Katar'ın enerji ihracatı ambargodan etkilenir mi

Katar'ın enerji ihracatı ambargodan etkilenir mi
Körfez’de Katar ve komşuları arasındaki gerginlik artarken enerji piyasasında da nefesler tutuldu. Ancak uzmanlar petrol ve LNG ihracatının mevcut ambargolardan etkilenmeyeceğini savunuyor.

EKONOMİ - Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Yemen, Mısır ve Bahreyn’in hafta başında Katar’a terör örgütlerine destek sağladığı iddiasıyla ambargo uygulamasıyla başlayan gerilim tırmanıyor. Tarafların karşılıklı sert açıklamaları ve ulaşımdan finans sektörüne kadar pek çok alanda uygulamaya giren sınırlamalar enerji sektörünü de endişelendirdi. Bölgenin petrol, doğalgaz ve LNG gibi temel enerji kaynaklarının merkezi durumda olması bu bölgeden ithalat yapan ülkeleri tedirgin etmeye başladı. Uzmanlar, sorunun kısa sürede sonuçlanmaması halinde yaşananların enerji piyasalarına yansımasının kaçınılmaz olduğunu belirtiyor. Bu durumda etkilenecek ülkelerin başında ise Japonya, Güney Kore, Çin ve Hindistan’ın geleceği belirtiliyor. Yetkililer anlaşmaların uluslararası kimlik taşıdığını ve taşınacak petrol, gaz ve LNG gibi ürünler satın alan tarafa ait olduğu için Katar’a uygulanan ambargonun kapsamında kalamayacağını ileri sürüyor.

Ancak, tüm açıklamalara rağmen özellikle LNG konusunda dünyanın açık ara en çok enerji ihracatını yapan Katar’ın ambargolar nedeniyle kısıtlanması halinde mevcut anlaşmaların şartlarının yerine getirilememe riski bulunuyor. Brookings Enstitüsü Doha Merkezi Araştırmacısı Luiz Pinto, Katar’ın Dolphin boru hattından BAE’ye doğalgaz sağlamaya devam edeceğini belirterek, "Körfez krizinden Katar’ın sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ve petrol ihracatının Mısır ve bölgeye olan küçük miktarlardaki LNG sevkıyatları dışında etkileneceğini düşünmüyorum" dedi.

Katar’ın alternatif rotalar bularak yeni tedarikçilere ulaşmasının, muhtemel kısıntıların büyüklüğünün, krizin kalıcılığının ve enflasyona olacak etkilerinin belirlenmesinde temel olacağını anlatan Pinto, şöyle konuştu: "Tanker ve LNG gemilerinin hâlâ İran ve Umman sularına erişimi bulunuyor. Ambargoya muhtemel olması pek görünmeyen Umman’ın da katılması söz konusu olsa bile Katar sevkıyatları Hürmüz Boğazı’ndan geçebilir" dedi.

KATAR SÜVEYŞ KANALI’NI KULLANMAYA DEVAM EDER

Pinto, Katar’ın Avrupa’ya ihracat yaptığı Süveyş Kanalı’na da erişim sağlayabileceğini belirterek, "Katar, Dolphin boru hattı üzerinden Birleşik Arap Emirlikleri’ne doğalgaz sağlamaya devam edecek. Bence Süveyş Kanalı ve Dolphin boru hattı krizin sıcaklığının anlaşılmasında çok önemli göstergelerdir. Bir tek en uç senaryonun gerçekleşmesi durumunda, yani Mısır ve Katar arasında bir sıcak temas gerçekleşirse, gemilerin Süveyş Kanalı’ndan geçişi engellenebilir" değerlendirmesinde bulundu. Kriz daha büyürse, Katar’ın, Dolphin boru hattı üzerinden doğalgaz ihracatını keserek, BAE için ciddi bir problem yaratabileceğine işaret eden Pinto, şu görüşleri dile getirdi: "BAE doğalgaz tüketiminin yüzde 25’inden fazlasını Katar’dan karşılıyor. BAE’nin Dolphin boru hattı üzerinden gelen doğalgazın yerini başka bir alternatifle doldurması mümkün görünmüyor. BAE’nin yeterli LNG ithalat kapasitesi bulunmuyor."

KATAR-TÜRKİYE ARASINDAKİ BORU HATTI 10 MİLYAR DOLARA MAL OLACAKTI

Katar-Türkiye-Avrupa Boru hattı projesi ilk olarak 2009’da gündeme gelmişti. O dönem Katar doğalgazının Suudi Arabistan, Ürdün ve Suriye üzerinden Türkiye’ye ulaştırılması planlanıyordu. Engebesiz çöl geçişleri gibi bütün avantajlı inşaat koşullarına rağmen 2 bin kilometreyi bulan uzunluğu ile projeninin en az o günkü hesaplamalarla 10 milyar dolarlık maliyeti olacağı ifade ediliyordu. O dönem Suriye’nin sıcak bakmadığı bu hat Türkiye’nin hem enerji üssü olma projesine katkı sağlayacak hem Rus, İran ve Azeri gazına alternatif oluşturacaktı. Üstelik enerji arz güvenliği açısından da Nabucco Hattı’nın ve Avrupa’nın elini güçlendirecekti.

