Kılıçdaroğlu: Bu ülkede kimsenin can ve mal güvenliği yok

Kılıçdaroğlu: Bu ülkede kimsenin can ve mal güvenliği yok
'Can ve mal güvenliğinin olmadığı yerde biz yeni arayışların rotasını belirlemeye çalışıyoruz.'

Maltepe Ekonomik Forumu, Maltepe Belediyesi’nin ev sahipliğinde yurtiçi ve yurtdışından isimlerin katılımıyla başladı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu forum katılımcılarına hitap ediyor.

Maltepe Belediyesi'nin düzenlediği Ekonomide Yeni Arayışlar Forumu'na katılan Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

"Her şeyi ben bilirim mantığından çıkarak sorunları hep beraber çözebiliriz mantığını ortaya çıkarmamız lazım. Eğer bir ekonomi kurumsallaşmışsa sıfırdan başlangıca ihtiyacımız yok.

'DEVLETTE LİYAKAT BOZULDU'

Tek başına iktidar olanların bir süre sonra siyasetten çekildiklerini görüyoruz. CHP dışında iktidar olup sonra varlığını sürdüren parti hemen hemen hiç yok. Bunun da sorgulanması lazım. Biz bu siyasal yapıyı böyle sürdürecek miyiz? Siyasette liyakatin olmaması başka bir soruyu gündeme getiriyor. Devlette de liyakatin bozulduğunu görüyoruz.

Siyasi partiler yasası kimden miras kaldı bize? Bir darbe yasasından. Biz buna darbe hukuku diyoruz. Darbe hukukunu içinde barındıran yasaların bundan arındırılmasını istiyoruz. Biz CHP olarak öteden beri, gerçekten de çağdaş anlamda demokrasi savunuyoruz, savunmak zorundayız.

Bu ülkenin insanları birinci sınıf demokrasiyi hak etmiyor mu?

Neden bu iktidar inşaat sektörünü kutsadı? Bunun arkasında siyasetin finansmanı var. Bugün geldiğimiz nokta, iktidarın çıkmaz sürece girdiği noktadır.

Yolsuzlukların da içselleştirildiğini bu süreçte görüyoruz. Toplum neden yolsuzluklar konusunda duyarsız hale getirildi. Devlet başkanının yolsuzluktan pay alması makul karşılanmaya başladı.

Yasaya bile gerek istemiyorlar. ‘Ben yaparım’ diyorlar. Örnek mi istiyorsunuz? Tank Palet Fabrikası. 20 milyar dolarlık fabrika 25 yıllığına parasız verildi. Müslümanız diyenler var. Yolsuzluk ne, kul hakkı ne? Siyasetçi hesap vermeye gerek bile duymuyor. Siyasetin yozlaşmasının tepesinde bu var. 

'EN BÜYÜK RANT İNŞAATTA'

İnşatta rantı yaratan büyük oranda kayıt dışılıktır. Tapu kayıtlarının yüzde 90’ı doğruyu yansıtmıyor. En büyük rant ve gelir buradan. Siyasal iktidardan buradan besleniyor. Kayıt dışılık üzerinden durulması gereken en önemli konulardan biridir. İstihdamda kayıt dışılık vardır.

Kayıtdışılık üzerinde durulması gereken en önemli konulardan biridir. Ekonomide kayıtdışılık var. 4 şekilde ortaya çıkıyor kayıtdışılık. Bir, kişi zaten kayıtdışıdır, kaydı yok. 2- Ayda 15 gün kayıtlı. 3- Aldığı ücretle kayıtdışı. 4- 2 ve 3'ü bir içinde barındırıyor. Kayıtdışılık ile o kişinin geleceğini elinden alıyorsunuz. Sadece onun değil ailesinin de geleceğini elinden alıyorsunuz.

Sendikalaşmanın büyük oranda yitirildiği belirtildi. Bir iş yerinde sendikalaştığında toplu sözleşme ile kimin ne kadar alacağı bellidir ama ne yazık ki bu Türkiye'de yok arkadaşlar.

Akademik dünya özgürce düşünmek ve araştırmak için yabancı bir ülkeyi tercih ediyorsa birlikte oturup düşünmemiz gerekiyor. Bü ülkenin işsizi de çiftçisi de düşünecek. "Bana düşünmeyen yılan bin yıl yaşasın". Bu felsefeyi de bir köşeye bırakacağız.

'BU ÜLKEDE KİMSENİN CAN VE MAL GÜVENLİĞİ YOK'

Bunu söylediğim için bana çok kızıyorlar: Bu ülkede kimsenin can ve mal güvenliği yok. Türkiye'yi şikayet ediyormuşum. Her an herkes tutuklanabilir mi? Tutuklanabilir. Avukatınız bile neden gözaltına alındığınızı öğrenemez. Bu hukuk sistemi var mı? Var. Var mı bu ülkede bağımsız yargı?

Cumhurbaşkanı'nın bir sözcüsü var. Soruyorlar: Belediye başkanları açığa alındı. Yerlerine kayyum atandı. "Onlar suçludur" diyor. Sen hakim misin? Hayır. "Onlar cezalandırılacak" diyor. Sen hakim misin? Hayır. Onların cezalandırılacağını Saray adına dile getiriyor. Sonra kalkacağız biz, bütün dünyaya "Türkiye'de bağımsız yargı var" diyeceğiz. Senin sözcün aksini söylüyor. Dolayısıyla can ve mal güvenliğinin olmadığı yerde biz yeni arayışların rotasını belirlemeye çalışıyoruz.

'4 AYAKLI STRATEJİ'

4 ayaklı bir stratejiye ihtiyacımız var. Demokrasi, Türkiye’nin üretmesi, sosyal devlet, sürdürebilirlik. Darbe hukukundan ayrılmış bir anayasaya ihtiyacımız var. Bu işin sağı solu yoktur. Bu iş insan ve hak temelli bir iş. Bu ülkede yaşayan herkesin huzur içinde yaşamasını istiyoruz. Belki de tarihimizde ilk kez bütün tarafların katılımıyla yeni bir anayasa hazırlanması için çalışma başlatacağız. Eğer siyaset kurumu benim sorduğum sorunun yanıtını sade bir vatandaş olarak bana vermiyorsa oradan bir şeyler vardır. Demokrasi, hak, hukuk derken devletin saydamlaşması ve siyasetçilerin hesap verebilmesi gerekir.

Hayatın her alanında üretim yapmalıyız. Sadece ürettiğimiz mallarla değil, kültürle de dünyada söz sahibi olmalıyız. O açıdan üretmek çok değerli. Tüketen bir topluma dönüştük. Tarımda yardımla başladık. Toprağını ekmeyene para verdik.

Güçlü bir sosyal devlet inşa etmeliyiz. Hiç kimsenin aç ve açıkta kalmadığı herkesin geleceğinin garantisi olmalı. Yoksa toplumda huzur olmaz. Hiç kimse eğitime para ayırmayın demiyor. Sınıf atlatmak istiyorsak eğitime iyi para ayırmak zorundayız.

Kişinin geleceğini düşünecek, neyi nasıl yapacağını bilecek. Siyaset sürdürülebilir kavramını kullanmıyor. Bunun ölçüsü nedir? Bunun birincisi yolsuzluklar mücadeledir. Yolsuzluklar konusunda toplumu uyarmamız gerekiyor. Yolsuzluk aynı zamanda açılan beyaz sayfanın aşama aşama kirlenmesi demek. Sİyasal etik yasasının çıkması gerek."

Öne Çıkanlar