Küba Devrimi Lideri Fidel Castro'nun ölümü

Küba Devrimi Lideri Fidel Castro'nun ölümü
Sosyalist devrim, günümüzde bile sömürgeciliğe, emperyalizme ve faşizme karşı devrim mücadelesi veren; milyonlarca insanı yüreklendirmeye devam ediyor.

Ali ARAYICI *


Küba'nın evsane lideri Fidel Castro, 25 Kasım 2016 tarihinde, başkent Havana'da 90 yaşında yaşamını yitirdi. 13 Haziran 1926'da, Colonia Biran kentinde doğan, kötü bir çocukluk dönemi geçiren, melez bir kadının ve toprak sahibi bir babanın oğlu olan F. Castro; 17 yaşına kadar babası tarafından resmen tanınmadı. 1945'te, Havana Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi.

F. Castro, Küba Sosyalist Devrimi'nin tartışmasız lideri ve en önemli figürlerinden biri oldu. Bu devrim, burjuva sınıfını temsilen emperyalist/kapitalist dünyada bir sömürü sistemi olmasından hareketle, emperyalizmin dünya çapında kesin yenilmesini önüne koyan; gerilla ve devrimci savaşı tüm dünyaya yayma çağrısı yapan enternasyonalizm ruhunun yeniden canlandırmasını sağladı.

Sosyalist devrim, günümüzde bile sömürgeciliğe, emperyalizme ve faşizme karşı devrim mücadelesi veren; milyonlarca insanı yüreklendirmeye devam ediyor. Nitekim, son 30 yıl içinde Nikaragua, Venezuela, Bolivya, Ekvator, Brezilya başta olmak üzere, dünyanın pekçok ülkesinde gelişen, devrim mücadeleleri ve iktidar değişiklikleri buna birer örnek olarak verilebilir.

GERİLLA SAVAŞININ ÖNDERİ

Güney Amerika'da faşist diktatörlüklere karşı, silahlı mücadeleyi temel alan F. Castro, "Bir devrimden daha önemli bir şey yoktur. İnsanlığın diyalektik gerçeği budur. Emperyalizme karşı sadece sosyalizm durmaktadır. Devrim için savaşmayana komünist denmez" diyerek, yoldaşlarıyla birlikte devrimci mücadeleye karar verdi. Kolombiya'da yönetime karşı, halkla birlikte savaştı. Dominik Cumhuriyeti'nde, yönetime karşı halkın ayaklanma girişimine katıldı.

Küba'da, faşist diktatör Fulgencio Batista'nın 1952'deki darbesinin ardından, F. Castro halk cephesinde yerini aldığı için hapse atıldı. 2 yıl sonra, afla serbest bırakıldı. 1953'te ulusal bir ayaklanma başlatmak için; F. Batista'nın Moncada'daki kışlasına bir saldırı düzenledi. Bu eylemde, başarılı olamadı. F. Castro, 1955'te Küba'dan ayrılarak ABD'ye gitti. 1956'da, Küba'ya dönmek için, Meksika'da sürgün yaşamına başladı. Bu durum, gerilla savaşına başlamasına vesile oldu.

Kardeşi Raul Castro aracılığıyla, 8 Temmuz 1955'te Meksika'da, gerilla lideri Che Guevara'yla tanıştı. Bu sürede, 26 Temmuz Hareketi adıyla bir örgüt kurdu. Aralık 1956'da, ABD'nin desteklediği askeri diktatörlüğü devirmek için, İspanya İç Savaşı'na katılan Küba'lı devrimci Alberto Bayo'nun liderliğinde; gerilla savaşı eğitimi gören örgüt üyeleri, 2 Aralık 1956'da Granma yatıyla Küba'ya yasadışı geri dönerek Oriente'de karaya çıktı.

F. Castro, Che Guevara, R. Castro, Camilo Cienfuegos'unda içinde bulunduğu 12 arkadaşıyla birlikte; Oriente'nin güneybatısındaki Maestra Dağı'na çekildi. 2 yıl boyunca, bu dağlarda F. Batista'nın kuvvetlerine karşı; gerilla savaşını yürüttü. Siyasi desteğini yitiren ve askerî yenilgiye uğrayan faşist diktatör F. Batista, 31 Aralık 1958'de Küba'yı terk etmek zorunda kaldı.

SOSYALİST CUMHURİYETİN KURUCUSU

F. Castro ve yoldaşları, 1 Ocak 1959'da, zaferlerini resmi olarak ilân etti. Bu zaferi, ulusal kahraman Jose Marti'nin Anıt-Kabiri'ninde bulunduğu, Havana'nın ünlü Devrim Meydanı'nda; büyük kalabalıkla birlikte büyük bir çoşku ve heyacanla kutladı. Kısa bir süre sonra, hükümet devrimci sosyalizm üzerine kuruldu. Yönetime KKP'de (Küba Komünist Partisi) katıldı.

Gerilla liderlerinden Manuel Urrutia Leo Devlet Başkanlığı'na, F. Castro'da Başbakanlığa getirildi. F. Castro ve yoldaşları, 17 Nisan 1961'de girişilen Domuzlar Körfezi çıkarması sonrası Havana Bildirisi'yle; ilk kez Küba'nın Sosyalist Bir Cumhuriyet olduğunu dünyaya duyurdu. F. Castro, ABD'li büyük şirketlerin kamulaştırılmasını ilan etti. Serbest ticareti yasakladı. Bu durum, ABD emperyalizmin, Küba'ya karşı  ambargosunu ve ablukasını beraberinde getirdi.

Küba'da sosyalist rejim karşıtı ve F. Batista yanlıları arasında, ABD'ne göç patlak verdi. İki ülke arasında, Domuzlar Körfezi ve Küba Füze Krizi'ndeki, başarısız inişte gerginlikle sonuçlanan bir durum sergilendi. ABD'nin abluka politikasının etkisiyle Küba'da yoksulluk ve kıtlık devam ediyordu. Bu nedenle, SSCB'den yardım almak, yaygın kıtlığın önlenmesinde paha biçilmezdi.

F. Castro, 1959'dan 1976'ya kadar Danıştay Başkanlığı'na seçilmeden önce, Başbakanlık görevini üstlendi. KKP'nin 1965-2011 yıllarında 1. Sekreteri oldu. Dünyada "Lider Maximo" olarak bilinen F. Castro, 2000'li yılların başlarında sağlık sorunu yaşamaya başlayarak görevini yapamaz bir duruma geldi. Siyasi yaşamı boyunca, tam 11 ABD Başkanı gören ve asla boyun eğmeyen F. Castro, Şubat 2008'de, sağlık sorunu nedeniyle, Küba Devlet Başkanlığı görevinden istifa etti.

EZİLEN HALKLARIN DOSTU

Küba'nın yeni Devlet Başkanlığı görevini üstlenen R. Castro, ağabeyi görevden ayrıldıktan sonra; "Yoldaş Fidel'in düşünceleri adıyla" yazdığı yazılarda; gündemdeki önemli olaylara açıklık getirdi. F. Castro, ilk yıllarda düzenli olarak kardeşinin uyguladığı siyasete müdahale etti. Ancak, daha sonraları sağlığının giderek bozulmasıyla birlikte, siyasi müdahaleleri azaldı. Sağlığı kötüleşen F. Castro, 25 Kasım 2016'de, Havana'da 90 yaşında yaşamını yitirdi

R. Castro, ağabeyinin yaşamını yitirdiği haberini, Küba Devlet Televizyonu'nda açıkladı. F. Castro'nun ölümünü şu anlamlı ve duygulu sözlerle duyurdu: "Sosyalist Küba’nın kurucu önderi, dünya ezilen halklarının dostu Fidel Castro, 90 yıllık, devrimci mücadeleyle dolu hayatı ve fikirleriyle, ölümsüz bir devrimci miras bırakarak 25 Kasım günü yaşama veda etti".

