Koronavirüs en çok gazeteleri etkiledi, ana akım medya geç önlem aldı

Koronavirüs en çok gazeteleri etkiledi, ana akım medya geç önlem aldı
Gazete tirajları yüzde 25'e kadar düştü, matbaa işçilerinin üçte biri işsiz kaldı. Evden çalışanların iş yükü arttı, mesai saatleri belirsizleşti.

ARTI GERÇEK- Koronavirüsü salgınıyla birlikte bir kısmı evden çalışmaya geçen, bir kısmı ise sahada haber takibi yapan ve matbaalarda üretime devam eden basın yayın çalışanlarının işçiler arasında, salgının en hızlı yayıldığı kesim olduğunu DİSK- AR raporuna yansımıştı.

DİSK'e bağlı Basın- İş Sendikası da yaptığı araştırmayla salgın döneminde gazetecilerin iş yükünün arttığını, en çok ihtiyaç duyulan bu dönemde habere ulaşma ve ulaştırmada zorluk yaşandığını ortya koydu. En çok etkilenen basılı gazetelerde ise hükümetten kağıt desteği talebi, ithal kağıda yapılan zamla karşılandı. matbaa işçilerinin üçte biri ise işten çıkarıldı. Holdingleşmiş medya, sermaye imkanlarına rağmen en az ve geç önlem alırken, sermaye gücü zayıf, bir yandan da iktidarın hedefi altındaki yayınlar ise çalışanlar için daha iyi önlemler aldığı görüldü.

Televizyon kanalı çalışanlarından edinilen bilgilerin yer aldığı rapora göre, salgına karşı en geç önlem alanlar arkalarında büyük sermaye desteği olan kuruluşlar oldu. Olanakları daha sınırlı olan televizyon kanalları ise evden çalışma, işyerinde dezenfektan ve maske dağıtımı gibi önlemleri daha erken aldı. Çalışmak zorunda kalanlar için yeni vardiya ve servis düzenlemesi yapıldı.

Test sonucu pozitif olan televizyon çalışanlarının çoğunun evde tedavi gördüğünü belirten raporda "Özellikle sahada çalışanlar yeteri kadar korunamadığı veya kanal binasına girerken gerekli önlemler alınmadığı için bazı televizyon kanallarında çalışan meslektaşlarımızda COVID-19 pozitif çıktı. Çin ve İran gibi ülkelere haber için gidenler dönüşlerinde kontrolden geçirilmediği için bulundukları binalarda COVID-19 vakaları daha fazla görüldü" denildi.

Basın İş aynı zamanda 116 kişiyle yaptığı anket sonucunu da açıkladı. Ankete katılanların yüzde 31.9'unu internet medyası çalışanları oluştururken, ikinci sırada televizyon kanalında çalışanlar, üçüncü sırada ise basılı bir yayında görev alanlar bulunuyor. Ankete katılanların yüzde 6’sı ise güvencesiz ve freelance olarak çalışıyor.  

Ankete katılanların % 6’si salgın sürecinde işsiz kalırken, her iki kişiden biri (% 50.9) salgın sürecinde tamamen evden çalışmaya geçtiğini belirtti.

Anket sonuçlarına göre,  basın yayın ve matbaa alanında, beş kişiden birinin her gün işe gittiği ortaya çıktı. Katılımcıların yüzde 16.6'sı da haftanın birkaç günü işe gitmeye devam edenler. Her gün sokaktan çalışanların oranı % 6.9, haftanın birkaç günü sokakta, geri kalan zamanda ise evde çalışanların oranı % 1.7.

İŞ YÜKÜ VE ÇALIŞMA SÜRESİ ARTTI

Ankete katılanların yüzde 12'sinin salgın sürecinde maaşı geç ödeniyor, %8.6’sı maaşını eksik alıyor, %6.9’u Kısa Çalışma Ödeneği alıyor, %3.4’üne ise hiç maaş ödemesi yapılmadı.

Çalışma şartlarına baktığımızda katılanların %31’i iş yükünün arttığını, %19’u çalışma süresinin uzadığını, %8.6’sı ise mobbing’e maruz kaldığını beyan etti.

MESLEK ÖRGÜTLERİ DESTEK VERMEDİ

Ankete katılanların yüzde 62'sinin sendika üyeliği varken, "Üyesi olduğunuz bir meslek cemiyeti/ ağı/derneği ya da sendika varsa bu süreçte destek aldınız mı" sorusuna cevap veren katılımcıların yüzde 85.3'ü destek almadığını belirtti. 

EVDEN ÇALIŞMA KALICI HALE GELEBİLİR

Basın yayın sektörünün evden çalışmaya daha çok uyum sağlayabildiği ifade edilen raporda, bazı kurumların evden çalışanları yıllık izinde gösterdiğini ve mesai saatlerinin belirsizleştiğini belirtti. Herhangi bir saatte iş yapılması için aranan gazeteciler aynı zamanda iş yükünün arttığını da belirtti. İşverenlerin ise yol, fatura, yemek gibi masrafların olmaması sebebiyle evden çalışma düzenini kalıcı hale getirip, düşük ücretle çalıştırma eğiliminde olduğu vurgulandı.

ONUR KIRICI ÖRNEKLER YAŞANDI

Sürece ilişkin onur kırıcı örneklerin yaşanıldığını bildiren raporda, en rahatsız edici örneğin CNN Türk binasının önüne konulan konteynırların olduğu ifade edildi. Konuya ilişkin şu değerlendirmede bulunuldu, "Dışarıda çalışan muhabir, kameraman ve ulaştırma görevlilerinın bu konteynırlarda çalışmaya zorlandı ve binaya girişleri engellendi. Haberin duyulmasının ardından söz konusu çalışanlar izne çıkartıldı ve işbaşı yaptırılmadı. Demirören Grubu’nda özellikle CNN Türk ve DHA’da çalışanlara sağlıksız koşullar dayatılmaya devam ediyor. İş akdi devam edenler ücretli izinlerini kullanmaya, izin süresi dolanlar ise işten çıkartma yasağı nedeniyle istifaya zorlandı. Ücretsiz izne çıkartılma tehdidi karşısında yedi gazeteci istifa etmek zorunda kaldı. Gruba bağlı farklı şirketlerde birçok kişi zorunlu izne çıkartıldı.

Benzer bir durum, bünyesinde birçok televizyon kanalının yanı sıra gazeteyi de barındıran Turkuvaz Grubu’nda yaşandı. Ankara’da Turkuvaz çalışanlarına 'Yıllık izindesiniz, evden çalışacaksınız, ancak çağırdığımızda ofise geleceksiniz' talimatı iletildi."

İLK ÖNLEM ALAN ARTI TV KENDİNİ KARANTİNAYA ALDI

Rapora göre, pandeminin ilan edilmesi ile birlikte ilk önlem alan kurumlar arasında yer alan ArtıTV'nin teknik ekibi kendini kanalda karantina altına alarak çalışmalarını sürdürdü. Sahada çalışan muhabir ve kameramanlar ise maske takarak, röportajlarda fiziki mesafeye dikkat ederek ve iş dönüşü ekipmanlarını dezenfekte ederek önlemlerini aldı.

TRAJ YÜZDE 25'E KADAR DÜŞTÜ

Rapor, koronavirüsün en çok gazetelerin etkilendiğinin altını çizdi. Toplam tirajlarda yüzde 25’e yakın düşüş yaşandı, reklam gelirleri azaldı. Basın-İş, salgın başında gazeteleri ve yayınevlerini korumak için hükümete kâğıtta KDV’yi kaldırma çağrısında bulunduğunu ancak AKP iktidarının bu çağrıya ithal kâğıda uygulanan vergiye zam yaparak yanıt verdiğini hatırlattı.

10 Nisan Cuma akşamı saat 22.00’de ilan edilen iki günlük sokağa çıkma yasağının gazeteleri son derece olumsuz etkilediğini vurgulayan raporda, bu durumun ekonomik olarak zorluklar yaşayan Birgün, Evrensel, Cumhuriyet gibi gazeteler için büyük bir darbe olduğu belirtilerek, "Cumartesi gününün gazeteleri basılmıştı, iktidarın son anda duyurduğu ve yurttaşların evde kalmak için önlem almaya fırsat bulamadığı sokağa çıkma yasağı nedeniyle yüzbinlerce basılmış gazete çöpe gitti." denildi.

YAYINA İLK ARA VEREN YENİ YAŞAM

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de gazete okurunun kâğıda dokunmaktan çekinmesi, tirajlardaki düşüşün en önemli nedenleri arasında yer aldı.  Buna ilk tepki veren Yeni Yaşam gazetesinin editörlerinden Zana Kaya bu süreci şöyle anlattı: "Koronavirüs salgını başladığında ilk olarak yaşı biraz ilerlemiş arkadaşlarımızı evde çalışmaya yönelttik. Gazeteleri çıkarmak kolektif bir çalışma gerektirdiğinden aynı mekânda çok sayıda kişinin çalışması risk oluşturuyordu. Ardından gazeteyi tümüyle evden çalışarak çıkarma konusunda bir tartışma yürüttük. Ancak bu kez de dağıtımcısından matbaacısına bayiye gazeteyi taşıyan emekçiye kadar bir dizi başka birimde çalışan insanların da risk altında olacağını düşündük. Bu nedenle yazılı baskıyı tümüyle durdurarak sadece internet üzerinden PDF yayımlama kararı aldık. Ayrıca internet sitemizi daha aktif hale getirdik. Tüm gazeteci arkadaşlarımızla birlikte evden PDF sayfalarını hazırlama, mizanpaj ve haber üretme konusunda görev dağılımı yaptık. Yeni Yaşam, Türkiye’de salgın nedeniyle yayınına ara veren ilk gazete oldu."

