Kılıçdaroğlu: Altımız da demokrasi konusunda birbirimize benziyoruz

Kılıçdaroğlu: Altımız da demokrasi konusunda birbirimize benziyoruz
Ortak çalışma yürüten partilerle ilgili 'Altı benzemez' nitelemesine yanıt veren CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Hepimiz demokrasi, insan hakları istiyoruz. Bir evde en çok eşler tartışır" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu sabah Ankara'nın Yenimahalle ilçesinde muhtarlarla buluştu.

CHP iktidarında Muhtarlık Kanunu'nu çıkaracaklarını belirten Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

'MANSUR BAŞKAN, ATATÜRK'ÜN ANKARA'SI HALİNE GETİRECEK'

Mansur Başkan’ı aday gösterdiğimiz zaman ne diyorlardı, ‘Sakın ha, bunu seçerseniz bütün sosyal yardımlar kesilir’. Kesildi mi? Kesilmedi. ‘Aman ha sakın Mansur Yavaş’a oy vermeyin, oy verirseniz elektrik faturalarını, su faturalarını teröristler toplayacak’. Akıl var, mantık var. Ankara’yı inşallah Mansur Başkan Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara’sı haline getirecek.

'NİYE SİZİN BİRLEŞİK OY PUSULANIZ OLMASIN'

Seçim Kanunu geldi, değişiklik yapılıyor. Arkadaşlar dediler ki ‘Bu Seçim Kanunu’nda hangi önergeyi verelim’. Dedim ki ‘Muhtarlar için birleşik oy pusulası önergesi verin’. Biz de tabii vatandaş olarak gideriz, oyumuzu kullanırız. Mahallemizin muhtarları vardır; gideriz, birisine oy veririz. Şimdi sandığa gidiyorsunuz, kabine giriyorsunuz; kabinde bakıyorsunuz ki sizin oy vereceğiniz muhtarın pusulası yok orada. Birisi almış, cebine koymuş götürmüş. Niye sizin birleşik oy pusulanız olmasın? Sizin birleşik oy pusulanız olur, vatandaş gider, kabine girer, hangi muhtarı beğeniyorsa mührü basar. Diğerleri için var olan sizin için niye yok? Dolasıyla bu, muhtarlığa verdiğimiz değeri göstermesi açısından da son derece önemli.

'EMLAK VERGİSİNİN YÜZDE 1'İ MUHTARLARA TAHSİS EDİLSE AYIP MI OLUR?'

‘Muhtarların bir bütçesi olsun.’ Buna da itiraz ettiler. Şunun için söyledim. Vatandaş en rahat muhtara ulaşır. Kapısı açıktır. Belediye başkanına, milletvekiline daha zor ulaşır. Vatandaşın derdini anlatacağı ilk kişi muhtardır. Diyelim ki çocuğu sınavı kazanmış, İstanbul’a gidecek, kaydını yaptıracak. Gelir muhtara, ‘Ya muhtarım, çocuk kazandı, ellerinden öper, ama gidip gelecek yol parası...’ Şimdi muhtarın böyle bir bütçesi olsa der ki ‘Otobüs biletini ben alıyorum, git falan yerden otobüs biletini al, faturayı bana kessinler, senden bir şey bekliyorum, derslerine iyi çalış’. Bitti. Şimdi, bunu söylediğim zaman itiraz ediyorlar; ‘Efendim parayı nereden bulacaksınız’. Bu kardeşinize güvenin, 27 buçuk yılımı devlette çalışarak geçirdim. 27 buçuk yılımın neredeyse tamamı Maliye’de geçti. Bir muhtar arkadaşımız da var burada, Maliye’de beraber çalıştığımız. Bütçe nasıl yapılır, kaynaklar nasıl sağlanır, israf nasıl önlenir; bütün hayatım bunlarla geçti zaten. Yenimahalle’deyiz, emlak vergisi toplanıyor. Toplanan emlak vergisinin yüzde 1’i muhtarlara tahsis edilse ayıp mı olur? Hayır.

 

'CHP AÇISINDAN İKİ KIRMIZI ÇİZGİ: BAYRAK, VATAN'

Daha düne kadar komşumuzun kimliğini, inancını, yaşam tarzını sorgulamazdık. Şimdi komşumuzun kimliğini, inancını, yaşam tarzını sorgulamaya başladık. Bu hale geldi toplum. Bu çok tehlikeli bir şeydir. Hepimiz insanız, Allah’ın yarattığı varlıklarız. Kimlik sorgulanır mı? Ben anne, babamı seçme özgürlüğüne sahip miyim? Anne ve babalar bizim şerefimiz, onurumuz, değil mi? Atalarımız, değil mi? Bitti, o kadar. İki konu CHP açısından kırmızı çizgidir. Biri bayrak, biri vatan. Onun dışında hepimiz kardeşiz. Bayrağa ve vatana sahip çıktığımız sürece hiçbir meselemiz yok. Ayrıştırarak, bölerek, kavga ettirerek toplum bir yere gitmez.

'BİR EVDE EN ÇOK EŞLER TARTIŞIR'

Bazen diyorlar, ‘Vay efendim altı benzemez bir araya geldi’. Altımız da benziyoruz, demokrasi konusunda birbirimize benziyoruz. Hepimiz demokrasi, insan hakları istiyoruz. Hepimizde memleket, yurt sevgisi var. Ne var yani; her birimizin görüşü farklı olabilir. Arkadaşlar, akıl akıldan üstündür. Bir evde en çok kim tartışır? Eşler. Bir şey söylersiniz, karşı düşünce gelir. Bu kavga nedeni değildir. ‘Belki haklı’ diye düşünürüz ayrıca. Biz de ‘istişare’ diyoruz değil mi? Oturur konuşuruz, uzmanına danışırız bunu. Dolasıyla Türkiye’yi içinde bulunduğu badireden kurtarmamız lazım. (ANKA)

Öne Çıkanlar