Mehmet Y. Yılmaz: Narsistlik bir durum, Erdoğan'ın ciddi öfke kontrolü ihtiyacı var

Mehmet Y. Yılmaz: Narsistlik bir durum, Erdoğan'ın ciddi öfke kontrolü ihtiyacı var
Erdoğan'ın 'Bürokrat kafasında sandalye kır' dediği iddiaları üzerine yazan Yılmaz, seçimlere doğru bu öfke patlamalarının daha da artabileceği öngörüsünde bulundu.

T24 yazarı Mehmet Yakup Yılmaz, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 'Bürokratın kafasında sandalye kır' dediği iddia edilen kulis haberi üzerine bir yazı kaleme aldı. Erdoğan'ın ciddi bir öfke kontrol sorunu yaşadığını belirten Yılmaz "Narsistik bir durum var sanki." dedi

Yılmaz'ın T24'te"Öfke kontrolü" desteğine ihtiyacı var" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin milletvekilleriyle sabah kahvaltılarında buluşuyor ve "dinliyor"!

Bu toplantılardan sızan bir habere göre, Balıkesir Milletvekili Yavuz Subaşı, bürokratlara söz geçiremediklerinden yakınmış.

Erdoğan, söz konusu bürokratların hiyerarşideki pozisyonunu merak etmiş, "kimi kast ediyorsun, daire başkanı mı, genel müdür mü" diye sormuş.

Milletvekili "daha da yukarısı" deyince Erdoğan da "yerelde iktidar milletvekili bürokrata söz geçiremiyorsa masaya yumruğunu vur, sandalyeyi kafasında kır" diye tavsiyede bulunmuş.

Subaşı da tıpkı sizin şimdi düştüğünüze benzer bir şaşkınlığa düşmüş olmalı ki "Duyamadım efendim" deyince, Erdoğan tekrarlamış: "Kafasında sandalyeyi kır!"

Şaka olsun diye söylemiyor bunu, ciddi ciddi tekrarlıyor!

Erdoğan'ın meselelere bakışına hakim olan temel tutum bu.

Sezen Aksu'nun şarkısını beğenmiyor, "dilini koparacağız" diyor.

Hekimler durumlarından yakınıyor, bu kez bir yerlerini koparmaktan söz etmiyor ama yine de sert: Giderlerse gitsinler!

Bir gazeteci ya da bir politikacı beğenmediği bir şey mi söylüyor? Öfkesi yine kabarıyor: Bedelini ödeyecek!

Bir toplantıda hoşuna gitmeyen bir şey mi söylendi, yanıtı hazır: Edepsizlik yapma!

Sigara içen gençlere: Terbiyesiz!

Ciddi bir öfke kontrolü sorunu olduğu görülüyor.

Narsistik bir durum var sanki.

Patlama noktasında şişirilmiş bir ego, öfke üzerindeki kontrolün kalkmasına yol açıyor.

Onun için her eleştiriyi kendisine karşı yapılmış bir hakaret olarak algılıyor.

Ve bu öfke seçici bir öfke de değil. Sadece karşıtlarına yönelmiyor.

Dedikodulara bakılırsa bakanlar da dahil yakın çevresi de bu kontrolsüz öfkeden nasiplerini alabiliyorlar.

İşlerin kötüye gittiğini, ilk seçimi kazanamayabileceğini artık kendisinin de görmeye başladığı, son seçim kanunu değişikliği önerisiyle artık ortaya çıktı.

Bunun ruhunda ne tür fırtınalar koparacağını tahmin etmek mümkün.

Onun için seçimlere doğru bu öfke patlamalarının daha da artacağını öngörebiliriz.

Şimdi sadece ağzından söz olarak dökülen şiddet gösterilerinin, gerçekleriyle karşılaşma ihtimalini hafife almayın derim.

Hem kendisi hem de toplumumuz için en hayırlı iş öfke kontrolü ile ilgili profesyonel destek alması olacaktır.

Öne Çıkanlar