22 YILLIK DOĞALGAZ ANLAŞMAZLIĞI

Öte yandan, bazı analizlere göre ise iki ülke arasındaki gerilimin temelinde 22 yıllık doğalgaz anlaşmazlığı var. Suudi Arabistan ve Katar arasındaki gerilim ilk olarak 1995’te başladı. Bu tarihte Katar’ın bugünkü Emiri olan Şeyh Tamim bin Hamad el Thani, Suudi Arabistan yanlısı babasını devirerek iktidara geldi. Katar sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ihracatına da aynı yıl başladı. Katar açısından dönüm noktası olan 1995 yılı Körfez’de dengeleri değiştirdi ve Suudi Arabistan ile Katar’ı karşı karşıya getirdi. 2.5 milyon nüfusu bulunan Katar, bugün dünyanın en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatçısı ve dünyada en büyük kişi başı Gayrisafi Milli Hasıla’ya sahip ülke. Yıllık ortalama gelir 130 bin doları buluyor. Ülke en büyük doğalgaz rezervine sahip kuzey bölgesini, Suudi Arabistan’ın başlıca rakibi olan İran’la paylaşıyor.

DOĞALGAZ TÜM DENGELERİ DEĞİŞTİRDİ

1990’lı yıllarda diğer Körfez ülkeleri LNG’nin enerji alanındaki rolünü fazla önemsememişti ancak Katar’ın Dolphin boru hattıyla doğalgazı Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman’a göndermesi, bölgede dengeleri değiştirdi. Katar daha sonra Asya ve Avrupa’ya da doğalgaz satmaya başladı.

Doha’nın 2005’te kuzeydeki doğalgaz sahasını genişletme planı da komşularını kızdıracak bir adım oldu. Katar'da 2000 yılında düzenlenen darbe girişiminin arkasında da, Katar’ın enerji alanındaki yükselişinden rahatsız olan Suudi Arabistan ve Bahreyn'in olduğu iddia edilmişti. Son dönemde sıvılaştırılmış doğalgaza talepte yaşanan artışın, Körfez ülkeleri arasında gerilimi artırdığı belirtiliyor.

KOMŞULARDAN BAĞIMSIZ POLİTİKA

Enerji alanında Suudi Arabistan’la yarışan Katar, diplomatik alanda da diğer Körfez ülkelerinden bağımsız bir politika izliyor. Bir ABD üssüne ev sahipliği yapan Katar, Rusya, İran ve ABD ile ilişkilerde Suudi Arabistan öncülüğündeki Körfez ittifakı dışında politikalar izlediği için komşuları tarafından sık sık eleştiriliyor.

Teksas’taki Rice Üniversitesi Baker Enstitüsü enerji uzmanı Jim Krane’e göre Katar bir zamanlar Suudi Arabistan’a bağımlı bir devletti ancak doğalgazdan edindiği servetle bağımsız bir ülke konumuna geldi. Krane, "Tüm bölge Katar’ın kanatlarını kırmak için fırsat arıyordu" diyor. 

TRUMP'IN ZİYARETİ KÖRFEZ ÜLKELERİ İÇİN FIRSAT OLDU

Bloomberg’in analizine göre Körfez ülkelerinin Katar’ı köşeye sıkıştırmak için beklediği fırsat ABD Başkanı Donald Trump’ın Suudi Arabistan ziyareti sırasına geldi. Trump bu ziyarette İran’ın izole edilmesi gerektiğini söylemiş, Katar'ın resmi haber ajansında ise hükümetin Trump'ın açıklamalarına itiraz ettiği yönünde haberler çıkmıştı.

Katar hükümeti daha sonra haberin hacker saldırısı sonucu sitede yer aldığını söylese de komşularının sert eleştirilesine maruz kaldı.

S&P, KATAR'IN KREDİ NOTUNU DÜŞÜRDÜ

Son gelişmelerin ardından uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's'tan (S&P), Katar'ın kredi notunu AA'dan AA-'ye indirdi ve negatif izlemeye aldı. S&P'nin not indirim kararı Katar Riyali'nin değerininin 11 yılın en düşük seviyesine gerilemesi ve hisse senedi piyasasındaki düşüşün ardından geldi. Yapılan açıklamada, "Biz bu durumun Katar'ın dış kırılganlıklarını tırmandıracağını ve ekonomik büyüme ile finansal değerler üzerinde baskı yaratacağına inanıyoruz" dendi. S&P, Katar ile diğer Körfez ülkeleri arasında yaşanan siyasi krizin etkilerini yakından izlemeye devam edeceğini de vurguladı.

Öne Çıkanlar