Mehmet Y. Yılmaz: Polis müdürü ve savcı işini dürüstçe yapmadı, yeminine sadık kalmadı

Mehmet Y. Yılmaz: Polis müdürü ve savcı işini dürüstçe yapmadı, yeminine sadık kalmadı
'Gerçekten merak ediyorum, o soruşturmayı yürüten savcı ve polis müdürü şimdi hangi görevdeler?'

T24 yazarı Mehmet Yakup Yılmaz, organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in sosyal medya platformu Youtube'dan yayımladığı video ile Hürriyet'e düzenlenen saldırıyı bir milletvekilinin isteği üzerine yaptığını itiraf etmesi üzerine o dönem dosyayı inceleyen polis ve savcıya tepki gösterdi. Hürriyet'e yapılan saldırı için organize bir faaliyet olduğunu dile getirmelerine rağmen soruşturmanın bireysel bir suç olarak yönetildiğini belirten Yılmaz,  Polis müdürü işini dürüstçe yapmadı, yeminine sadık kalmadı, vergilerimizle ödediğimiz maaşını hak etmedi. Aynı şekilde savcı da dürüstçe görevini yerine getirmedi, vergilerimizle ödediğimiz maaşını hak etmedi. Hepimizin gördüğünü neden göremediler? Saldırı emrini veren siyasi odak mı ellerini, kollarını, gözlerini bağladı?" diye sordu.

Yılmaz'ın T24'te "O polis müdürü ve savcı ne hissediyor?" başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili kısmı şöyle:

Suç örgütü yöneticisi Sedat Peker, Hürriyet binasına yönelik saldırıyı, bir milletvekilinin talimatıyla gerçekleştirdiğini söyledi.

Bu kısacık cümle, bizimki gibi eksik demokrasi ülkelerinde mafya ile siyaset arasındaki tipik ilişkiyi özetliyor aslında.

Siyaset, kendisi için gerekli gördüğünde muhalefeti sindirmek, korkutmak için mafyayı kullanır; mafya da kendi kirli organizasyonunu başına polis ve hukuk musallat olmadan yürütebilmek için siyasetin gücünden yararlanır.

Gazeteci ve politikacılara yönelik son şiddet olaylarında buna dikkat çekmeye çalışmıştım.

Bu saldırılarda soruşturma öyle yürütüldü ki gazeteci ve politikacılara saldıranlar, sanki oradan tesadüfen geçen bireylermiş gibi kovuşturuldular, ellerini kollarını sallayarak mahkeme salonundan çıkıp, gittiler.

İleride bu saldırıların da tıpkı Hürriyet'e yönelik saldırı gibi organize suç örgütünün marifeti olduğunu göreceğiz; çünkü başka türlüsü olamaz.

O vakit de bunun organize bir faaliyet olduğunu söylemiştik ancak soruşturma sanki bireysel suçmuş gibi yürütüldü.

Benim merak ettiğim konu, Hürriyet soruşturmasını yürüten polis müdürünün ve bu dosyayı yargıya taşıyan savcının bu itiraftan sonra yüzlerinin kızarıp, kızarmadığı.

Polis müdürü işini dürüstçe yapmadı, yeminine sadık kalmadı, vergilerimizle ödediğimiz maaşını hak etmedi.

Aynı şekilde savcı da dürüstçe görevini yerine getirmedi, vergilerimizle ödediğimiz maaşını hak etmedi.

Hepimizin gördüğünü neden göremediler? Saldırı emrini veren siyasi odak mı ellerini, kollarını, gözlerini bağladı?

Kendilerince akıl yürütüp, hükümetin bu saldırıyı zımnen onayladığını düşündükleri için mi kanunların emrettiğini yerine getirmediler?

Gerçekten merak ediyorum, o soruşturmayı yürüten savcı ve polis müdürü şimdi hangi görevdeler?

Siyaset, bulundukları yeni görevlerinde de gözlerini bağlıyor mu?

Yeni görevlerinde de mafyanın suçlarını görmezden gelmek için başlarını başka tarafa çeviriyorlar mı? Bunun karşılığında ne elde ediyorlar? Daha yüksek makam mı, daha fazla para mı?

Vicdanları rahat mı, huzur içinde çocuklarının yüzüne bakabiliyorlar mı?

Öne Çıkanlar