Madımak davası avukatı Sarıhan'dan tahliye tepkisi: Kararı kaygıyla karşılıyoruz

Madımak davası avukatı Sarıhan'dan tahliye tepkisi: Kararı kaygıyla karşılıyoruz
'İnsanlığa karşı suç faili olan sanık hakkındaki bu kararı kaygıyla karşılıyoruz.'

Sivas’ta 2 Temmuz 1993 tarihinde Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin düzenlediği anma töreninde Madımak Oteli’ne yapılan saldırıda yazar, şair, sanatçı ve birçok aydının bulunduğu 35 kişinin yakılarak katledilmesinin faillerinden Ahmet Turan Kılıç’ın AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kararıyla serbest bırakılmasına tepkiler sürüyor.

Uzun yıllarda davanın avukatlığını yapan CHP eski milletvekili Şenal Sarıhan, Mezopotamya Ajansı'ndan Barış Ceyhan'a yaptığı değerlendirmede af talebinin bir hak olduğunu, bu konu da ağır ve hasta tutukluların durumlarının öncelenmesi gerektiğini ifade etti. 

Kılıç’ın tutuklandığı 1993 yılından bu yana çeşitli gerekçelerle cezasının indirilmeye çalışıldığını vurgulayan Sarıhan, özellikle son bir ay içinde affedilmesi yolunda hükümete yakın medya kurumlarının öncülüğünde yürütülen bir kampanya olduğunu söyledi. Sarıhan, "Basında oğluna atfen yer alan açıklamalarda, hükümlünün 86 yaşında, hasta olduğu, esasen de kendisine verilen cezanın adli hata olduğu iddia edildi. Hastalığına ilişkin olarak adli tıp raporundan söz edildi. Bu tartışmalar gündeme geldiğinde biz şu açıklamaları yaptık: İnfaz hukuku, hükümlü ve tutukluların yaşam haklarını ve insanlık onurlarını korumayı temel ilke olarak belirler. Sağlık sorunları nedeniyle adli tıp raporu ile kesinleşmiş yaşamsal tehlike içinde olan hükümlüler yönünden af talebi bir haktır. Ancak, bu hakkın ayırımsız, aynı durumda olan tüm tutuklu ve hükümlüler yönünden eşit bir biçimde uygulanması gerekir" diye belirtti. 

‘HASTA İDDİALARI GERÇEK DIŞIDIR’

Kılıç hakkında bahsedilen sağlık gerekçelerinin gerçek dışı iddialardan ibaret olduğunu sözlerine ekleyen Sarıhan, "Sanık hakkında 7 emniyet görevlisinin tanıklığı, video ve bant kayıtları bulunmaktadır. Hastalığının yaşamsal tehlike oluşturduğu bilgisinin doğru olup olmadığı konusunda bu raporun içeriği hakkında bilgimiz olmadığından bir değerlendirme yapma olanağımız yoktur. Basında yer alan bilgiye ilişkin olarak ‘hasta’ olduğu saptaması af için gerekçe olamaz" dedi.  

‘KARARI KAYGIYLA KARŞILIYORUZ’

"27 yıldan beri devam etmekte olan bu davada iktidarların davaya yaklaşımı ne yazık ki hep yanlı bir çizgi izledi. Pek çok sanık ve hükümlü yurtdışına çıktı ve iadeleri sağlanmadı" hatırlatmasında bulunan Sarıhan, şunları söyledi: "Cezaevlerinde bulunan sanıkların özel korundukları savı sıkça basında yer aldı. Sanık avukatları, televizyon programlarında adeta yakılanları suçlu gösteren açıklamalar yaptı. Dava halen kimi sanıklar yönünden devam ediyor. Kamuoyunun özenle izlediği ve vahameti nedeni ile çok can yakıcı olan bu olayla ilgili af kararının, yasa önünde eşitlik ve hükümlünün nedamet getirme durumu yönünden değerlendirilmesi gerekirdi. Biz bu sanığın nedametine ilişkin 27 yıldır tek bir açıklama bilmiyoruz. İnsan Hakları Derneği’nin ve Adalet Bakanlığı’nın kayıtlarına göre yüzlerce ağır hasta hükümlünün salınma beklediği ve muhataplarının bu talepleri öncelemediği bir süreçte, insanlığa karşı suç faili olan sanık hakkındaki bu kararı kaygıyla karşılıyoruz." 

‘TÜMÜNÜN SERBEST BIRAKILMASI GEREKİYOR’

İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu üyesi Mehmet Acettin ise bu kararın vicdan muhakemesi yapıldığında bir adaletsizliğin olduğunu herkesin rahatlıkla görebileceğine vurgu yaptı. Acettin, "Biz her zaman şunu söylüyoruz; cezaevlerinde çok fazla ağır hasta tutuklu var. Bu hasta tutukluların tümünün serbest bırakılması gerekiyor. Hukukun üstünlüğünü savunuyor, her hafta bunun için eylemler yapıyoruz. Bakıma ihtiyacı olan onlarca hasta tutuklu var. Avukat arkadaşlar görüşe gittiklerinde çoğu tutuklu görüşe bile çıkamıyorlar. Alınan bu kararın gerçekten ihtiyacı olan hasta tutuklulara da uygulanması gerekiyor" dedi. 
 

Öne Çıkanlar