'HABERE ULAŞMADA VE ULAŞTIRMADA SORUN YAŞIYORUZ'

Satışının büyük bölümünü abonelerine yapan Türkiye’nin en eski ekonomi gazetesi Dünya Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ, salgının kendilerini çalışma ve gelir bakımından dört şekilde etkilediğini anlattı: "Bir; pandemi nedeniyle habercilik açısından önemli sıkıntılar yaşanıyor. Dünya açısından kritik öneme sahip şirket ve sektör haberlerinin adedinde ve çeşitliliğinde ciddi azalmalar var. Habercilik faaliyetlerimiz açısından önem verdiğimiz röportajlarda da yarı yarıya azalma oldu. İki; sosyal mesafe önlemleri için yazı işlerindeki arkadaşlarımızın yüzde 80’i evden çalışmaya başladı. Bütün teknik olanakları kullanmamıza rağmen çalışma verimliliğinde en az yüzde 25 düşüş var. Her gün çalışanlar ise ciddi biçimde yoruldu. Üç; Dünya’nın abone sistemine dayalı gelir modeli bu süreçte zorlanıyor. Okurların yüzde 85’i abonelerden oluşuyor. İşyerlerinin kapalı olduğu böyle bir ortam geleceğe yönelik endişelerimiz artıyor. Sokağa çıkma yasakları dağıtım zorlukları yaratmanın yanı sıra basılı gazete abonelerimize ulaşmamızı imkânsız kılarken, bayi satışlarını da neredeyse bitme noktasına getirdi."

Rapora göre, salgın sırasında evden çalışmaya en çabuk uyum sağlayanlar internet siteleri oldu. Bağımsız haber portalları ya da televizyon ve gazetelerin internet siteleri ile internet üzerinden görüntülü yayın yapan bağımsız medya organları evden çalışmanın en yaygın olduğu alan.

Gazete Duvar’ın Genel Yayın Yönetmeni Ali Topuz, DİSK Basın-İş’in sorularını yanıtladı. Topuz, "Evden çalışmaya ilk geçen sitelerden biriyiz. İlk başlarda bir iki nöbetçi bırakıyorduk. Uzun süredir tamamen evden çalışmaya geçtik" dedi.
'Yayınevleri en çok etkilenen sektörlerden oldu'

MATBAALAR İŞÇİ ÇIKARIYOR

Bu süreçte ağır darbe yiyen sektörlerden biri de yayınevleri ve yayınevi çalışanları oldu. Okura doğrudan satış yapan kitapevlerinin çoğu kapandı. Dağıtım ve depolama gibi alanlarda çalışanlar dönüşümlü olarak işlerine devam etti. Yayınevlerinin diğer çalışanları ise tamamen evden çalışma sistemine geçti. 

Uzun bir süredir sürekli kriz hali ve döviz kurlarındaki dalgalanma, bütün sektörlerde olduğu gibi matbaacılık sektöründe de girdilerde olağanüstü fiyat yükselmesine, iş çeşitliliğinin ve yoğunluğunun azalmasına yol açmıştı. Rapor, zaten işsizlikle boğuşan matbaa sektörünün, bu süreçte en çok işçi çıkarılan veya en çok kısa çalışma ve işsizlik ödeneğine başvurulan işletmelerin başında geldiğini açıkladı.

DÖRT MATBAA ÇALIŞANI YAŞAMINI YİTİRDİ

Raporda matbaa sektörüne ilişkin şu değerlendirmeler yapıldı: "İktidarın salgına karşı açıkladığı önlemlerden biri olan kısa çalışma ödeneğinin nasıl ve ne şekilde ödeneceği netleşmemişken, işverenlere sağlanan çalışanları ücretsiz izne çıkarma olanağı, matbaa çalışanlarının üçte birinin işsiz kalmasına yol açtı. Örneğin İstanbul Sefaköy’de 150 işçi çalıştırılan bir matbaadan 50 işçi ücretsiz izne çıkarıldı. İktidarın "çarkların dönmesi" şiarıyla yürüttüğü politika nedeniyle zorunlu çalışma alanının dışında bulunan birçok matbaada ise üretim sağlıksız koşullarda sürüyor. Salgın öncesinde bile maruz kalınan kimyasallar, yeterli havalandırmanın olmaması gibi nedenlerle birçok sağlık sorunu yaşayan matbaa işçileri, sadece maske verilerek salgından 'korunuyor'. Bu süreçte çalışmaya zorlanan ve aralarında üyelerimizin de bulunduğu matbaa çalışanlarının kayıpları da oldu. En az dört matbaa çalışanı yaşamını yitirdi. Yaşamını yitirenler arasında bir matbaa sahibi de var. Çok sayıda matbaa işçisine COVID-19 teşhisi konuldu. Bu rapor hazırlandığında ulaşabildiğimiz matbaa çalışanlarından biri yoğun bakımdaydı. İktidarın insan hayatını gözetmekten çok ekonomik krizi öteleme telaşı, matbaa işçilerinin ve ailelerinin de salgının ortasında savunmasız bırakılmasına yol açtı."

Öne Çıkanlar