Kobanê Davası | Demirtaş: Sizden birileri bize kumpas kurdu, biz onları sandığa gömeceğiz

Kobanê Davası | Demirtaş: Sizden birileri bize kumpas kurdu, biz onları sandığa gömeceğiz
'Kimseden talimat almadık, İçişleri Bakanlığı, MİT ve Saray bir takım avukatlarla yan yana geldi ve bu kumpası kurdu. Bahçeli ve Erdoğan yargıya talimat veriyor. Onları sandığa gömeceğiz.'

Seda TAŞKIN


ARTI GERÇEK-  Eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında olduğu 108 kişi hakkında açılan davanın 6. duruşmasının ilk oturumunda Demirtaş, "Bahçeli ve Erdoğan bu davanın sonuçlanması için grup toplantısı salonlarından yargıya talimat veriyorlar. Hem bizi terörist olarak ilan ediyorlar hem de İçişleri Bakanlığı avukatıyla dahil oluyor. Ama biz onları sandığa gömeceğiz" dedi. 

HAKİM GÖREVDEN ALINDI

Kobanê Davası Başkanı Bahtiyar Çolak, Hakim ve Savcılar Kurulu (HSK) kararıyla görevden alındı. 21 Eylül’de görülen 4’ncü duruşmasının 2’nci oturumunda duruşmaya geçici olarak bakan mahkeme üyelerinden Yıldıray Kaya, Çolak’ın Covid-19 testinin pozitif olduğunu iddia etti. Çolak’ın pozitif olmasına rağmen duruşma ertelenmeyerek, 23 Eylül’de Kaya’nın başkanlığında sürdürüldü. Geçici mahkeme başkanı Kaya, Çolak'ın rahatsızlık nedeniyle duruşmaya katılamayacağını söylemişti.

HSK’nin 4 Kasım tarihli kararıyla Ankara 22’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne geçici olarak görevlendirilen üye Yıldıray Kaya, mahkeme başkanı olarak atandı. Aynı kararla yeri boşalan Kaya’nın yerine ise 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne ilişkin yapılan itirazların karar mercii olan Ankara 23’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nden Murat Dönmez atandı.

DURUŞMA BAŞLADI

IŞİD’in Kobanê’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014’te yaşanan protestolar nedeniyle 108 isim hakkında açılan davanın 6’ncı duruşmasının ilk oturumu Sincan Cezaevi Kampüsü’nde başladı. Duruşmaya HDP milletvekilleri, partinin Ankara il ve ilçe yönetici ve üyelerinin yanı sıra Almanya, Amerika, İtalya, İsveç ve Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonundan temsilciler katıldı.

Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen duruşmaya Sincan Cezaevi’nde tutulan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP eski MYK üyeleri Sibel Akdeniz ve Dilek Yağlı ile  eski milletvekili ve Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Ayla Akat Ata, mazeret bildirerek duruşmaya katılmadı. Antalya Cezaevi’nden talebi doğrultusunda Sincan 3 Nolu L Tipi Kapalı Cezaevi’ne getirilen kadın aktivist Aynur Aşan da mazeret bildirerek duruşmaya katılmadı.

Mazeret bildirenlerin dışında Sincan Cezaevi’nde kalan tutuklular duruşma salonunda hazır bulunurken farklı cezaevlerinde tutulan siyasetçiler ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) bağlandı.İlk sözü alan savunma avukatları davanın en başından beri anayasaya aykırı olduğunu vurguladı, duruşma sürelerinin "işkenceye dönüştüğünü" belirtti ve mahkeme heyetinin sürekli değişmesinin gerekçelerini sordu. 

DEMİRTAŞ, YÜKSEKDAĞ VE KIŞANAK'IN KONUŞMALARI

Mahkeme verilen aranın ardından devam etti. Avukatların görüşlerinin ardından ilk söz alan ise Selahattin Demirtaş oldu.

