Kemal Bozay: Almanya'da devletin bazı yapılanmalarında hâlâ Neonazi zihniyeti var

Kemal Bozay: Almanya'da devletin bazı yapılanmalarında hâlâ Neonazi zihniyeti var
Kemal Bozay, Almanya'daki ırkçılık için 'Gerek polis teşkilatında, gerek politk elit çevrelerde radikal bir yapının varlığı görmezden gelinmektedir' dedi.

Süheyla KAPLAN 


ARTI GERÇEK- Düsseldorf Uluslararası Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (IUBH) Öğretim Üyesi Prof. Kemal Bozay, Almanya'da bugüne kadar aşırı sağ motifli siyasi suçların tek fail üzerinden değerlendirilmeye çalışılmasını eleştirdi. 

Bozay, Almanya'da 2018 yılından bu yana onlarca kişiye gönderilen 'NSU 2.0' imzalı ölüm tehdidi içeren aşırı sağcı mektupları yazıp yolladığı iddia edilen bir kişinin gözaltına alınması ile olayın tam anlamıyla aydınlatılamayacağını söyledi. 

"Almanya politikasında uzun yıllardan beri hep bu gelenek var. Gerek aşırı sağ gerekse antisemitik saldırılar sözkonusu olduğunda hep tek bir fail tezi uygulanmaktadır." diyen Bozay, "İkinci Dünya Savaşı'ndan beri Almanya'da izlenen bir çizgi bu. Neonazi ağlarının ve örgütün bilinmesine rağmen saldırılarda ana motif olarak hep üç kişi modelinden söz edilir. Neonazi yapılanmalarda son dönemlerde strateji değişikliği de söz konusu. Örgüt içerisinde radikalleşen kesim ya da bir kişi aniden kendi kafasına göre eylem ya da saldırı planlıyor gibi kamuoyuna yansısa da ırkçı yapının mobilizasyon politikası uzun zamandan beri bilinmektedir." şeklinde konuştu.

'RADİKAL BİR YAPININ VARLIĞI GÖRMEZDEN GELİNMEKTE'

Bozay, Almanya'nın Hanau kentinde, geçtiğimiz yıl, beşi Türkiye kökenli dokuz kişiye silahlı saldırı düzenleyen Alman saldırganın da diğer aşırı sağ motifli saldırılarda olduğu gibi tek bir fail olarak değerlendirildiğini ve bu noktadan olayın üzerine gidildiğini hatırlattı.

Bozay "Polis, emniyet teşkilatları içerisinde kayıtların dışarıya sızdırılması tek bir failin yapabileceği şeyler değil. Gerek polis teşkilatında, gerek politk elit çevrelerde, gerekse de toplumun diğer katmanlarında radikal bir yapının varlığı görmezden gelinmektedir" dedi. 

'SADECE 'IRKÇILIK ZEHİRDİR' DEMEK YETMEZ'

Başbakan Merkel'in Hanau'daki ırkçı saldırıdan sonra "ırkçılık bir zehirdir" sözlerini Bozay şöyle değerlendirdi:

"Sadece 'ırkçılık bir zehirdir' demek zehir algısını anlatmaya yetmiyor; ırkçılığın asıl zehiri onu tetikleyen toksiklerdir. Toplumun merkezine oturmuş, medyanın ve politik elitlerin gündeme getirdiği bir ırkçılık algısı var."

'IRKÇILIĞIN OLMADIĞI BİR TOPLUM YOK' 

Irkçılıkla mücadele için toplumsal hassasiyetlerin güçlendirilmesi gerektiğini ifade eden Bozay "Güçler dengesi açısından ırkçılığın olmadığı bir toplum yok. Toplumsal hassasiyetlerin ve ırkçılık mağdurlarının toplumsal katılımı güçlendirilmelidir" dedi. 

'DEVLETİN BAZI YAPILANMALARINMDA HÂLÂ NEONAZİ ZİHNİYET VAR'

Devlet içinde ve bazı yapılanmalarda hâlâ Neonazi zihniyetin varlığını gösterdiğini ileri süren Bozay, son olarak şunları söyledi:

"Polis, emniyet birimleri veya istihbarat aygıtlarında eski Neonazi zihniyetin varlığı devam etmektedir. Örneğin Hanau olayından sonra, Frankfurt Emniyeti'nde bilgileri dışarı sızdıran sadece birkaç polis görevden alındı. NSU cinayetinde istihbaratın işlevi tam anlamıyla sorgulanmadı. Her ırkçı saldırı sonucunda 'olay aydınlatılacak' dendi ancak bu sözler yerine getirilmedi. Solingen, Mölln, Hanau ya da NSU, NSU2.0 gibi olayların, ırkçı saldırıların tam anlamıyla aydınlatılacağını düşünmüyorum."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar