Medipol’deki istismarcının avukatları: Aile iftira attı, çocuk hayal kurdu

Medipol’deki istismarcının avukatları: Aile iftira attı, çocuk hayal kurdu
Sanık avukatları ailenin çocuklarını istismara karşı bilgilendirmesini aleyhlerinde kullanmaya kalkışmış.

İsa Uğur ERDOĞAN


ARTI GERÇEK- HDP İstanbul Milletvekili Dilşat Canbaz Kaya, Sağlık Bakanı Faruk Koca’nın kurucusu olduğu hastanede röntgen teknisyeni tarafından cinsel istismara uğradığında 6 yaşında olan H.Y.’nin babası V.Y. ile görüştü. Kaya geçtiğimiz günlerde konu ile ilgili Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün yanıtlaması istemiyle soru önergesi vermiş. 'H.Y.’nin üçüncü kez ifadesi neden alınıyor' sorusunu sormuştu. 

H.Y. iki yıl önce 31 Temmuz 2018’de İstanbul Medipol Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Esenler Hastanesi’ne ailesi ile birlikte kulak-burun-boğaz polikliğine boğazındaki iltihap şikayetiyle gelen altı yaşındaki H.Y.’nin muayene eden doktor çocuğun röntgen filminin çekilmesini istemiş, tekniker Ahmet C.Ö.,H.Y.'ye cinsel istismarda bulunmuştu. 

İnsan Hakları Derneğin’de ki görüşmede baba V.Y. çocuğu için adalet talebini yineledi. Adalete inancının kalmadığını belirten baba, sanığın beraat ettirilmek istenildiğini ve mahkeme heyetinin çocuk için sunulan her türlü talebi reddettiğini belirtti. Ailenin çocuklarını istismara karşı uyarmasını sanık Ahmet C.Ö.’nün avukatları aleyhe kullanmaya çalışmış.

Öte yandan 24 Ocak'ta Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 11. duruşmada mahkeme heyeti Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği ve İstanbul Barosu Çocuk Hakları Bürosu Gözlemcisi'nin davaya müdahil olmasını kabul etti. Ancak istismar esnasında röntgen odasının kapısını kilitleyen Ahmet C.Ö.' nün 'hürriyetten yoksun bırakma' suçlamasıyla da yargılanması talebini reddetti. Mahkeme H.Y.'nin ATK'de üçüncü defa ifade vermesinin iptali dilekçesine de olumsuz yanıt verdi.

‘HAKİM HER TALEBİMİZİ REDDEDİYOR’

V.Y., "Bizim burada yapacağımız artık hiç bir şey kalmadı. Beraate götürülmeye çalışılıyor. Kaç mahkemedir bunu seziyorum. İnsanın sezmemesi için aptal olması gerekiyor. Her talebe red kararı veriyor hakim. Geçtiğimiz duruşmada savcılık tekrar tutuklanmasını talep etti, reddedildi. Eşim  çocuğun tekrar dinlenilmemesini talep ediyor, reddediliyor. Pedegogun çocuğun ifadesi esnasında yanında bulunması talebi reddediliyor. Konuşmayı kamera kaydına alınmasını istiyoruz, ona red veriliyor. ATK ifadesinde veya zeka testinde çocuk düzgün bir ifadede verse, karşısındaki insanlar kendilerince rapor düzenleyebilecekler. Çünkü içeriye kimseyi almıyorlar."

"Şu anda beraat ettirmek için bahane arıyorlar. Benim çocuğumu bir buçuk sene sonra ifadeye çağırıyorlar. Benim tek derdim şu an evladım. Adliyede fenalaştım. Bir şey yapamamanın acısıyla fenalaştım. İçime ata ata by-pas derecesine geldim" dedi.

İstismar yaşandığında bunu Medipol Hastanesi’nde çalışan sadece bir kişinin fiili olarak değerlendirdiklerini ifade eden baba V.Y. sonrası ile durumun değiştiğini gördüklerini vurguladı. V.Y., "Aklı- selim olarak düşünerek, ‘Olayı bütün hastaneye mal edemeyiz’ şeklinde düşündük. Biz dedik ki, hastane bizim yanımızda olsun. Bu şahıs en ağır şekilde ceza alacaksa, alsın başka bir şey istemiyoruz. Bizim yanımıza geldiler. İlk önce dediler, ‘ Çocuğunuzu bize verin. Biz tedavi ettirelim’. Çocuğumun, hastanede olan bir olaydan sonra bir daha hastane ortamında bulunmasını kabul etmedim."

BABAYA ‘GAZETECİLERLE GÖRÜŞTÜN’ SORUSU

Yeniçağ gazetesinden Murat Ağırel’in yaşananlara dair yazdığı köşe yazısının sonrasında kaldırttırıldığını ifade eden V.Y., yazının ardından Medipol Hastanesi yetkililerinin kendisini suçladıklarını belirtti. V.Y. söz konusu yazıya dair, "O köşe yazısına taşımak istedi. Ne oluyorsa anında haberleri oluyor, yazıyı kaldırtıyorlar. Ertesi gün hastaneye benim yanıma geliyorlar. ‘Gazeteciyle görüştün mü’ diye sordular. ‘Sizde biliyorsunuz ki biz büyük bir kurumuz.İsmimizin duyulmasını istemiyoruz. Ama sizin yanınızdayız’ dediler. Ben aptal değilim. Hem benim yanımda olacaksınız. Hem isminiz duyulmayacak. Sizin isminizin duyulmaması için sanığın beraat etmesi gerekecek" ifadelerinde bulundu.

İstismara uğrayan H.Y.’nin uzun süre yaşananların etkisini taşıdığını ifade eden baba, "Benim çocuğum odanın içerisinde tek başına durmuyordu. Şu an bile ablasına bazen kapıyı kapatma diyor. Sanığın avukatları o kadar iğrenç ifadeler kullanıyor. ‘ Bu çocuk hastaneye gelirken hayal kurmuştur.Hastanede hayalini gerçekleştirmiştir’ şeklinde. Kalkıp diyorsun ki, altı yaşındaki bir çocuk, Allah muhafaza fantazi mi kuruyor? " şeklinde sordu.

"Benim çocuğum komşumun çocuğu ile eşit yaşta. Birlikte oynarken büyüyünce ne olacaksın diye birbirlerine soruyorlar. Bizim ki öğretmen olmak istediğini söylüyor. Diğeri de doktor olacağım diyor. ‘Hayır, doktor olma. Doktor kötü bir şey’ demiş bizimki. O kadar aklına yer etmiş."

"Olayın olduğu zaman okula gitmiyordu. Erkek öğretmeni istemedi. Lavaboya gideceği zaman, öğetmeni ile konuştuk, birisi eşliğinde gidiyordu. O kadar vahim bir durumdu. Bazen televizyonda mahkeme gördüğü zaman tırnaklarını kemiriyor.

SANIK AVUKATLARI: AİLE İFTİRA ATTI, ÇOCUK HAYAL KURDU

Sanık avukatlarının H.Y. ve ailesini suçladığını belirten V.Y. çocuklarını istismara karşı eğittiklerini söylemelerinin kendi aleyhlerine kullanılmak istenildiğini ifade etti. 

"Biz mahkemede şunu söyledik; 'Biz televizyonlardan çocukların kaçırıldığını, istismara uğradığını görüyorduk, izliyorduk. İki kız evladı yetiştiren bir baba olarak çocuklarımı karşıma alıp konuştum. Dışarıda birisi size gelip, ‘babanıza götüreceğiz’ derse çığlık atın, bağırın çağırın, sakın gitmeyin diye tembihlerde bulunuyorduk. Gün geldi bu bizim başımıza geldi. Eğer bağırmasaydı kim bilir ne yapacaktı' dedim. Bunu karşı tarafın avukatı aldı dedi ki: 'Bu çocuğunn annesi babası hikaye uydurmuştur. Bunu çocuk hayale çevirmiştir.' O kadar edepsizce, hayasızca bir ifade kullanılıyor ki sanki benim çocuğum fantezi kurmuş. Altı yaşındaki bir çocuk nasıl böyle bir hayal kurdu?"

"Ben bu yolda sonuna kadar gidilerek, en ağır şekilde ceza almasını istiyorum. On bir mahkeme oldu her defasında farklı ifadeler kullanıyor. Biz burada yalnız kaldığımız için umursamıyorlar. Biz çocuğun yıpranmamasını istedik ama olay artık beraate gidiyor. Adalet olduğuna inanmıyorum, Allah’a havale ettim.

'GÖZLERİNİN İÇİNE BAKA BAKA SÖYLEYECEĞİZ'

Diğer yandan yaşanan istismar olayına ilişkin değerlendirmede bulunan HDP İstanbul Milletvekili Dilşat Canbaz Kaya hükümet tarafından gündeme getirilen cinsel istismar yasasında ‘çocuğun rızasının’ aranmasına ilişkin, "Çocuk istismarı yasası tam da böyle bir şey . Buna karşı geldiğimizde deprem meselesini bile bize yıktılar. Kadınlar istismar meselelerini açtıkları için bu depremler yaşanıyor diye. Malesef kafa bu şekilde çalışıyor. Biz şuna karşı geldik 12 yaşındaki daha bedenini bilmeyen bir çocuğun tecavüz edildiğinde bunun rızası olmaz diyoruz. Soru önergesine taşıdık ama Meclis kürsüsünde gözlerinin içine baka baka söylememiz gerekiyor."

'İSTİSMARCILAR KORUNUYOR'

"O çocuk otuz yaşına da gelse bunu unutmayacak. Bende üç çocuk annesiyim. Bazı meseleler bizden çıkıyor. İstismarcılar yasalarla korunuyorlar, statü ile korunuyorlar. Ama biz ne olursa olsun peşini bırakmayacağız. Çocuk sadece sizin değil bizimde çocuğumuz.

"Yaşanan üzücü bir durum. Bir kadın ve anne olarak istismar olaylarında bazen sözün bittiği yere geliyoruz. Hastanenin arkası çok sağlam, bunu da ifade ediyorlar zaten. Bu bizi yıldırmamalı. Çocuğun psikolojisini öncelikle düşünmek gerekiyor.  Yeniden yeniden bir travma yaşıyor çocuk. İkinci meselede istismarda bulunan kişinin bir an önce cezalandırılması gerekiyor. Mahkemeye güçlü bir şekilde katılmak gerekiyor. Biz bunları söylediğimizde bizi teröristlikle suçluyorlar. Çocuk istismarı bir suçtur. Bunu söylemeye devam edeceğiz" dedi.


 

Öne Çıkanlar