Demirtaş şunları söyledi:

"Savunmanın sağlıklı bir şekilde alınması için tek mesele sadece süre meselesi değildir. HSK’nın mahkemenize siyasi müdahalesinin tamamı bizim de savunma hakkımızın ihlaline sebep olan şeylerdir. Mahkemenizin bir takım eksikleri giderebilmesi, dosya incelemesi için duruşma periyodu konusunda hassasiyet göstermesi, özellikle müştekilerin dinlendiği duruşmalarda müştekiler dinlenirken avukatlarımızın da en azından bilgilendirilmesinin sağlanması gerekir. Bugüne kadar binlercesi dinlendi ama tam olarak kime karşı suç duyurusunda bulunduklarını kendileri de biz de bilmiyoruz.  

'KİMSEDEN TALİMAT ALMADIK, SİZDEN BİRİLERİ KUMPAS KURDU'

Tüm heyet üyelerinin dikkatle dinlemesini istiyoruz. Biz bu işin öznesiyiz. Allah'ın varlığı ve birliği gibi biliyoruz ki kumpas bir davadır.

Avukatlarımızla dosyadaki belgelere bakarak bunu söylüyoruz, ben biliyorum. Ben hiçbir yerden talimat almadığımı biliyorum. Avukatlarımız delil toplama faaliyetine lehte olan delillerin toplanması konusunda talepte bulunurken, bunu kabul etmediniz. Lehimize tek bir ara karar kurmadığınıza göre buna dayanarak diyoruz, ‘Siz de kumpasın ortağı mısınız?’  Ben biliyorum suçsuz olduğumu. Kimsenin bana talimat vermediğini ben biliyorum. Yüzde 100 yalan olduğunu ben biliyorum, MYK üyelerimiz biliyor. O yüzden kumpas olduğuna eminiz. Sizden birileri bize kumpas kurdu, kimseden talimat almadık dolayısıyla savcılık, İçişleri Bakanlığı, MİT ve Saray bir takım avukatlarla yan yana geldi ve bu dosyayı kurdu. ‘Yeni delil olarak ne sunabiliriz ki AİHM kararını uygulamayalım’ diye düşündüler.  

'BİZ ONLARI SANDIĞA GÖMECEĞİZ'

Sıfır delille bizi ikinci defa tutuklayıp da ‘ne yapacağız’ dediler ve gizli tanık beyanlarına başvurdular. Savcı, gizli ve açık tanık ihalesine çıktı. Avukatlarımız sizden bu soruşturma aşamasındaki tuhaflıkların araştırılması talebinde bulunuyor. Gizli ve açık tanıklar nerede bulundu, araştırılsın. Soruşturma savcısı nasıl İzmir'e gitti, geri geldi bunlar HSK’dan sorulsun. Ben anlayabiliyorum. Avukatlar ‘iki celse arasında 50 klasör daha geldi bakamadım’ diyorlar. Aleyhte, lehte ne var bilmiyoruz. Dosyayı fiziki olarak alabilsek bin klasörü koyacak yer yok. Açık söylüyorum, Devlet Bahçeli ve Erdoğan Türkiye'yi yöneten iki siyasi lider ve bu davanın sonuçlanması için grup toplantısı salonlarından yargıya talimat veriyorlar. Hem bizi terörist olarak ilan ediyorlar hem de İçişleri Bakanlığı avukatıyla dahil oluyor. Savunma hakkı dediğimiz sadece süreyle sınırlı değil. Bazı yargı mensupları ideolojik olarak Bahçeli ve Erdoğan'a bağlı olabilir, bazıları korkuyor olabilir. Ama biz onları sandığa gömeceğiz. 

'DOSYANIN VERİLERİ ELİMİZDE YOK'

Dolayısıyla ne karar vermek istiyorsanız verin. Savcı yanınızda bir an önce mütalaayı çıkarın, kararı verin, mahkeme salonunda işimiz bitsin. Ama halk sandıkta kararı verir. 6 sene sürmüş bu soruşturma. Savcıya soruşturma için 6 sene tanımışsınız ama avukatlarımıza 6 aylık süreyi çok görüyor, davayı bitirmeye çalışıyorsunuz. Türkiye'nin her yerinden evrak toplamış, koymuş savcı. Biz de siyaseten bunun kumpas olduğundan eminiz. Ama bırakın avukatlarımız baksın. Lehimize bir tane bile delil yok. Yapmayın. ‘Şeklen de yapmıyoruz’ derseniz savunma hakkımız elimizden alınmıştır ne fiziken ne de dijital ortamda şu an bin klasöre ulaşmış dosyanın verileri de elimizde yok. Tutukluluk devam gerekçelerini de sallıyorsunuz. 

'GİZLİ TANIK MERCEK UYDURMA'

Tutukluluk gerekçelerine bakalım. Demirtaş’ın  yargılandığı Ankara 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesindeki davadaki gizli tanık Mercek’e ulaşılamaz duruma geldi. Bunu da tüm arkadaşların tutuk devam gerekçeleri yapmışsınız. Delil uydurmayın. Mercek adlı gizli tanık kayıp değil, olmadığı ortaya çıktı. Beyanları yok. Böyle bir gizli tanık yok dediler. Açık müzekkere cevabını okuyun. ‘Gizli tanık beyanlarına ulaşılmamıştır’ diyor. Bunu alıp ‘ulaşılamaz duruma geldi’ diyerek tutukluluğa devam gerekçesi yaptınız, yapmayın.

'HALKIN ÖĞRENCİLERİYİZ'

Bize yüzlerce yıl ağırlaştırılmış ceza verseniz de binlerce yol verseniz de aynı süre yatacağız çünkü halk sandıkta karar verecek. Bu bir kumpas davasıdır. Siz bu yargılamayı devam ettirecek kumpasa dahil oluyorsunuz. Savunma yapmaya istekliyiz. 5 yılımız bitti tutuklulukta. Normalde bizim hızlandırmamız gerekiyor ama sanki biz yargılıyormuşuz da siz acele ediyorsunuz gibi bir durum var. Bu 5 yıllık tutukluluğun siyasi rehinelik yıldönümünde insanlar açıklama yaptılar ama onlara da müdahale edildi. Arkadaşlara teşekkür ediyorum. Ama özellikle Van’daki, başını eğmeye çalışanlara karşı dik duran arkadaşa da teşekkür ediyorum ve dik durmayı halktan öğrendik, halkımızın öğrencisiyiz dik durmaya devam edeceğiz."

KIŞANAK: 'BİR AN ÖNCE SAVUNMA YAPMAK İSTİYORUZ'

Daha sonra söz alan Gülten Kışanak ise "Bu davanın, kumpas hale gelmesinin sorumlusu biz değiliz. Bu kadar içinden çıkılmaz bir dosyayı önünüze koydular ve siz de acilen bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuz. Bundan sonraki süreçte biz bu kumpası açığa çıkartmak için üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Bunun için bir an önce savunma yapmak istiyoruz. Açık bir kumpas var. Yalanla, dolanla kurgulanan bir dosya var. Bu nedenle halkımıza gerçeği anlatmak istiyoruz. Ama bunların açığa çıkarılması için koşulların temin edilmesi gerekiyor. Size talimat verdiler siz de bize vermeye çalışıyorsunuz, öyle bir şey olmaz" dedi. 

‘BİZ SİYASETÇİYİZ’ 

Kendilerine gönderilen evrakları incelemek için süre istediklerini kaydeden Kışanak, "Ben robot olsam da 50 bin sayfayı okuyamam. Size makul süre diyoruz ama siz anlamıyorsunuz. Çünkü başınızda ‘bir an önce karar verin’ diyenler var. Buyurun kararı verin. Eğer hakikatin ortaya çıkarılması gibi bir derdiniz yoksa bizim öyle bir derdimiz var bunu ortaya çıkaracağız. Ama size bir talimat verilmiş gereğini yapacaksınız. Bizim üzerimizden bunu yürütmeye çalışmayın, buyurun gereğini yapın. Biz siyasetçiyiz" dedi.  

Kışanak’ın sözünü tekrar kesen mahkeme başkanı, Figen Yüksekdağ’a söz vermek istedi. 

‘BİZE İŞKENCE YAPMAYIN’

Kışanak, devam ederek, "SEGBİS’te yan yana oturuyoruz ama bilgisayar odasında yan yana oturtmuyorlar. Binlerce sayfa belgeyi tek tek okumam lazım. Bize işkence yapmayın" dedi.

YÜKSEKDAĞ: 'BEŞ YILDIR CEZAEVİNDEYİZ AMA TAHAMMÜL EDEMEDİĞİMİZ TEK BİR ŞEY VAR: HAKARET

HDP eski dönem Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ da avukatların taleplerine katıldığını belirterek, "Bu dava kumpas davasıdır. Her tutukluluk incelemesi kararında gerçeğin eşit bir şekilde tarif edilmesi anlamına geliyor. Beş yıldır cezaevindeyiz, belki daha da yatacağız ama tahammül edemediğimiz tek bir şey var; hakaret . Benim siyasi duruşuma hakaret edilmesine izin vermedim. Bundan sonra da izin vermeyeceğim. Bize sürekli ne zaman savunma yapacaksınız diyorlar. Biz savunma yapmadan kaçmıyoruz. Bizim kaçmakla işim olmaz. Bugüne kadar kaçmadığımız için bu mahkeme solanlarındayız. Bu gerekçelerin karşımıza çıkarılmamasını talep ediyoruz" dedi.

Mahkeme başkanı avukatlarının taleplerinin tüm siyasetçilerin beyanlarını dinledikten sonra değerlendireceğine karar verdi. Duruşma yarın 10.00'da kaldığı yerden devam edecek.

HDP'Lİ ERDOĞAN: YARGILAMAYA DOĞRUDAN MÜDAHALE EDİLİYOR

Kobanê Davasının 6’ncı duruşması sonrasında Sincan Cezaevi Kampüsü önünde dava avukatları  HDP milletvekilleri basın açıklaması yaptı. Dava avukatları adına açıklama yapan, Aydın Erdoğan, bugün görülen duruşmada iki temel konu üzerinde durduklarını belirtti. 

Aydın, "Birincisi teşkil edilmiş özel ve olağanüstü mahkemede yapılan yargılamanın hukuksuzluğu üzerinde durduk. Bu dava başladıktan bir süre sonra, mahkeme başkanı Bahtiyar Çolak’ın önce pandemi dolayısıyla hasta olduğu söylendi arkasından bir ameliyat geçirdiği ve geçici olarak görev yapamayacağı söylendi. En son geçen hafta içerisinde çıkarılan bir kararname ile görevden alındı. Bu sürmekte olan yargılamaya doğrudan bir müdahale olarak değerlendiriliyor bizim tarafımızdan" dedi. 

DURUŞMA PERİYODU

Üzerinde durdukları ikinci konuya dair ise Erdoğan şunları söyledi: 

"Bu periyotlarda, yani iki hafta duruşma yapıp bir hafta ara vererek, arkasından tekrar 2 hafta duruşma şeklindeki periyotta avukatların duruşmaları sürdürmesinin mümkün olmadığını, bu periyorların Türkiye’deki tüm mahkemelerde istisnasız avukatlar ile mahkeme heyetinin birlikte görüşüp uygun bir duruşma takviminin yürütmelerinin mümkün olabildiğini, yargı aşamasında avukatların durumunun mutlaka gözetilmesi gerektiğini ifade ettik. Yine müvekkillerin bu koşullarda, yani 3 bin 600 sayfa iddianamesi olan dava açıldığında 325 klasörden ibaret, gelen klasörlerle birlikte her duruşma arasında gelen evraklarla, birleşen dosyalarla sayısı hergün artan ve binin üzerinde klasöre çıkacak olan bu dosyanın müvekkillerimize yeteri inceleme süresi ve imkanı sağlanmadan duruşmaların sürdürülmesinin adil bir yargılamanın yapılması savunma hakkının kullanılmasının mümkün olmadığı açıklandı."

Mahkemenin yarın mazeret bildiren müvekkillerin beyanının ardından ara karar oluşturacağını aktaran Erdoğan, "Biz avukatlar bu koşullarda yargılama yapılamayacağını söylüyoruz. ‘Eğer böyle devam ederlerse, buyrun o zaman hiç avukat da olmadan sanıkların savunmaları da alınmadan mahkumiyet kararlarınızı verin. Derdiniz neyse ona erin. Sizden talimatlarla ne isteniyorsa buyrun yerine getirin’ dedik" ifadelerini kullandı.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar