatırız bu hastalığı ve işlerimize daha iyi devam ederiz. Allaha şükür siftah yaptım. 4 aydır dükkan kapalıydı. 10 gün önce açtım. Ama çok şükür. Bu hastalık dolayısıyla olmuştur, inşallah düzelecek" diyerek temennilerde bulunuyor. Bir an önce ekonomik ve siyasi krizden kurtulmayı temenni eden Kapalıçarşı esnafı krizlerin büyümemesi yönünde adımlar atılması çağrısında bulundu.

Öne Çıkanlar