Kurtulamadığınız kilolardan sorumlu 9 Hormon

Kurtulamadığınız kilolardan sorumlu 9 Hormon
Sürekli diyet yapıyor ama bir türlü sonuç alamıyorsanız belki de hormonlarınızla uyumlu beslenmiyorsunuz.

YAŞAM- Her zaman bir diyet yapıyor ancak kilolardan kurtulanılamıyor sakın endişelenmeyin, henüz herşey bitmiş değil. Hormonların kilomuzun üzerindeki etkisini biliyor muydunuz? Her bir hormonun vücudumuzda bir fonksiyonu var. Hormonal dengemizle yemek yeme alışkanlıklarımız birbirini dengelemediğinde, sonuç ekstra kilolar ve başarısız diyetler oluyor. Bunu engellemek için bu hormonların ne olduğunu ve nasıl yemeklerle dengelenmesi gerektiğini bilmek kilo vermenizde de yardımcı olacaktır:

İNSÜLİN: Kan şekerimizi düzenleyen en ünlü hormon insülindir. Pankreasımızın beta hücreleri tarafından üretilir ve enerji üretimi için şekeri emerken hücrelerinizi destekler. 
İnsülin üretimini düzenlemek için şeker tüketiminizi azaltmanız yeterlidir. Örneğin sabahları şekerli gıda tüketmek hızlı enerji verir, ama aynı zamanda insülin seviyesi yükseltir. Bu da günün geri kalanında daha çok tatlı yeme isteğine yol açar.

LEPTİN: Leptin "tokluk hormonu" vücudunuzdaki yağ dokusu hücreleri tarafından üretilir. Hipotalamusla, yani beyninizin açlığı düzenleyen kısmı ile iletişim kurar. Vücudunuz leptine dirençliyse, otomatik olarak daha fazla iştahınızı açar ve daha fazla yemek yeme eğilimine girmenize neden olur. Bu engellenemeyen açlık dolayısıyla obeziteye yol açabilir. Bunun sebepleri, sürekli yüksek bir insülin seviyesi ve iltihaplı hipotalamus olabilir. Leptin direncinden kaçınmak için şekerli içeceklerden ve yağlı balıklardan uzak durmalı ve düzenli olarak egzersiz yapmalısınız.

GHRELİN: Ghrelin midenin alt bölgesindeki bezlerin ve pankreastaki epsilon hücreleri tarafından oluşturulan 28 aminoasitlik bir açlık uyarıcı peptid ve hormondur. Ghrelin seviyeleri yemeklerden önce yükselir, sonra düşer. Yağ dokusundan salınan ve yeterli miktarda olduğunda doygunluk hissini oluşturan leptin hormonunun karşıtı olarak kabul edilir. Ghrelin aynı zamanda hipotalamus ile temas halindedir, ona yemek için sinyal gönderir buna "açlık hormonu" da denir ve hipofizden büyüme hormonu salınımını güçlü biçimde uyarır. Vücudunuzda grelin düzeyi azalırsa, yemek için dürtü kaybolur. Ghrelin hormonunu kontrol altına almak için protein ve yeterli miktarda lifli besin tüketmek gerekiyor.

KORTİZOL: Adrenal bezler, "stres hormonu" olarak da adlandırdığımız bu hormonu üretir. Kortizol, stres kaynaklı gıda saldırılarından sorumludur. Küçük düzenli atıştırmaları unutmayın ve ani acıkma ataklarını önlemek için stres seviyesini düşük tutun.

ÖSTROJEN: Kadın üreme hormonu yumurtalıklar tarafından üretilir. Hem aşırı hem de çok düşük bir hormon üretimi kilo almaya neden olabilir. Lif oranı yğksek yiyecekler östrojen düzeylerini dengede tutmaya yardımcı olur.

NEUROPEPTİDE Y: Bu hormon iştahı düzenlemek için beynimizde üretilmektedir. Açlık ve diyet sırasında üretim çok yüksektir. Bu hormonu düzenlemek için yeterli protein almak ve çok uzun süre aç kalmamak gerekiyor.

GLÜKAGON-BENZERİ PEPTİTLER-1 (GLP-1): Gıdalar bağırsağa ulaşınca, glukagon benzeri peptit-1, GLP-1 hormonu safradan salınır. Kan glikoz seviyemizi dengede tutmaya yardımcı olur ve aynı zamanda tam doyumdan sorumludur. Vücudunuzda çok az miktarda GLP-1 üretilirse sıklıkla acıkırsınız. Balık, yoğurt ve süt ürünleri gibi protein içeriği yüksek gıdaların GLP-1 üretimini teşvik ettiği gözlemlenmiştir.

KOLESİSTOKİNİN (CCK): Safra kesesi, hormon üretiminde çok kullanılan bir organdır. Kolesistokinin de burada üretilir ve sağlıklı doymuşluk hissi verir. CCK eksikliğinden muzdarip olan kimseler çoğunlukla çok protein ve sağlıklı bitkisel yağlar tüketmelidirler.

PEPTİD YY (PYY): İştahımızı düzenleyen bir başka safra hormonu. Bağırsak ve kolondaki hücrelerden salınır. Çok miktarda protein ve lif içeren düşük karbonhidrat diyeti sayesinde PYY seviyenizi artırabilirsiniz.

Metabolizmayı, iştahı ve kan şekerini etkileyen bu hormonlarla ilgili artık genel bir bilginiz oldu. Diyetleriniz başarısız olursa, birçok farklı nedeni olabilir. Sağlıklı yemek, herkes için aynı anlama gelmez. Beslenme danışmanlığı altında tıbbi bir muayene, vücudunuzun gerçekten neye ihtiyaç duyduğunu öğrenmek için harikalar yaratabilir. 

Öne Çıkanlar