R. Castro, Küba Devrimi'nin sloganı olan "Her zaman zafere doğru" diyerek ağabeyi F. Castro'nun naaşının, kendi isteği üzerine yakılacağını ve naaşın krematoryuma gönderileceğini belirtti. Küba Hükümeti'nin direktifiyle 7'den 70'e Küba halkı, efsane liderleri F. Castro’yu Havana’daki Devrim Meydanı'nda bulunan ulusal kurtuluş kahramanı J. Marti anıtı önünde; 28-29 Kasım 2016 tarihleri arasında selamlayarak sevgi ve saygılarını sundular.

Havana’daki Devrim Meydanı'nda, 29 Kasım günü saat 19.00’da, 100 binlerce insanın katıldığı kitlesel bir miting düzenlendi. Bir gün sonra da, F. Castro’nun yakılan külleri, 1959'da kazandığı zaferin izini takip etti. 4 Aralık’ta, Küba’nın 19. yüzyıldaki ulusal bağımsızlık kahramanı J. Marti, ünlü asker, siyasetçi, gerilla önderlerin ve ölümsüz kahramanların gömülü olduğu; Santiago de Cuba'daki Santa Ifigenia mezarlığında askeri bir törenle toprağa verildi.

KİMLER NE SÖYLEDİ?

F. Castro'nun ölümü nedeniyle, dünyanın pekçok ülkesinde, çeşitli devlet başkanları taziye mesajları yayınladı. Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro, F. Castro'nun ölümü üzerine şu mesajı yayınladı: "Dünyadaki tüm devrimciler, mirasına ve bağımsızlık, sosyalizm, insan vatanı bayrağına devam etmeliyiz". Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Kanada halkının F. Castro'nun ölümü ve "olağanüstü liderin kaybı" sonrasında "yaslı Küba halkının acısını paylaştığını" söyledi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'de, F. Castro hakkında yayınladığı mesajda "Bu seçkin devlet adamı, haklı olarak modern dünya tarihinde bir dönemin sembolü olarak görülüyor" dedi. SSCB döneminin son Devlet Başkanı Mikhail Gorbaçov ise, şunları söyledi, "Fidel, en sert Amerikan ablukası sırasında, ülkesinde anıtsal baskı olduğunda ve ülkesini bağımsız kalkınma yolunda yönetebildiği için direndi ve güçlendirdi".

Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Xi Jinping, F. Castro'nun ölümüyle ilgili olarak "Çin halkı iyi ve samimi bir yoldaşını kaybetti" dedi. Hindistan Başbakanı Narendra Modi, F. Castro için, "20. yüzyılın en ironik kişiliklerinden biri" olduğunu söyledi. İran Dışişleri Bakanı Mohammad Javad Zarif ise, F. Castro'nun "sömürgecilik ve sömürüye karşı savaşan eşsiz bir kişilik", "ezilen ulusların bağımsızlığı mücadelelerinin bir modeli" olduğunu ileri sürdü.

Dönemin AB başkanı Slovak Başbakanı Robert Fico'nun, F. Castro hakkında "Küba kimseyi tehdit etmedi. Sadece kendi hayatını yaşamak istiyor. Birçoğu yanlış bir şekilde nefret etti ve nefret etmeye devam ediyor" dedi. ABD'nin eski Devlet Başkanı Barack Obama mesajında, "Tarih, Fidel Castro'nun muazzam etkisini yargılayacak" dedi. Bu mesajlardan en utanç vericisi ise, ABD'nin bugünkü Devlet Başkanı Donald Trump'un mesajıdır: "Fidel Castro öldü!".


* Prof. Dr. / Paris

Öne Çıkanlar