Madımak suçlusu da olsa 86 yaşında tahliye edilmeliydi…

Ben bu insanın tahliye edilmesine sevinmiyorum ama bu fırsatı kızarak değerlendirmek yerine devlete bir alternatif sunmamız gerektiğine inanıyorum.

Sanırım nefret ile kin duymak arasında ince bir çizgi var ve ben tam o çizgide duruyorum. Yada tahmininizden fazla insandan nefret ediyorum ama onlara kin gütmüyorum, yanılıyor olabilirim ama kin duyduğum zaman kendi inisiyatifime hakim olamayacağım endişesi duyuyor olabilirim gibi geliyor.

Pratikle anlatmak daha kolay belki de, İlhan Selçuk "İşkencecilerimi affediyorum" diye bir yazı yazdığında çok kızmıştım, ben affedemem ama kin duyarak bigün karşılaştığımda da bana yada arkadaşlarıma yaptığının aynısını yada beterini ona yapamam. Belki de demokrasiye insanların eşitlik içerisinde kavuşmaları gerektiğine inandığımdan dolayıdır. O yüzden de demokrasinin çok geniş bir kavram olmadığını söylerim hep.

Uzun zamandır yazmak yada belki de sizlerle dertleşmek istediğim bir konuydu bu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Madımak katliamı sanıklarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çaptırılan 86 yaşındaki Ahmet Turan Kılıç’ın cezasını sağlık nedenleriyle kaldırtmış. Erdoğan’ın bu tavrına kızanların çoğunlukta olacağından adım gibi eminim, o kişiler bana da kızacaklar, belki de benim gibi radikal birisinin nasıl böyle düşündüğünü anlamayacaklar.

Ben belli bir yaşın üstündeki insanların hasta olmasalar bile hapishanede kalmalarına karşıyım, zaten o yaşta insanların da hasta olmamaları olanaksız. O yaş sınırını doktorlarla hukukçular belirlemeli ama bir sınırı olmalı. Hatta öyle bir düzenleme yapılmalı ki, belki de kimi suçlar (Buna tahliye edilen Ahmet Turan Kılıç da dahil) hapishaneden alınıp hastahaneye sevk edilmeli.

75 yaşında bir kadın tutuklanmıştı ve hep beraber tepki göstermiştik. Cumhuriyet Gazetesi’ndeki ilk saçma tutuklanmaları anımsayın, 75 yaş grubundaki gazeteci arkadaşlarımız tutuklanmadığında teselli bularak sevinmiştik. Aynı konu sevgili Ahmet Türk için de yaşanmıştı.

Bu yazdıklarımın haksız tutuklanma olduklarını yada farklı suçlar olduğunu ve hatta suç bile olmadığını söyleyebilirsiniz ama sonuçta tutuklanıyorlar ve biz onları savunurken yaşlarını ileri sürüyoruz. İlhan Selçuk yada Türkan Saylan için tepkilerimizi anımsayın, televizyonlardaki konuşmaları, haklı bir şekilde ilk olarak yaşlarını ve sağlık durumlarını konuşmadık mı?

İnsan Hakları Derneği raporlarına göre, cezaevlerinde 402’si ağır durumda en az bin 154 mahkûm bulunuyor ve hepsinin tahliye edilmesi gerekiyor. 800’e yakın çocuk cezaevlerinde ve orada büyüyorlar. 70 yaş üzeri tutuklu ve hükümlü sayısı 2 binin üzerinde.

Biz bu insanların tahliyelerini istiyor muyuz, evet istiyoruz. Tahliye isterken ayrım yapma hakkımız var mı, bence yok ve olmamalı, bunu bütün partiler ve sivil toplum örgütleri tartışmalı, masaya yatırılmalı.

Cezaevindeki bebeklerle ilgili tv programı yaptığımda Almanya’daki uygulamayı öğrenince çok şaşırmıştım. İlk olarak sanık bebek sahibiyse kolay kolay tutuklanmıyor, tutuklanırsa da ev tipi odalar yapmışlar ve çocuklar tam olarak cezaevi havasını yaşamıyorlar. Odalarda önce bebeler düşünülmüş ve oyuncaklarına kadar var. Aylar önce anne kucağında 1,5 aylık bir bebenin hapse girerken fotoğrafını koymuştum sosyal medyaya. Nasıl tepki geldi anlatamam, o bebenin annesinin ve babasının ne kadar suçlu olduklarını biliyor muymuşum da, şöyle beterlermiş, böyle beterlermiş, nasıl utanmıştım kendimden ve savunduklarımdan, insan hem kendine demokrat deyip, hem de bebeği nasıl yargılar demiştim kendime. Sonra çok şaşırmadım, ilk "Komünist" suçlamasıyla karşılaştığımızda 8-9 yaşında olduğumu anımsadım.

Ben bu insanın tahliye edilmesine sevinmiyorum ama bu fırsatı kızarak değerlendirmek yerine her anlamda partiler ve sivil toplum örgütleri olarak hükümete, cumhurbaşkanına, devlete bir alternatif sunmamız gerektiğine inanıyorum, demokratlar demokrasiyi zorlamalı, biz bağırıp çağırıyoruz, alternatif olunmuyor oysa bu şekilde, çünkü bağırıp çağırma 2 günde, bilemedin 5 günde bitiyor. Hatta öyle bişey yapılmalı ki, ömür boyu hapis olmamalı diye düşünüyorum. Ve kimi suçlarda tahliye yerine hastahane çözüm olmalı.

Bir de tabi son olarak olaya şöyle bakıyorum, defalarca Madımak katliamını başlatanın Doğu Perinçek olduğunu yazdım. O yüzden bugünkü iktidara baktığımda o katili Erdoğan mı affetti, yoksa Perinçek mi, işte burada çok emin değilim. Yetkinin Erdoğan’da olması bişey değiştirmiyor bana göre, o kanlı günde olayı önlemeyen askeri unutmayın bence ve Perinçek’in hangi suçtan yattığını.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet Nesin Arşivi